Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Duygular

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 21:56    Güncellendi: 18.02.2025 21:56
DUYGULAR

Duygular; bizim hayatta kalmamızı sağlayan ve eylem gerektiren durumlara karşı verilen içgüdüsel tepkilerdir. İnsan doğasının temel bir parçası olarak yaşamla birlikte var olmuştur. Duygular; bireyin doğduğu anda başlar; yaşam boyu gelişir ve zenginleşir; aynı zamanda yaşanan duyguların yoğunluğu da zamanla değişir. Kişisel güç; bireyin kendi duygularını tanımasıyla; ifade etmesiyle ve diğerlerinin duygularını anlamasıyla oluşur. Duygularını anlayan ve kontrol edebilen birey duygusal olgunluğa erişmiş demektir.

Duyguların farkında olmak önemlidir. Çünkü duygularının farkında olmayan insanlar; başkalarına büyük acılar verebilir. Duygularının farkında olmadığı için başkalarına acı veren insanlar; çevresindeki kişileri istismar ettiği için suçluluk duyarlar; fakat ne yapacaklarını bilemedikleri için bunu yapmaya devam ederler ve bu durum bir kısırdöngü şeklinde devam eder. Bazen de kişi duygularının farkındadır fakat elinde olmayan sebeplerle onları dile getiremez; anlayamaz ve kontrol edemez.

Duyguların ne olduğunu anlamaya çalışmak; duyguların kaynağını bulmaya da yardımcı olur. Duygusal tepkimizin nedenleri gurura; nefrete ve korkuya dayalıdır. Duygular fark edilmediğinde; ifade edilmediğinde duygusal enerji boşa harcanır ve sindirim sistemi rahatsızlıkları; migren; kalp rahatsızlığı şeklinde olarak ortaya çıkar. Ayrıca; saldırgan davranışlar biçimine de dönüşebilir. Bireyin duygularını ifade etmesi kendi gücünü ortaya çıkardığı gibi diğer insanların duygularını ifade etmesine izin vermesi yakın ve derin ilişkiler kurmasına sebep olur.

Duygular farklı yoğunluluklar gösterebilirler. Örneğin; korku duygusu dehşete; kızgınlık duygusu nefrete; sevgi duygusu tutkuya dönüşebilir. İnsanların duygusal tepkileri; birbirlerinden farklıdır ve her insanın duygulanım biçimi kendine özgüdür. Öfkelenmek; sıkılmak; korkmak; kaygılanmak gibi duygular hatalı duygular gibi görünse de ruhsal bozukluğun göstergesi değildir. Olaylar karşısında duygusal tepki vermemek ruhsal bozukluğun göstergesi olabilir.

Duygular; olumlu veya olumsuz olarak sınıflandırılabilir. Kişiye kendini iyi hissettiren duygular olumlu; kötü hissettiren ise olumsuz duygulardır. Olumsuz duygular kötü duygular değildir. Duyguların yaşanması kaçınılmazdır; fakat fark etmek ve ifade etmek; duygularıyla uyum içinde yaşamak kişinin kendi elindedir.

Bütün duyguları meydana getiren asıl duygular vardır; yani duyguların bazıları başka duygulara bağlı olarak ortaya çıkar. Bazı duyguların ortaya çıkmasına sebep olan duygu birincil duygu; diğerleri ise ikincil duygular olarak adlandırılır. Öfke; üzüntü; zevk; sevgi; şaşkınlık; utanç ikincil duygulardır. Öfkeye sebep olan sinirlenme; alınganlık; düş kırıklığı; üzüntüye sebep olan acı; keder; umutsuzluk; korkuya sebep olan kaygı; şüphe; ürkme; zevke sebep olan mutluluk; tatmin; sevinç; sevgiye sebep olan güven; sadakat; şaşkınlığa sebep olan merak; hayret; iğrenmeye sebep olan tiksinme; hoşlanmama; utanca sebep olan hayal kırıklığı; pişmanlık gibi birincil duygulardır.

Kişinin kendisini bir bütün olarak hissetmesi için duygularının farkında olma ve duygularını ifade etme özelliklerine sahip olması gerekmektedir. Ayrıca; duygusal farkındalık bireyin fiziksel sağlığını da olumlu etkiler. Duygularının farkında olan; duygularını ifade eden ve karşısındakinin duygusunu anlayan bireylerden oluşan toplum sağlıklı toplum olma özelliklerini taşır. Çünkü yapılan araştırmalar; duygusal farkındalığı yüksek olan bireylerin problemlerini saldırganlığa başvurmadan; uzlaşmacı bir biçimde çözdüklerini; içten ilişkiler kurduğunu ve dolayısıyla da kendilerine ve çevresindeki kişilere saygılarının daha yüksek olduğunu; göstermektedir.