Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Kış Aylarında Cilt Bakımı ve Sık Görülen Cilt Hastalıkları

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 21:56    Güncellendi: 18.02.2025 21:56
Vücudumuzun en büyük organı olan derimiz aynı zamanda dış ortamla en fazla temas halinde olan organımızdır. Bu sebeple mevsim ve fiziksel koşul değişimlerinden en çok etkilenen dokudur.

Havaların giderek soğuduğu şu günlerde cildimiz soğuk ve rüzgardan fazlasıyla etkilenmekte. Soğuk ve rüzgar cildin üst tabakasındaki su ve sebum denilen yağ salgısının dengesini bozarak cilt kurumasına neden olur.Bariyer fonksiyonunun azalması cildin dış etkenlerden (irritan maddeler;bakteri ve virüsler; allerjenler gibi) daha cok etkilenmesine yol açar. Bariyer fonksiyonu azalan ciltte çeşitli hastalıklar oluşabilir.
Bu hastalıklardan en fazla görüleni egzemalardır. Çoğunlukla el;yüz kollar gibi dış ortama daha açık bölgelerde gördüğümüz egzemalar kış aylarıyla birlikte artış göstermektedir. Cildimizde kuruluk; kızarıklık; sulanma ve çatlama gibi belirtiler oluşuyorsa egzema başlangıcı olabilir. Bu durumda bir Dermatolog a görünmekte fayda vardır.

Soğuk ve kuru hava derinin üst tabakası yanında alt tabakalardaki damarlarımızı da olumsuz etkiler. Özellikle bünyesi yatkın kişilerde cildin orta ve alt kısmındaki kılcal damarlarda büzüşmeler meydana gelebilir. Bu durum özellikle soğuk ortamlarda ve dışarıda cok kalan kişilerde görülür. Damarların büzüşmesi dolaşımı bozar; deri içinde kan göllenmesine ve siyanoz denilen mor görüntüye neden olur. Beraberinde genelllikle ellerde soğukluk; üşüme ve şişme vardır. Soğuk havanın damarlarımızdaki olumsuz etkisini azaltmak için kış aylarında eldiven; şal; atkı ve bere kullanmak; sigaradan uzak durmak ve düzenli egzersiz yapmak gibi tedbirler alabiliriz. Kış aylarında cilt hastalıklarında artışa neden olan önemli bir etken de güneş ışınlarının daha zayıf olmasıdır. Güneş ışınlarının vücut ve ruh sağlığımız için birçok önemli ve faydalı etkilerinin olduğu biliniyor. Güneş ışınlarının; fazlalığında olduğu gibi azlığında da cildimiz için olumsuz etkileri söz konusudur. Örneğin sedef hastalığında güneş ışınlarının faydalı etkisi iyi bilinen bir gerçektir ve hatta tedavisinde kullanılmaktadır. Sedef hastası olan insanların kış aylarında şikayetlerinde artışlar görmekteyiz. Aynı zamanda egzema türü cilt rahatsızlıkları da yazın güneş ışınlarından olumlu etkilenirler. Güneş ışınlarının azalmasının insanlarda ruh halini olumsuz etkilediği de bilinen bir gerçektir. Bu durum dolaylı olarak psikosomatik cilt hastalıklarında artışa neden olabilmektedir. Bu yüzden kışın nadiren görebildiğimiz güneşli günleri değerlendirmekte fayda var.

Kış aylarında soğuk-kuru hava ve rüzgarın cildimiz üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak için cilt bakımımıza daha fazla özen göstermeliyiz. Özellikle hanımlar temizlik ve suyla daha fazla muhatap olduklarından daha çok dikkat etmek zorundadırlar. Kışın cilt bakımında en önemli temel etken nemlendirici ve bariyer özelliği olan kremlerdir. Özellikle vaselin; gliserin; lanolin; mineral yağlar; seramidler; üre; pronilen glikol içeren nemlendiriciler ve bariyer kremler kullanılmalıdır. Bayanlar ev temizlik işlerinde eldiven takmalı; elimizle suyun teması öncesi ve sonrası nemlendiriciler sürülmelidir. Güneş ışınlarına hassasiyeti veya leke problemi olan kişiler uygun bir güneş koruyucu sürerekte dışarı çıkabilirler. Cilt temizliğinde ise sabun ve alkol içeren temizleyicilerden uzak durulmalı; temizleme sütü veya sabun içermeyen kompakt barlar tercih edilmelidir. Cildi ölü tabakalardan temizlemek için hafif peeling yapıcı ev bakım kremleri kullanılabilir. Bunun yanı sıra cildi tazeleyerek canlandıran kimyasal peeling işlemi uzman doktorlar tarafından en çok kış aylarında yapılmakta ve tavsiye edilmektedir.