Obezite; alerjide yaşanana benzer bir salgın gibi tüm Dünya için önemli bir sağlık sorunu olmaya başlamıştır. Dünya’da obezite görülme sıklığı son 20 yılda 2 katına çıkmıştır. Amerika Birleşik Devletlerinde 18 yaş üzeri erişkinlerin yaklaşık %68’i ya fazla tartılı ya da obez sınıfında yer almakta. Ülkemizde ise12 yıl önce toplumun % 41’i normal kilodayken ; şu an sadece % 26’sı normal kiloda. Çocuklarda ise % 6-7 olarak bildirilen obezite son yıllarda % 15’e yükselmiştir. Gerekli önlem alınmadığı taktirde önümüzdeki 10 yıl içinde toplumun önemli kısmı obez olması bekleniyor.
Yapılan çalışmalar obezlerde stım görülme sıklığının 2 kat daha fazla olduğunu göstermektedir. İlk 1990’larda fark edilen bu ilişki üzerine yapılmış bütün araştırmalarda fazla kilolu veya obez olmanın astım için risk faktörü olduğu sonucuna varılmıştır.
Alerji ve obezite arası bir ilişki yoktur. Ailesinde hiç alerji olmayan ve bu açıdan genetik risk taşımayan bir çok obez çocuk ve erişkinde beklenmedik şekilde astım geliştiği gözlenmektedir. Bu çocuklarda çoğu zaman astım alerjik olmamaktadır. Obez çocuk ve erişkinlerde astım daha ağır seyretmektedir. Fazla tartılı olma astım ilaçlarına verilen yanıtı azaltmaktadır. Bu atakların daha sık gözlenmesine ;zor ve uzun sürede iyileşmesine neden olmaktadır. Kilo verilmesi gerek erişkinlerde gerekse çocuklarda astım belirtilerinde gerilemeye neden olmaktadır. Obezite ile astım arası neden sonuç ilişkisinde alerji dışı nedenler ön plandadır. Özellikle gastro-özefageal reflü hastalığının bu durumdan sorumlu olduğu gözlenmektedir. Reflü obezlerde çok sık görülen ve astım ağırlığını artıran bir rahatsızlıktır. Reflü’de mide içeriği yemek borusundan yukarı boğaza doğru kaçmaktadır. Olmaması gereken yerde bulunan mide asidi yemek borusunun alt kısmında zedelenmeye neden olarak refleks mekanizmalarla bronşlarda spazma yol açmaktadır. Aynı zamanda mide asidi yemek borusundan solunum sistemine kaçarak bronşit ve sinüzite zemin hazırlamaktadır.
Günümüzde obeziteye neden olduğu bilinen bir çok besin maddesinin aynı zamanda reflüye de neden olduğu gözlenmektedir. Özellikle kafein içeriği nedeniyle çay; kahve; kola ve kakao midede asit salgısını en çok artıran gıda maddeleridir. Bu gıdalar aynı zamanda mide başını tutan kaslarda da gevşemeye neden olarak asitli mide içeriğinin yukarı kaçmasına yol açmaktadır. Benzer şekilde mide boşalmasını geciktiren yağlı kızartma gıdalar da günümüzde önemli bir reflü nedenidir.
Çocukların beslenmesine gittikçe daha çok giren kakaolu gıdalar; çikolata; cips ve benzeri kızartma hazır gıdalar; kola içeren gazlı içecekler hem yüksek kalori içermeleri nedeniyle obeziteye neden olmakta; hem de reflü tetikleyicisi olarak dolaylı yoldan astım gelişimine katkı sağlamaktadır. Çocukların devamlı abur cubur yiyerek hareketsiz bir şekilde evde televizyon ve bilgisayar önünde zaman geçirmesi hem obezitenin hem de astımın en önemli nedenlerinden birisidir.
Gerek çocuk gerekse erişkin astım hastalarının hem aşırı kilo almayı engellemek; hem de reflünün kontrolünü sağlamak için şeker; un ve benzeri karbonhidratlardan; kakaolu gıdalardan; yağlı gıda ve kızartmalardan; gazlı ve şekerli içecekler ve koladan uzak durmaları gerekmektedir. Buna rağmen reflüye bağlı astım alevlenmeleri olduğu düşünülen hastalara ilaçla reflü tedavisi uygulanmalıdır. Reflünün kontrolü astımın da kontrolünü sağlayacaktır.
Astımlı çocuklar mutlaka aktif spora yönlendirilmelidir. Yüzme astıma iyi gelen bir spordur; ancak kapalı yüzme salonlarındaki klor kokusu astım alevlenmelerine neden olacağından tavsiye edilmez. Kışık kapalı alanlarda basketbol; voleybol; tenis gibi kalori harcatacak ve solunum kapasitesini geliştirecek spor aktiviteleri obezite ve astımın en iyi destekçisi olacaktır.