Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Akraba İlişkilerinin Psikolojik Kazanımı

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 21:56    Güncellendi: 18.02.2025 21:56
Günümüzde gün geçtikçe küçülen değerler arasında akrabalık ilişkilerinin olduğu görülmektedir. Küreselleşen dünyada peynir ekmek gibi tükettiğimiz her şey gibi aile ilişkilerimizi de tüketmeye başladığımız büyük bir gerçek. Söz gelimi birisi problem yaşar bir sorunu vardır gider bunu yakın akrabalarıyla paylaşır onlarda onunla bu konuda üzülür ve kişi en azından yalnız değilim der ve çabuk toparlar. Ailede sosyal hizmet alanı aslında eski zamanlarda çok uygulanan bir kavramken şimdilerde herkes kendi ailesindeki yaşlıyı;dulu ;yetimi tanımaz olmuş durumda olduğu görülüyor.Hatta sosyal desteğe ihtiyacı olmasına bile gerek olmayan insanların zamanla hiç kimsesizleştirmeye başladığımız aşikar.

Aynı aileden kültürden geliyor olmak yaşanan her şeyde kabul ve rehabilite olmayı kolaylaştımaktadır süphesiz. Yaşlar acılar; düğünler törenler hep yakınlarla ile olur.
Toplumsal yalnızlaşma ve depresyon oranı gün geçtikçe artıyor. Çünkü konuşacak bir amca; teyze; dertleşecek bir akraba bulmak gittikçe zorlaşıyor. Küçüldükçe küçülen aileler ebeveynleri bile kabul etmekte zorlanıyor.

Aile olmaya dirençli olmaya başladık hele evlilik yoluyla oluşan akraba ilişkilerini sürdürmek ve kabul aşaması oldukça zor oluyor. Kayınvalide; kayın peder; kayınbirader yabancı olmaktan öteye geçemiyor. Anlam itibariyle kayın valide aslında kaim validedir. Kaimin manası yerine geçen anlamındadır yani validedinin yerine geçen anlamındadır. Gel görelim ne gelinler kız yerine; ne valideler ana yerine geçme görevini beceremiyorlar. Yabancılaşan dünyada kendine yabancı akrabalarına yabancı olmaya devam eden bir toplum olarak hayatımızı sürdürüyoruz.

Yas kavramı üzerinden ele alacak olursak bir yas kültürümüz vardır. Ölüsü olan eve gidilir taziyelerde bulunulur ve kayıp sahipleri yalnız bırakılmaz. Yemekler götürülür kayıp yaşayanların ölen kişiyi konuşması ve ağlaması sağlanır. Doğal bir grup terapisi ortamı hazırlanır çünkü herkes aynı dertle dertleniyordur. Akrabaları görmek böyle ortamlarda güç kuvvet etkisi yapar kişiler kendilerinin yalnız olmadığını hissederler. Tıpkı yaslarda olduğu gibi düğün dernek toplantılarda da eğlence beraberlikle güzelleşen bir kavram haline gelir.

Kalabalık ailelerde büyüyen çocukların psikolojisi ve özgüven gelişimi dar ailelerde büyüyen çocuklara göre çok fazla olduğu da yapılan araştırmalarda ortaya çıkarılmıştır. Babaanne dede akraba kültür gelenekler ile büyüyen çocuklar sosyal değerlere çok fazla bağlı olup özgüvenli; bir diğerini düşünerek büyüyen; diğer gamlık düzeyi yüksek bireyler haline geliyor.

Bu olayın bir de manevi boyutu vardır ki burada da psikoloji ile bağlantı kurmak mümkündür. Dinsel değerlerde de akraba ziyaretleri teşvik edilen bir kavramdır hatta Gazali’nin akraba ziyaretlerinin ömrü uzattığını söylediği bilinmektedir. Ömür uzar mı bilinmez ama yaşanan günlerin anlamının ve mahiyetinin biraz daha güzelleşeceği ve uzayacağı şüphesiz bir durumdur. Ötekini anlamaya ve dinlemeye yanı başımızdakinden başlamak en sistemli yaklaşım olacaktır şüphesiz...

