Yeni bir okul dönemine daha merhaba! Okulların açılmasıyla miniklerin yaşamlarında yeni bir sayfa daha açıldı. Kimi çocuk için heyecan; sevinç ve merakla karşılanan bu dönem kimi çocuk için de kaygı; üzüntü; korku ve kabus dolu bir süreç olarak algılanmaktadır. Pek çok çocuk okul yaşantısına rahatlıkla uyum sağlayabilmekteyken pek çoğu için bu dönem neden bu kadar zorlayıcı olmaktadır?
Okula gitmek istemeyen; okula gitmekte zorlanan çocuklar üzerinde yapılan araştırmalar bu çocukların yaşadıkları duygusal sıkıntının hissettikleri korku ve anksiyeteden (kaygı) kaynaklandığını bulmuşlardır. Yaşanan bu korku ve anksiyete kendini farklı şekillerde gösterebilmektedir. Çocuk birdenbire okula gitmek istemez; “okula git”; “okula gideceksin”; “okula gitmelisin” cümleleri karşısında zorlanır; anksiyete duymaya başlar. Okul korkusunu yaşayan çocuklar; genelde; panik içine girer miğdesi bulanır; kusar; ağlar; okula gitmemek için direnir. Bazı çocuklar da zorlamalara dayanamayıp okul yoluna koyulur fakat ya yarı yoldan döner ya da sınıftan çıkar eve gelir.
Okul korkusunu yaşayan çocukta gözlemlenebilecek net belirtiler vardır. Bu belirtiler günlerce sürebilir. Belirtiler genelde şu şekildedir:
ÇOCUK; neşesizdir;
uykuya dalmakta zorlanır; tedirgin bir uyku uyumaya başlar;
iştahı kesilir;
ödevlere karşı ilgisi azalır;
her sabah baş; karın ağrılarıyla uyanmaya başlar (tıbbi bir problem yaşamamasına rağmen bu şikayetler sürekli dile getirilir);
miğde bulantıları olduğunu;
hasta olduğunu;
ısrarla okula gitmek istemediğini söyler.
Çocuğa; “Neden okula gitmek istemiyorsun?” diye sorulduğunda; çocuk; “öğretmeninden korktuğunu ya da arkadaşlarının- arkadaşının kendisini rahatsız ettiğini” söyleyebilir.
Bazı çocuklar da tanımlayamadıkları bir korkudan söz edebilirler. Sürekli “korkuyorum” diyebilirler.
Okul korkusu yaşayan çocuklar aslında bu şikayetleri her zaman dile getirmezler; okula gitmeyeceklerini bildiklerinde ve evde çoğu zaman rahattırlar; bu şikayetlerden eser yoktur. Ancak; okul korkusunu yoğun yaşayan çocuklar evde de huzursuzdurlar. Bağlı ve bağımlı oldukları aile bireyini (genelde bu kişi anne; bazen de babadır; bunun dışında büyükanne; büyükbaba yani çocuğun bakımını üstlenen kişiyi) bir türlü bırakmaz; peşinde dolaşırlar.
Okul korkusunu geliştiren çocuklar genellikle başarı kaygısı olan; uslu; uyumlu; aşırı onay bekleyen; ailesine bağımlı çocuklardır. Bu kişilik özelliklerine sahip çocuklarda okul korkusunu başlatan mutlaka bir neden (kardeş doğuşu; ekonomik kriz; göç; taşınma; ailede hastalık; yakın birinin ölümü; okul veya öğretmen değişikliği; okulda- okula giderken çocuğu zedeleyen bir olayın olması vb. ) vardır.
Okul korkusunu ortaya çıkaran etkenler ne olursa olsun kaynağı genellikle ortaktır ve “anneden-çocuğun bakımını üstlenen kişiden ayrılma korkusu”dur. Bu korkunun beslenmesine neden olan faktörler çeşitlilik gösterebilir fakat en temel unsur “ailenin sahip olduğu etkileşim-iletişim şeklidir”. Bu etkileşimde temelde aşağıdaki gibi düşünme şekilleri ve davranış kalıpları mevcuttur:
Ø Anne baba; çocuğu okula göndermeden önce; çocuğa; okulda; yolda bir şeyler olacağından korktuklarını hissettirmişlerdir.
Ø Anne baba; kronik anksiyete şikayeti içinde ve sürekli kendilerine bir şey olacağından korkmaktadır.
Ø Anne ya da baba genel tutumlarında; çocuğun kendilerine bağlı ve bağımlı kalmasını istemekte ve desteklemektedirler.
Ø Çocuk; okuldayken anne babasına bir şey olacağından ya da kendisini terk edeceğinden korkmaktadır.
Ø Çocuk; anne babasının yanında olmadığından; kendisinin yokluğunda ebeveynlerine ya da kendisine kötü bir şey olacağının korkusunu yaşar.
AİLELERE VE ÖĞRETMENLRE ÖNERİLER
Çocuğu; okula gitmediği için suçlamaktan kaçınmak gerekir.
Çocuğa; yaşadığı bu durumun bir çok çocukta görüldüğü anlatılabilir.
Çocuğun güvenini kazandıktan sonra okula gitmesi gerektiği; zaman geçerse bu korkuya derslerden ve arkadaşlarından geri kalmış olma korkusunun da eklenebileceği anlatılabilir.
Çocuğun okula ailesinden birisiyle gitmesi sağlanabilir.
Okul aile işbirliğinin kurulması gerekir.
Ailenin ve çocuğun psikolojik destek alması bu durumun hasarsız bir şekilde çözümlenmesi için şarttır.
Aile bireylerinin çocuğun okula gitmesi ve genel yetiştirme tutumunun “tutarlı” olması gerekir.
Çocuğa neden okula gitmesi gerektiği ile ilgili açıklamaların yapılması yaralı olacaktır.