Bakım veren kişilerin sık karşılaştığı sorunlardan birisi de çocukların yemek yeme sorunlarıdır. Çocuğun yemek masasına oturmayışı; otursa da sık sık kalkması; önüne koyulan yemeği seçmesi; meyve veya sebze sevmemesi; et veya süt ürünleri ile beslenmeyi reddedişi; tabağındaki miktarı bitirememesi/ bitirmemesi; sağlığa zararlı bir takım yiyecekleri sıklıkla talep etmesi (çikolata; cips; kola v.b) gibi sorunlar ve detayları…
Yemek Çocuk İçin Nedir? Ne Olmalıdır?
Yemek yeme; uyku uyuma ve tuvaletini yapma doğal olan bir davranıştır. Yani dürtüsel ve kendiliğinden olandır. Bu davranışların belirli bir düzene bağlı gelişmesi ise bir alışkanlıktır. Bu davranışlar sonradan edinilen bir beceri değildir. Çatal kullanmak; masaya oturmak bir beceri olabilir; ancak yemek; doğal ve içgüdüseldir.
Yemek yeme davranışının belirli bir düzen haline getirilmesi; yani belirli saatlerde; belirli yerde (masa başında/evde gibi) ve belirli şeylerin yendiği durum alışkanlıktır. Ve çocuklara bakım veren kişiler tarafından kazandırılması gereken kısım yemenin alışkanlık ve düzen halinde oluşudur.
Çoğu yetişkin bu ayrımı yapmaz: bakım veren kişiler (ebeveyn; anneanne; bakıcı; kreş öğretmeni v.b) çocuğu yemek yemesi için zorlamaya çalışarak; ısrar ederek; ikna etmeye çalışarak çocuğun yemeye karşı direnç geliştirmesine neden olur ve yemeyi çocuk için çıkar sağlayıcı bir davranış haline dönüştürürler.
Oysa kazandırılması gereken yalnızca doğru zaman; doğru yer ve doğru yemek alışkanlığıdır. Tabi keyif alarak yemek de işin yaşam felsefesi kısmı.
Bunları Yapmayın!
Her şeyden önce çocuğun mutlaka yemesi gerektiği gerçeğini aklınızdan çıkartın. Aşağıda yazdığım cümleler efsanedir:
- Çocuk yemezse veya iyi yemezse hastalanır;
- Çocuk hasta ise çabuk iyileşmesi için yemek yemelidir ve iyi yemelidir.
- Çocuğun iyi gelişmesi için her şeyden biraz biraz yemesi gerekir.
- Çocuk yemezse cılız kalır; güçsüz kalır; gelişmez.
- Çocuk ben yedirmezsem asla yemez.
Ayrıca;
- Şunu yemez-bunu yemez; diye konuşup çocuğun kendini etiketlemesine fırsat vermeyin. Birçok anne çocuğunun yemediği yemeklere dikkatini verir; takip eder; her o yemek geldiğinde yer misin; diye sorar ve çocuğunun doğuştan bir özelliğiymiş gibi bu durumu yakınlarına anlatır. Bu özelliğin dile getirilmesi çocuk için ikincil bir kazanç oluşturur; hem diğer insanların ve annenin dikkatini çekmektedir hem kendisini bu gruba alır ve çocuğun kendisi de bu gerçeğe inanır. Örneğin; Ali et yemez. Ali; ben et yemem ki; der. Çocuğun daha önce yemediği bir yemeyi yediğinde şaşırılmamalı; dile getirilmemelidir.
- İnatlaşmayın! Yemek konusunda çocuğu karşınıza almayın; onu zorlamayın; sık sık bitirmesi için ikaz etmeyin.
- Sabırlı ve güçlü olun. Yetişkin olan sizsiniz unutmayın. Yemediği yemekler karşısında çaresizliğinizi belli etmeyin.
- Yemeklerin kötü şekillerinden bahsetmeyin; çocuklar bu konulardan etkilenirler. Örneğin artık birçoğunun hormonlu oluşundan; pis olduğundan; nasıl paketlendiği belli olmadığından v.b
- Yemeyi TV. önüne; salona; oyun alanına ve ayağına getirmeyin. Yemeği ödüllendirmeyin; yememeyi cezalandırmayın.
Bunları Yapın!
-Siz; yetişkin bir model olarak yemek düzenini oturtun. Belirli zamanlarda yemeğe oturun; ailece sofraya eşlik etmeye çalışın; masa başında ve menüde ne varsa hepsinden biraz alarak ve keyif alarak yiyin. Yemek yeme insana iki şey verir: doyum ve haz. Yemeyi yalnızca mecbur olduğunuz veya midenizi doldurmak için yapıyorsanız öncelikli sorun çocuğunuzun yememesi değil.
-Çocuğunuza sınırlar (kurallar) koymaktan çekinmeyin. Eğer masada tüm aile üyelerinin yediği çorbanın yerine patates cipsini tercih ediyorsa ve vermediğiniz halde akşamı aç geçirecekse bırakın tercihlerinin sonuçlarına katlansın.
-Çok yerine her zaman önce az verin; ancak ilave isterse çoğaltın. Çocuğun porsiyonunu onun midesi ve onun iştahı belirler.
-Sofrayı kurarken (örneğin kurulmadan 10 dk. önce) ona haber verin; az sonra birlikte yemek yiyeceğinizi söyleyin; onu hazırlayın.
-İstemediği; yemediği zamanlar tabi ki olacaktır. Çocukların sık hastalanma (bu normaldir) nedeni ile sık iştah kaybı yaşandığı bilinir. Bazen bu konu görmezden gelinmeli; önemi yokmuş gibi bakılmalıdır. Ayrıca seçilen 1-2 çeşit yiyecek anlayışla karşılanmalı; yerine aynı değeri veren başka bir yiyecek takviyesi yapılmalıdır. Çünkü insan olarak hepimizin ağız tadı vardır ve seçimler yaparız.
-Dikkatinizi neyi yiyip yemediğine vermeyin; seçimleri görmezden gelin; unutun. Her seferinde unutun; çocuk bu seçiminin anormal olduğunu sizin değişmeyen tutumlarınızdan anlayarak doğru olana yönelecektir. Çoğu zaman da çocukların seçimini bilmeyen kişilerin yanında yemeyi seçmeden yediklerini görürsünüz; seçtiklerini unuturlar.
-Çocuklar çok hareketlidirler. Sıvıyı terle atarlar ve bol su içme ihtiyacı hissederler. Çocuğun gidilen yerlerde tuvalete sık gitmemesi için sudan mahrum bırakmayın. Su; onu yemek yemeye kıyasla hastalıklardan daha fazla korur.
Her Şeye Rağmen...
Tüm düzenlemeler konusunda geç kalmışsanız; çocuk artık kendisini etiketlemiş; yemek yemeğe karşı direnç geliştirmiş; bunu size karşı bir silah olarak kullanıyor ise; seçtiği sebze türleri; et ve süt ürünleri çok ise onunla sırf bu konu üzerine bireysel çalışma yapılabilir.
Bireysel çalışmada dikkat yalnız bu konu üzerine yöneltilir; bazı materyaller kullanılır; resim ve videolar yolu ile çocuğun duruma bakış açısı değiştirilir; anlaşma ile sonlandırılır ve bu konunun bakım veren kişiler tarafından yanlış yönlendirilmemesi için eğitimi (buradaki gibi) verilir. Zamanla pekişerek de sorun sona erer.
Kemale GÜNHAN
Psikolog & Aile Danışmanı
Özel YAPRAK Aile Danışma Merkezi; Kreş Velilerine eğitim sunumu içeriği; 2011