Bilindiği üzere 0-3 yaşlar arası; bebeklik dönemi olarak kabul görür. Peki; bebekler psikoloğa gider mi? Tabi ki gider. Elbette bir psikologdan seans için randevu alıp; randevu saatinde orada olmayı tek başına başaramazlar. Ancak; bebeğinde yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu fark eden deneyimli anne babalar bebeği için randevu alma yoluna gider ve bebeğin gelişimi sağlıklı yola koymak için çaba sarf ederler. İlk çocukta anne baba deneyimsizdir; bebeğin büyütülmesi konusunda ya büyüklerinden yardım alır ya da ellerinden geleni yaparak iyi niyetleriyle bebeklerini büyütmeye çalışırlar.
Bebeklik; insan hayatındaki en önemli ve en çarpıcı bölümüdür. Bu dönem bebeğin dünyayla tanıştığı; tamamen bakıma; ilgiye; sevgiye ihtiyaç duyduğu; bir bakanı olmaksızın hayatta kalma şansının neredeyse imkansız olduğu; yürümeyi; konuşmayı; koşmayı öğreneceği; temel güven duygusunu oluşturacağı; benliğini fark edeceği; diğer herkesin kendi uzantısı olmadığını bir kendiliğinin olduğunu fark edeceği; diğer tüm gelişim dönemlerinin üzerine inşa olacağı en önemli dönemdir. İnsan; bir daha hiçbir zaman; bebeklik döneminde ki kadar hızla gelişip değişmeyecektir. Elbette bu dönemde yaşananlar; eğrisiyle doğrusuyla; iyisiyle kötüsüyle yaşamın sonuna kadar geçirilecek çocukluk; erinlik; ergenlik; gençlik; yetişkinlik… dönemlerini de fazlasıyla etkileyecektir. Bu sebeple bebeklik döneminde elbette psikolog desteği olması kaçınılmazdır; çünkü bebeğin bedensel gelişimi yanı sıra zihinsel; dil; duygusal; davranışsal; ahlaki gelişimi yani psikolojik yapısı çok çok önemlidir.
Bazı bebekler sağlıklı doğar; doğum öncesinde; sırasında ve sonrasında her şey yolunda gitmiştir; kilosu iyidir; boyu normaldir; tüm sağlık taramalarından iyi sonuçlarla çıkmıştır; ama annenin ilk anneliğidir; anne tedirgin ne yapacağını bilememektedir. Ziyaretine gelen herkesin “Öyle sakın tutma; şöyle tut; gazı olursa şu ilacı kullan; pişiği olura şunu sakın sürme…”tavsiyeleriyle bebeği için en iyisini yapmaya; onun bakımını en iyi şekilde karşılamaya gayret eder ve tüm bu yaşanılanlar annenin psikolojisini; dolayısıyla bebeğin psikolojisini etkiler.
Bazen de bebek her yönden sağlıklı; fakat anne baba geçinememekte; sürekli tartışmaktadır. Bu tartışmalar bebeğin yanında gerçekleşmekte; evin negatif atmosferi ve anne babanın gerginliği yine bebeğin psikolojisini etkilemektedir.
Bazen de bebek çok gazlı olmakta; uyuyamakta ya da tuvaletini yapamamakta veya sağlık sorunları yaşamaktadır. Bebeğin içinde bulunduğu bu hal ya da haller aileyi üzmektedir. Bebek sadece ağlamakta; anne baba derdini anlatamayan bebesinin derdini anlamak için seferber olmaktadır. Bazı hallerde anne baba uykusunu yeterli miktarda alamamakta; hatta en basit tuvalet ihtiyacını bile gidermeye fırsat bulamamakta; kendine hiç vakit ayıramamakta bebeğin ihtiyaçlarını karşılamak için ya kendi ihtiyaçlarını karşılamayı ertelemekte ya da kendi ihtiyaçlarını hiç karşılayamamakta; görmezden gelmektedir. Hele anne baba çalışıyor; kardeşler okula gidiyorsa uykusuzluk aile bireyleri için çok yıpratıcı olmakta bazı bebeklerin bir yıl ya da daha fazla aileyi uyutmadığını düşünürseniz bu durumun aileyi nasıl etkileyebileceğini tahayyül edebilirsiniz. Doğal sonucu gergin olan aile bebeği hırpalamaya kadar aklı selimini yitirebilmekte; bebeği kundak yardımıyla sarhoş edene dek sallama suretiyle bebeğine çeşitli zararlar verebilmektedir.
Bebek sorunları sadece gaz; çocuk hastalıkları; uyku problemleri gibi sorunlardan kaynaklanmaz. Bazen de bebek; ciddi sağlık sorunlarıyla doğar; son yıllarda örneğin kanser hastalığıyla dünyaya gelen bebeklerin sayısı azımsanmayacak ölçüdedir. Sağlıklı dünyaya gelmesi beklenen miniğin ciddi bir hastalıkla doğması aileleri derinden sarsmakta; aile sadece psikolojik yönden değil maddi manevi birçok yönden çöküntüye uğramaktadır.
