ALLERJENLER VE ALLERJENLERLE ORTAYA ÇIKAN HASTALIKLAR
Allerji (allergy) kelimesi Yunanca’da diğer anlamına gelen allos ‘dan kök alır.
Bağışıklık sistemi içindeki herhangi bir değişmiş reaksiyonu tanımlamak üzere kullanılmıştır.
Günümüzde allerji çoğu insanın sorunsuzca kabul edebileceği bir maddeye karşı olan anormal duyarlılık olarak tanımlanmaktadır.
Bütün ayrıntıları halen yeterince anlaşılamamış olmasına rağmen; kişinin allerjik olup olmaması hem genetik hem de çevresel faktörlere bağlıdır.
Halen geçerli tahminlere göre bir allerjik ebeveyni olan çocuğun allerji geliştirme riski
% 30 – 50 iken; her ikisi de allerjik ise bu oran % 60 – 80 ‘e yükselmektedir.
Kalıtıma ek olarak çevrenin de allerji gelişiminde önemli bir rol oynadığı görülmektedir.
Tek yumurta ikizleri ile ilgili çalışmalar bu çevresel faktörlerin etkisini çok iyi ortaya koymaktadır. Genetik yapılarının aynı olmasına rağmen tek yumurta ikizlerinin sadece
% 25 – 50 kadarı aynı allerjenler veya aynı allerjik hastalığı göstermektedir.
Belli bir zaman süresi içinde belli bir allerjenle yüksek düzeyde karşılaşan bir kişinin o allerjene karşı duyarlılık geliştirme riski; daha az karşılaşan kişiye göre daha fazladır.
Örneğin erken yaşlarda yüksek miktarda ev tozu akarıyla karşılaşmanın daha sonra ev tozu akarına allerjik olma riskini kesin olarak arttırdığı gösterilmiştir. Eğer ailesel allerji öyküsü varsa bu risk daha da artmaktadır. Ancak bazı kişilerin risk ne kadar yüksek olursa olsun kesin olarak allerji geliştirmediği de bilinmektedir.
Bu duyarlılaşma süresi birkaç haftadan onlarca yıla kadar değişebilmektedir. Bir kişi yaşamının ilk haftalarında besin allerjisi geliştirebilirken; bir diğeri ileri yaşlara kadar duyarlılaşmayabilir. Çoğu kişi polen ve mantar sporları gibi solunum yolu ile alınan allerjenlere ancak birkaç yıl karşılaştıktan sonra duyarlı hale gelir. Bu sürecin gelişme hızı muhtemelen hem genetik hem de çevresel faktörlere bağlıdır. Belirli bazı özgül olmayan irritanlarla; özellikle sigara dumanıyla karşılaşma bu süreci hızlandırabilir.
Duyarlılaşma sürecinde vücut karşılaştığı allerjenlerden birine yada birden fazlasına karşı özgül antikorlar üretir. Antijen burada allerjen adını alır. Antijen : Kendisine karşı antikor yanıtı oluşturulabilen madde.
Antikorlar (immünglobülinler); B lenfositlerin plazma hücresi haline döndükten sonra ürettikleri kimyasal maddelerdir. Beş ana immünglobülin sınıfı vardır. Ig A; Ig G; Ig M; Ig D ve Ig E. Allerjik reaksiyonlara neden olan antikorlar Ig E sınıfındandır. Allerjen : Kendisine karşı allerjik yanıt oluşturulabilen madde (Her madde allerjen değildir; allerjen olabilmesi için bazı özellikler gerekmektedir). Yani allerjik yanıtı ve allerjik olayları başlatabilen maddeler allerjenler olarak anılırlar. Allerji : Allerjene karşı oluşturulan klinik yanıt.
Allerjenler birkaç gruba ayrılarak incelenir.
Örneğin ev içi allerjenler ve ev dışı allerjenler gibi; veya inhalan (solunum yoluyla alınan) allerjenlker veya ingestan (sindirim yoluyla alınan) allerjenler gibi.
Genel olarak allerjenlerin vücuda giriş yolu göz önünde tutulursa; Solunum yoluyla alınan allerjenler (inhalan allerjenler – aero allerjenler) :
Solunum havasında bulunurlar ve inspirasyon sırasında solunum yollarına alınarak solunum yolu mukozası ile temas ederler.
Ev tozu akarları; küf sporları; bitkilerin polenleri; hayvan tüy ve epitel döküntüleri (kedi; köpek; fare; kobay; at; domuz; tavşan vs); hamam böceği allerjenleri; solunum yolu ile alınabilen besin partikülleri; lateks partikülleri solunum havasında bulunduğunda allerjik cevabı başlatan önemli allerjenlerdendir.
Sindirim yoluyla alınan allerjenler :
Besinler; besin katkı maddeleri (tatlendırıcılar; renklendiriciler; koruyucular vs); ilaçlar ve ayrıca solunum yoluyla duyarlılaşma sağlayan ancak besinleri kontamine ederek sindirim yolundan da alınabilen allerjenler.
Bazı besinlerle polenler arasında çapraz reaksiyonlar görülebilmektedir. Örneğin birch – huş ağacı (bir tür kavak ağacı) polenine duyarlı bir kişide elma; armut ; erik; şeftali; kayısı; kivi; kereviz; çiğ havuç; çiğ domates; fındık; ceviz; badem gibi meyvaların yenmesi ile allerjik bulgular ortaya çıkabilir. Benzer şekilde grass (otlar) polenler ile kivi; çiğ domates; un; kavun; bezelye; ciğ patates arasında çapraz reaksiyonlar bulunmaktadır. Lateks allerjisinde ise muz; avokado; kivi ve kestane ile allerjik bulgular görüldüğü bildirilmektedir.
Deriye temas yoluyla etki eden allerjenler : Özellikle kontakt allerjide önemlidirler; çeşitli kimyasal meddeler bu şekilde etkili olabilirler ayrıca çeşitli kremlerin içinde bulunan ilaç özelliği taşıyan maddeler gerek tip I gerek tip IV allerjiyi başlatabilirler. Mukozal temas ise lateks allerjisinde çok önemlidir.
İlaçlar (özellikle antibiyotikler); ilaçların taşıyıcı maddeleri veya koruyucu maddeleri; metaller; kimyasal maddeler (kumaş boyaları; deterjanlar) vs.
Parenteral yol ile alınan allerjenler :
İlaçlar; arı venomu (böcek zehirleri); lateks partiküller bu şekilde alınabilen allerjenlerdendir.
Ev içi inhalan allerjenler : Akarlar; küf sporları; hamam böceği; ev hayvanları allerjenleri vs.
Ev dışı inhalan allerjenleri : Polenler; küf sporları vs.