YAŞAMINIZ SİZİN ELLERİNİZDE
Kişiler arası ilişkilerinizde; karşınızdaki kişinin davranışını değiştirmek istiyorsanız yapmamanız gereken en önemli şeylerden biri de karşı tarafın kişiliğine yönelik eleştiridir. Çünkü; şu bir gerçek ki kimse eleştirilmekten hoşlanmaz ve her insan eleştiri karşısında inkâr etme; kabul etmeme tepkisini verir. Özellikle bizim gibi gelişmekte olan toplumlarda insanlar genelde olumsuza odaklı yaşarlar. Yani karşısındaki kişinin olumlu tutum ve davranışlarını görmez; olumsuz davranışlarını ise temcit pilavı gibi ısıtır ısıtır önüne koyalar. Örneğin karı-koca ilişkisinde; kadın çok güzel yemek yapıyordur; ancak kadının bu olumlu özelliği kocası tarafından ifade dilmez; çünkü kadın zaten iyi yemek yapıyordur; kadının bu olumlu özelliğini dile getirmeye gerek yoktur. Yani ilişkilerde karşı tarafın olumlu özellikleri görmezden gelinirken; olumsuz özellikleri ise çok fazla ön plana çıkarılmaktadır.
Sevgili okurlar; hepinizin bildiği bir deyim vardır; “kör ölür badem gözlü olur!” Bizler toplumsal olarak olumsuza odaklı yaşayan bir toplumuz. Sevdiğimiz kişiyi yanı başımızda iken yeterince göremeyiz de; ancak bizden uzaklaştığında ya da sevdiğimiz kişiyi kaybettiğimizde gerçek değerini anlarız. Oysa ki; gerçek sevgi; sevdiğine yanındayken sevgini hissettirebilmektir. Herkes çok iyi bilir ki; mükemmel insan yoktur; çünkü mükemmellik yaşamın sonlanmasıdır; ulaşacak hedefi kalmayan insanın yaşamı da sona yaklaşmış demektir. Eşler arasındaki ilişkilerde olsun; arkadaşlık ilişkilerinde olsun; anne-baba ve çocuk ilişkisinde olsun… önemli bir nokta şudur ki; mükemmel insan yoktur. Peki karşımızdaki kişinin hatalı davranışlarını hiç mi eleştirmeyeceğiz? Tabi ki karşımızdaki kişiyi eleştireceğiz; hatalarını göstereceğiz! Ama önemli olan bu nasıl yaptığınızdır! Öncelikle yapacağınız eleştiri asla karşınızdaki kişinin; kişiliğine yönelik olmamalı; onun hatalı davranışına yönelik olmalı! Örneğin eşinizin bir davranışından hoşlanmıyorsanız; bunu onun kişiliğine yönelik bir eleştiri ile değil de; hoşlanmadığınız davranışına yönelik olarak ifade edin. Çünkü kişiliğe yönelik yapılan eleştiriler saldırı olarak algılanır ve tepkiye neden olur; oysa yanlış davranışa yapılan eleştiri ise saldırı olarak algılanmaz.