Yanı sıra işitme; görme yetersizliği ya da yokluğu ile dünyaya gelen bebekler olduğu gibi; zihinsel engelli; bedensel engelli ya da doğum sırası komplikasyonlarla vücudunun herhangi bir bölgesinde sinir ezilmeleriyle dünyaya gelenler; Down Sendromu; Otizm…gibi daha nice durumlar söz konusudur. Bazen de doğru giden gelişim herhangi bir sebeple (kaza; travma; havale…) bir yıl; iki yıl ya da bir süre sonra gerilemeye başlamaktadır. Tüm bu durumlar hem bebeği hem aileyi her yönden etkiler. Bir de hem bebek sorunlu doğmuş hem de aile sorunlu durumu buluşmasında bebeğin psikolojisi çok daha kötüye gitmekte; bazı hallerde gelişimi bile sekteye uğramaktadır. Tabi ki bu dönemde bebeğin psikolojisini değerlendirmek; ancak onun anne babası; varsa kardeşleri ve bebekle etkileşimde olan tüm bireyleri değerlendirme yoluyla gerçekleştirilecektir.
Bebekleri için psikoloğa başvuran ailelerin büyük bölümü bebeği pek tanımaması ya da daha iyi tanıma isteğiyle gerçekleşir. Çünkü bebek konuşmamakta; kendi iç dünyasında neler olup bittiğini paylaşamamaktadır. O kendi hakkında sözel bilgi veremediğine göre psikolog bebekle nasıl çalışır diye bir soru akla gelir. Elbette psikolog için; klasik görüşme şeklinde bir görüşmeyi bebekle yapması mümkün değildir; bebekle çalışmak öncelikle aileden alınan bilgiler doğrultusunda gerçekleşir. Bu sebeple bebekle yakından ilgilenen; bebeğin etkileşimde bulunduğu kişilerin ilk görüşmede hazır bulunması seans randevusu verildiğinde aileden özellikle istenir. Bu görüşmelerde bebekle ilgili bilgiler dışında aileye dair tüm bilgiler alınır. Bu bilgiler ailenin demografik bilgilerinden tutunda sağlık durumuna; ev içinde bir günün nasıl geçtiğine; aile bireyleri arasındaki iletişim tarzlarına kadar geniş bir yelpazeyi kapsar. Onların verdiği bilgiler dışında bebek hakkında detaylı gözlem formları doldurulur; bazen de bu formlar ev içinde yapılacak ödevler halinde verilir. Bunun dışında psikolog bebeğin hareketlerini ve davranışlarını kendisi gözler; onun çevresiyle iletişimini inceler; gelişim testlerini yaparak bebek hakkında tüm verileri sağlıklı şekilde değerlendirmeye gayret eder. Tüm değerlendirmeler sonunda yukarıda saydığımız sebepler gibi ya bebeğin sorunu örneğin uyku sorunu aile bireylerini etkilemektedir yani sorun bebek kaynaklıdır ya da bebek ailenin dürüstü; aile içinde yaşanan problemlerin göstergesi; aynası; problemleri üstleneni; yardım çağrısında bulunanıdır. Yani aile içinde durumlar düzene girdiğinde onun da problemleri otomatik olarak ortadan kalkacaktadır. Bu sebeple; bebeği etkileşimde olduğu tüm bireyleri; onların psikolojilerini; davranış alışkanlıklarını; düşünce şekillerini; inançlarını; tutumlarını; değer yargılarını; beklentilerini kısacası bebeğin içinde bulunduğu sistemin tamamını dikkate alarak çalışırız. Bebeği daha iyi nasıl anlayabilir; onun iç dünyasını nasıl keşfedebilir ve o minikle nasıl temas edebiliriz; tüm çabamız bunun içindir.
Eğer bebeğinizde yolunda gitmeyen bir şeyler varsa muhakkak bir psikologtan yardım alın. Onlara ailesi olarak yapacağınız her destek bebeğinizi her yönden sağlıklı yetişmesi yönünde olacaktır. Her bebek farklıdır; her şeyden önce her biri ayrı bir mizaçla dünyaya gelir. Kimi sakindir; kimi sürekli ağlar; kimi çevreye ilgisizdir; kimi çok meraklı; kimi ürkektir; kimi azimli. Mizacı ne olursa olsun onun karakteri şekillendirecek olan bizlerin davranışlarıdır. Bu sebeple nasıl ebeveynler olduğumuzu kontrol edelim ve onlara karşı davranışlarımızda daha duyarlı olalım; çünkü bebektir anlar.