İçinizden hiçbir şey yapmak gelmiyorsa; uyanıp yataktan kalkmak; yemek yemek; sevdiklerinizi görmek onlarla vakit geçirmek anlamsız gelmeye başladıysa depresyonda olabilirsiniz. Ancak; burada önemli olan nokta böyle hissettiğiniz ilk günden “Depresyona girdim.” diye bir sonuca varmamanız. Çünkü depresyonda olmanız için en az 2 hafta boyunca yukarıda bahsettiğim şekilde şikâyetleriniz mevcut olmalı. Hayattan her gün aynı derecede keyif almıyoruz. Bazı günler daha isteksiz ve keyifsiz olabiliyoruz. Yukarıda bahsettiğim gibi her böyle hissettiğimizde depresyona girdik anlamına gelmiyor.
Depresyon dediğimiz aslında tek başına bir hastalık ya da bir bozukluk değil.
Depresyonu daha çok bazı bozuklukların işareti olarak görmek daha doğru olur. Depresyon; majör depresif bozukluk; bipolar bozukluk gibi bazı duygudurum bozukluklarına işaret edebileceği gibi birçok başka bozukluğa da eşlik eder. Örneğin kaygı bozuklukları yaşayan kişiler çoğunlukla depresyon semptomları da gösterirler.
Peki; 2 haftadan fazla bir süredir yukarıda bahsettiğim şikayetleriniz sürüyorsa ne yapacaksınız?
Bu durumda bir ruh sağlığı uzmanı ile görüşmeye karar vermek ve en kısa sürede bu görüşmeyi ayarlamak en yerinde davranış olacaktır. Depresyonun ortaya çıkmasında etkili olan etkenlerin bir uzman eşliğinde belirlenmesi ve bundan sonrasında nasıl bir yol izleneceğinin kararlaştırılması yaşadığınız sıkıntıları olabilecek en kısa sürede aşmanıza yardımcı olacaktır. Özellikle de bipolar bozukluk gibi bazı bozukluklar mevcut ise bu durumda bu teşhisin konması ve gerekli ilaç tedavisi ve psikoterapinin düzenlenmesinin önemi daha da artmaktadır. Çünkü bu tür bazı bozukluklar kendiliğinden geçen ve tek başınıza başa çıkabileceğiniz durumlar değildir. Bu nedenle bir uzmana danışılması büyük önem taşır.
“Psikoterapi bana nasıl yardım edecek ki?” diyor olabilirsiniz içinizden şimdi. Depresyondaki umutsuz ve karamsar bakış açısı terapiden beklentilerinizi de düşürüyor olabilir. Psikoterapide ne şekilde çalışılacağı ve bunun mantığı hakkında şunları söyleyebilirim size:
İlk görüşmede durumu olabildiğince net bir biçimde görebilmek adına sizin şikayetleriniz hakkında ve sizin hakkınızda detaylı bilgi alınır. Şu ana kadar denediğiniz sonuç alamadığınız yöntemler araştırılır ve bundan sonrası için terapiden beklentiniz ve hedefleriniz sorulur. İlk 1-2 görüşmede psikoterapinin yardımcı olabileceği alan içerisinde kalan hedeflere yönelik bir terapi planı oluşturulur danışan ve terapist tarafından. Bu planı terapist kendi başına oluşturmaz; Bilişsel Davranışçı Terapi’de her zaman olduğu gibi terapi planı da birlikte oluşturulur. Eğer şikayetleriniz ilaç tedavisi de gerektiriyorsa bir psikiyatrist ile ilaç tedavisine de devam edilmesi gerekir. Bu gibi durumlarda bir psikiyatrist ve bir psikolog beraber çalışabilir veya psikoterapi konusunda yetkin olan bir psikiyatrist psikoterapiyi ve ilaç tedavisini kendisi yürütebilir. Psikiyatristinizin düzenlediği ilaç tedavisini kendiniz değiştirmemeniz; kesmemeniz; yeniden başlamamanız ve etraftan duyduğunuz ilaçları tavsiye yoluyla psikiyatristinize danışmadan ilaç kullanımına başlamamanız çok önemlidir. Bu şekilde kendi ilaç tedavinizi planlamaya kalkışırsanız tedaviden faydadan çok zarar görebilirsiniz.
Önemli: İntihar düşünceleriniz var ise bu durumda yardım istemek için beklemeyin. Bu durumda “Arada bir aklıma geliyor; sonra vazgeçiyorum.” diye düşünüp harekete geçmeyi ertelememek gerekir. Bu nedenle; intihar düşünceleriniz zaman zaman da olsa oluyor ise bu durumu ciddiye alıp bir uzmana danışın ve bunu olabilecek en kısa zamanda yapmaya çalışın. Aynı şekilde bir yakınınız intihar düşünceleri olduğuna işaret eden ifadeler kullanıyorsa da bunu önemseyin ve yardım alması için destek olun. Bu tip işaretleri önemsemeyip sonradan pişmanlık duymak yerine en kısa sürede harekete geçin.