Toplumda her şey tıkır tıkır işlesin; insanoğlunun tüm ihtiyaçları karşılansın diye meslekler oluşturulmuş; buna göre iş ve görev bölümleri tesis edilmiştir.
HERKES ÇALIŞIYOR; İŞİNİ YAPIYOR
Bu meyanda çiftçi üretir; marangoz oturacak kanapeler; koltuklar; kapılar; pencereler yapar. Mimar ve mühendis en sağlam ve kaliteli ev çizimleri için çalışır; öğretmen bir nesil yetiştirmek için eli geldiğince uğraşır. Doktor hasta bakar; asker olası bir savaş için hazırlık yapar; siyasetçi kendince ülkeyi en iyi şekilde yönetmeye çalışır.
Peki bilim üretmesi; sonra da ortaya çıkan gerçeklerden toplumu uyarıp - haberdar etmesi; yani bildiği gerçekleri paylaşması gerekenler ne yapar?
Bilim adamı sıfatıyla tanınmak; bunun egosonu yaşamak; bu unvanla maaş almak ve çevrede bu şekilde bir edayla gezip dolaşmak bilim adamı olmak ve kalmak için yeterli midir?
CESARET VE SORUMLULUK TESTİ ŞART
Hepsini tenzih ediyorum elbette! İşi bu olduğu halde bilim üretemeyen; üretemediği gibi üretilmiş olan gerçekleri bile daha doğru düzgün topluma aktaramayan (hatta elinden gelse aktaranlara engel olmaya kalkan); yani sürekli sus pus hallerinde olan ve kafasını kuma gömmüş halde yaşayıp giden bir kısım bilim insanları bu unvanı hak ediyor denilebilir midir?
Ya da; "Zorlamayla; dayatmayla cesur olunmaz; bu meziyet ya serde vardır ya da yoktur" diyerek bilim insanı seçerken LES sınavı yanında bir de sorumluluk duygusu; meslek onuru ve cesaret testinden geçirmek de gerekir mi? Keşke bunların testi olsa!
ÖZELE İNDİRGEYELİM
Demek istediğim şu:
Bu günlerde gazeteci Metin Münir yine psikiyatri; özellikle de depresyon odaklı yazılar kaleme alıyor. Yazıları her zaman olduğu gibi okumaya; araştırmaya; sayısal verilere; bilimsel ve gözlemsel temele dayalı bir muhtevaya sahip.
YA METİN MÜNİR VE BEZERLERİ ÇIKMASAYDI
Burada sayın Metin Münir vesilesiyle şu soruyu sormak gerekiyor:
İyi hoş da; yıllardır yaşanıp giden bu vahametleri bugüne değin bu alanın içinden birileri çıkıp da neden haykırmadı? Bu affedilebilir bir mesleki sorumsuzluk; hatta görev ihmali; ve hatta insan sağlığı gaspı değil midir?
FAZLASI VAR EKSİĞİ YOK
15 yıldır alanın içindeki / mutfağındaki birisi olarak; en önemlisi de elimi vicdanıma koyarak; hatta yanlışsa tüm toplumun ahını yüklenmeyi göze alarak söylüyorum:
Metin Münir in dediklerinin fazlası var; eksiği yok. Hepsi doğru!
Velev ki yarısı doğru olsun diyelim hadi! Peki domates tarlasında değil; insan sağlığı alanında olup biten bu vahametleri bu alanın içinden birilerinin; özellikle de bu alanın bilim ve uygulama insanlarının ta yıllar öncesinden dile getirmesi gerekmez miydi?
Onların görevi pek çok gazete okuru gibi sadece okumak ve garazkar bir dille görüş beyan etmek mi olmalıydı? Metin Münir ve benzerleri olmasaydı biz bu gerçekleri öğrenemeyecek; böylece yaşayıp gidecek miydik yani?
ÇOĞU PİYASADAN; TIPKI FİLANCA İLAÇLAR GİBİ TEK TEK TOPLATILMALIDIR
Sağlık konusunda; en çok da psikiyatri sahasında; en az bir ekonomi gazetecisi olan Metin Münir kadar olsun duyarlı ve cesur olamayan; ya bilmeyen (bu çok daha vahimdir) yahut bildiği halde aktarmayan; sadece susmayı ve kafasını kuma gömmeyi tercih eden bu kişiler görevini yapmış denilebilir mi?
Bir kutu ilaçta zararlı bir madde bulunsa; "İnsan sağlığı bu" deyip tüm ilaçlar toplatılırken bu unvan ve görev sahiplerinin de bilim ve uygulama camiasından tek tek toplatılması gerekmez mi?
Yoksa bilim korkaklığı; mesleki kaygı; kişisel çıkar duyguları; sorumluluk duygusu zayıflığı bir kutu ilacın içinde çıkan ayrık bir madde kadar zararlı değil midir; toplum sağlığı için!
BAKMAK VE İBRET ALMAK BUGÜN DEĞİLSE NE ZAMAN
Şu soğuk günlerde bile domates; biber soframıza geliyor. Çiftçi çalışıyor!
Karşımda 11 katlı binanın yedinci katı inşa ediliyor. Şu kışta kıyamette mühendisler ve işçiler görevini yerine getiriyor.
Bir hafta sonra okullar açılacak; eğitimcilerimiz de iş başı yapacak!
Peki sağlığımız tedavi postu altında çalınırken tuhaf bir şekilde susan ilgili sahanın ağababaları işlerini ne zaman yapacak?
Ne zaman çıkıp da; "Bilgi üretemiyoruz; bilim yapamıyoruz madem; hiç olmazsa bilinenleri; olup bitenleri açıklayalım" diyecekler?
Ekonomi gazetecesi Metin Münir in bilgisine; cesaretine; sorumluluğuna bakıp ne zaman ibret alacaklar?
Onlar (ilgili bilim insanları; akademisyenler; psikiyatristler; hatta psikologlar) okuyup alkışlamanın yahut eleştirmenin okuyucuların işi olduğunu; kendilerine düşenin bunlardan daha öte şeyler olduğunu ne zaman kavrayacaklar?