Bir insanın davranışını olumlu yönde değiştirmek istiyorsanız; yapmanız gereken en önemli şey; o kişiyi eleştirmemek; yargılamamak ve o kişinin olumlu özelliklerine odaklanmak ve olumlu özelliklerini ön plana çıkarmaktır. Çok bilinen bir atasözü “Bir insana kırk kere deli dersen deli olur!” Bir insanı sürekli olumsuz özellikleri ile eleştirirseniz; o kişi bir süre sonra olumsuz bir insan olduğuna inanır ve sonraki süreçte hep olumsuz davranışlar sergiler. Örneğin; bir anne çocuğunun olumsuz davranışlarından dolayı; sürekli çocuğunu yargılıyor ve sürekli “sen çok yaramaz bir çocuksun!...” tarzında olumsuz sözler söylüyorsa; bu çocuk kendisi ile ilgili şöyle bir mantıksal çıkarım yapacaktır “Evet; ben yaramaz bir çocuğum; annem bana hep “sen yaramaz bir çocuksun!” dediğine göre doğru söylüyordur. O halde ben yaramaz bir çocuk olduğum için; yaramaz bir çocuğun davrandığı gibi davranmalıyım.” Eğer eşiniz işten geldiğinde ev içi işlerde size ortak olmasını istiyor ancak bunu yapmadığı için şöyle bir ifade kullanıyorsanız; “Bütün gün senin kadar ben de çalışıyorum ve senin kadar ben de yoruluyorum ama sen bana ev içi işlerde yardım etmiyorsun; ne kadar bencil bir adamsın!” Bu cümle karşı tarafın kişiliğine yönelik saldırı ifade eden bir cümledir; ve bu nedenle de karşı tarafta tepkiye neden olacaktır ve adam ev işlerinde yardım edeceği varsa da yardım etmemesine neden olacak bir cümledir. Oysa şöye söylenseydi daha iyi sonuç alınabilirdi “Bütün gün ben de iş yerinde çalışıyorum ve yoruluyorum. Bu nedenle de ev işlerinde bana yardımcı olmanı istiyorum. Buna ihtiyacım var.” Bu cümle olumlu beklenti ifade eden bir cümledir ve karşı tarafın kişiliğine yönelik bir saldırı olmadan karşı taraftan beklentiyi ifade eder.
İlişkilerinizde cümlelerinizin karşı tarafa nasıl bir mesaj gönderdiği çok önemlidir. Olumlu mesaj mı gönderiyor yoksa sırf karşı tarafın kişiliğine saldırmak ve olumsuz yönlerini ön plana çıkarmaya yönelik bir mesaj mı gönderiyor. Eşler arası ilişkilerde; arkadaşlık ilişkilerinde; anne-baba ve çocuk ilişkisinde… her zaman için olumsuz giden iletişim tarzını olumluya döndürmek mümkündür. Önemli olan neyi; nasıl ve ne zaman söyleyeceğimizin dengesini iyi ayarlamaktır. İlişkilerinize olumlu yönde geliştirmek sizin ellerinizde. Şimdi sizlerle bununla ilgili çok beğendiğim bir hikayeyi paylaşmak istiyorum;
Çok eskilerde bir bilge varmış ve ne sorsan cevap verirmiş ve bir gün onu çekemeyen biri demiş ki:
-“Ona öyle bir soru soracağım ki kesinlikle bilemeyecek
ne soracaksın diye sormuş arkadaşlarından biri
.-“Elimde bir kelebek var; ölü mü diri mi? diye soracağım. Eğer diri derse elimi sıkıp kelebeği öldüreceğim; eğer ölü derse de elimi açıp bırakacağım ve kelebek uçup gidecek. Böylece bilge benim sorumu hiçbir zaman doğru bilemeyecek” demiş
Bu kişi bilgenin yanına gitmiş ve sorusunu sormuş. Avuçlarının içine bir kelebek almış ve demiş ki;
-“Söyle bakalım bilge; elimdeki kelebek ölü mü diri mi?”
bilgenin cevabı ise müthişmiş; bilge demiş ki;
-“ Onun yaşamı senin ellerinde!”
Değerli okurlar; yaşamınızı güzelleştirmek de; yok etmek de sizin ellerinizde; kimse mükemmel değildir; sevginizi; olumlu duygu ve düşüncelerinizi karşınızdaki insana ifade etmek sizden hiçbir şey eksiltmez; tam tersine sizi çoğaltır. İfade edilmeyen sevgi; yaşanmıyor demektir. Yaşanan gün; bu gündür! Düş geçmiştir ve yarın yoktur. Var olduğumuz an; yaşadığımız şu andır. Sevgiyi; olumluyu; güzeli ifade etmede cimri davranmayın. Yarın hiç olmayabilir ve dün çoktan bitmiştir; gün bu gündür!
“HİÇ BİR ZAMAN HAYATTAN BEMBEYAZ BİR SAYFA BEKLEMEYİN! ÇÜNKÜ İKİNCİ SAYFA BİLE; BİRİNCİNİN İZLERİNİ TAŞIR...”
Psikolog Saadet Elevli