Zihnimizin nasıl çalıştığını bilmek önemlidir.. Zihnimizin nasıl çalıştığını bilmek bize daha iyi bir yaşam kalitesi sağlayacaktır.. Zihin gücümüzü doğru kullanabilmek; hedefe odaklanan; kendini gerçekleştirebilen mutlu ve başarılı insanlar olmamıza yardım edecektir.. Zihnimiz tahmin ettiğimizden çok daha karmaşıktır.. Bilinçaltımız tıpkı bir cahil çocuğa benzer. Neyin iyi neyin kötü olduğu ile ilgilenmeden sadece sonuçları gerçekleştirmeye çalışır.
Zihin; sürekli anlam vermek zorundadır ve belirsizliğe katlanamaz. Anlam verirken “maksimum ekonomi” ilkesi ile çalışır; şablonlarla anlam verir. En karmaşık şablonumuz kişiliğimizdir. Şablonları değiştirmek yerine; uyarıcıları şablona uydurmaya çalışır ve eksik verileri bütünleştirir. Uyarıcının belli özelliklerine göre çelinen bir dikkate sahiptir. O zaman diyebiliriz ki; Hayatta yaşadığımız her durumun büyük bir kısmı aslında o olayda değil; bizim zihnimizin o olaya verdiği anlamdadır..
Zihin; “beden ve ruh” ile bir bütündür; birbirlerinden ayrılamaz ve ayrı ayrı düşünülemez; bağımsız sonuçlar beklemek boşunadır.. Maddenin üç hali gibidir “Beden; zihin ve ruh”; yaptığınız her işte bu üçü de farklı oranlarda vardır.. Zevk aldığınız bir şeyler yapıyorsanız; üçünü de yoğun olarak kullanıyorsunuz demektir. Adınıza sevindim tebrikler..
Nefret ettiğiniz bir şeyle ilgileniyorsanız; bunlar birbirinden kopuk demektir.. maalesef üzgünüm.. Hayat içinde meditasyon halinde olmak istiyorsanız; üçünü de yaşamınızda bir bütün olarak kullanmanız gerekir.. Neyi niçin yaptığınızı unutmayan bir zihin ve bedenle yola çıkarken; ruhunuzu da yanınıza almak zorundasınız..
Bizler hergün birşeyler isteriz; kilomuzla; görünüşümüzle; kendimizle ilgili.. ama aslında bu değişimin neler getireceğini çok azımız düşünürüz.. Kilo vermeyi istemek; hayatımızı değiştirmeyi istemek; düşünce yapınızı değiştirmeyi istemek bir meditasyon halidir ve tüm bunları bir bütün halinde yapmanız gerekir..
Zihninizle iletişim kurarken sözcüklerin hiçbir anlamı olmadığını bilmeniz gerekiyor. “Çikolata yemek istemiyorum” dediğinizde esasında düşündüğünüz şey bir çikolatadır; yani zihninizde bir çikolata görüntüsü canlanır. Çikolata görüntüsü canlandıktan sonra; gerekli merkezler uyarılır; çünkü sizin ne söylediğinizden ziyade ne düşündüğünüz önemlidir..
Küçük bir egzersiz yapalım..
Şimdi gözlerinizi kapatın. mutfak masanızın üzerinde; güzel bir tabağın içinde bir sürü limon hayal edin. tabağın içinde ki limonların kokusunu duyun. olgun limonların; tıpkı limonatayı andıran kokusu tüm mutfağı kaplamış..
Şimdi hayalinizde; o limonlardan birini alın ve elinizde limonun kaygan kabuğunu hissedin. limonu burnunuza götürüp kokusunu derin derin içinize çekin. şimdi bir bıçak alıp limonu ikiye kesin. limonu keserken; kokusu daha da keskin bir şekilde çevreye yayılsın. sanırım limonu keserken ne kadar sulu olduğunu farkettiniz. şimdi kestiğiniz limonu alın ve ağzınıza götürün.. önce dilinizle limonun tadına bakın ve ardından biraz ağzınıza sıkın...
Herhalde çoğunuzun tükrük bezleri çalışmıştır. ama ortada limon filan yok.. Peki neden tükrük bezleriniz çalışmaya başladı??? Çünkü beyniniz için limon son derece gerçektir ve limon var(mış) gibi hareket eder. Burada size limonu düşünmemenizi söyleseydim de siz yine ister istemez limonu düşünürdünüz ve tükrük bezleriniz çalışırdı..
Beyniniz neyi düşünmemesi gerektiğini de önce zihinde canlandırmak zorundadır. canlandıracak ki; neyi düşünmemesi gerektiğini bilecek;a ma bunu bilinceye kadar siz zihninizde görüntüyü çoktan canlandırmış olacaksınız. . Görüntü canlandıktan sonra sorunlar başlar. Niyemi?? Çünkü yapmak istediğiniz şeyi düşündüğünüzde ve zihninizde canlandırdığınızda artık geri kalan şeylerin bir önemi yoktur; çünkü zihin canlandırdığı şeyleri gerçek sanır ve bunları yapılması gereken komutlar olarak görür..gördüğünüz gibi kelimelerin çok da bir anlamı yok.. Düşünmeyin; yapmayın; yemeyin; içmeyin demek bir şey ifade etmiyor.. Sonuçta limonu hayalinizde canlandırdığınız andan itibaren limon beyniniz için gerçektir. “Düşünün ki ; tekrarlı bir biçimde canlandırdığınız her şey gerçekleşecek..
o zaman neleri düşünmek isterdiniz???”
Hayal kurmak; ruhla bedenin buluşmasıdır.. Zihnimize doğru komutları vermeliyiz
alternatifli düşünmeyi öğrenmeliyiz. Bilgi önemlidir; ama hayal gücü bilgiden daha
önemlidir.. Pozitif düşünce diye bir şey yoktur sadece düşünce vardır.. bunun pozitif ve negatif etkileri vardır. Ya doğru sonuçlar yaratacak düşünceye yoğunlaşacaksınız ya da kötü sonuçlar yaratacak düşünceden kurtulmak için çaba harcayacaksınız.. Seçim Sizin.