Günümüzde gün geçtikçe küçülen değerler arasında akrabalık ilişkilerinin olduğu görülmektedir. Küreselleşen dünyada peynir ekmek gibi tükettiğimiz her şey gibi aile ilişkilerimizi de tüketmeye başladığımız büyük bir gerçek. Söz gelimi birisi problem yaşar bir sorunu vardır gider bunu yakın akrabalarıyla paylaşır onlarda onunla bu konuda üzülür ve kişi en azından yalnız değilim der ve çabuk toparlar. Ailede sosyal hizmet alanı aslında eski zamanlarda çok uygulanan bir kavramken şimdilerde herkes kendi ailesindeki yaşlıyı;dulu ;yetimi tanımaz olmuş durumda olduğu görülüyor.Hatta sosyal desteğe ihtiyacı olmasına bile gerek olmayan insanların zamanla hiç kimsesizleştirmeye başladığımız aşikar.

Aynı aileden kültürden geliyor olmak yaşanan her şeyde kabul ve rehabilite olmayı kolaylaştımaktadır süphesiz. Yaşlar acılar; düğünler törenler hep yakınlarla ile olur.
Toplumsal yalnızlaşma ve depresyon oranı gün geçtikçe artıyor. Çünkü konuşacak bir amca; teyze; dertleşecek bir akraba bulmak gittikçe zorlaşıyor. Küçüldükçe küçülen aileler ebeveynleri bile kabul etmekte zorlanıyor.

Aile olmaya dirençli olmaya başladık hele evlilik yoluyla oluşan akraba ilişkilerini sürdürmek ve kabul aşaması oldukça zor oluyor. Kayınvalide; kayın peder; kayınbirader yabancı olmaktan öteye geçemiyor. Anlam itibariyle kayın valide aslında kaim validedir. Kaimin manası yerine geçen anlamındadır yani validedinin yerine geçen anlamındadır. Gel görelim ne gelinler kız yerine; ne valideler ana yerine geçme görevini beceremiyorlar. Yabancılaşan dünyada kendine yabancı akrabalarına yabancı olmaya devam eden bir toplum olarak hayatımızı sürdürüyoruz.

Yas kavramı üzerinden ele alacak olursak bir yas kültürümüz vardır. Ölüsü olan eve gidilir taziyelerde bulunulur ve kayıp sahipleri yalnız bırakılmaz. Yemekler götürülür kayıp yaşayanların ölen kişiyi konuşması ve ağlaması sağlanır. Doğal bir grup terapisi ortamı hazırlanır çünkü herkes aynı dertle dertleniyordur. Akrabaları görmek böyle ortamlarda güç kuvvet etkisi yapar kişiler kendilerinin yalnız olmadığını hissederler. Tıpkı yaslarda olduğu gibi düğün dernek toplantılarda da eğlence beraberlikle güzelleşen bir kavram haline gelir.

Kalabalık ailelerde büyüyen çocukların psikolojisi ve özgüven gelişimi dar ailelerde büyüyen çocuklara göre çok fazla olduğu da yapılan araştırmalarda ortaya çıkarılmıştır. Babaanne dede akraba kültür gelenekler ile büyüyen çocuklar sosyal değerlere çok fazla bağlı olup özgüvenli; bir diğerini düşünerek büyüyen; diğer gamlık düzeyi yüksek bireyler haline geliyor.

Bu olayın bir de manevi boyutu vardır ki burada da psikoloji ile bağlantı kurmak mümkündür. Dinsel değerlerde de akraba ziyaretleri teşvik edilen bir kavramdır hatta Gazali’nin akraba ziyaretlerinin ömrü uzattığını söylediği bilinmektedir. Ömür uzar mı bilinmez ama yaşanan günlerin anlamının ve mahiyetinin biraz daha güzelleşeceği ve uzayacağı şüphesiz bir durumdur. Ötekini anlamaya ve dinlemeye yanı başımızdakinden başlamak en sistemli yaklaşım olacaktır şüphesiz...