“Bana ne yediğini söyle; sana kim olduğunu söyleyim” demiştir bir Fransız Yemek ustası. Gerçekten de yemek yemek çoğu insan için oldukça önemlidir. Her gün tüm insanlığın kendiliğinden; doğal olarak yaptığı bir eylemdir; ama bu eylem bazı insanlar için sorun haline gelmektedir. İnsanlar genelde hayatlarını devam ettirmek; sağlıklı yaşamak için yemek yerlerken; bazı insanlar yemek yemeye farklı anlamlar yüklerler ve yemek yeme davranışlarında bozukluklar gösterirler.’’ Yeme bozuklukları; hem bedensel hem psikososyal boyutu olan; kişinin yemek; vücut ağırlığı ve fiziksel görüntüsü (body image) ile ilgili düşünce ve yemek yeme davranışlarında bozuklukla kendini gösteren bir durumdur.”
Günümüzde yeme bozukluğu önceki yıllara oranla daha sık görülmektedir; ama yeme bozuklukları tarihin en eski çağlarından beri vardır. Orta Çağ’da azizelerin ölümcül açlık diyetlerine girdikleri bilinmektedir. Yeme bozuklukları 1980’lerden itibaren hızla artmaktadır AN ve BN’nin önemi Dünya Sağlık Örgütü tarafından da görülmüş ve “Tıbbi dikkat gerektiren “; “Önemli tıbbi durum” olarak tanımlanmıştır . Görülme sıklığı gittikçe artan yeme bozuklukları DSM-4 (Ruhsal Bozukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı)’te de yerini almıştır. Kitaptaki sınıflandırmaya göre başlıca yeme bozukları: anoreksiya nervosa; bulimiya nervosa ve başka türlü sınıflandırılamayan bozukluklardır.
Anoreksiya Nevroza (AN)
‘AN genellikle ergenlik ve genç erişkinlik döneminde başlar; kişi yaşamını tehdit edecek şekilde yemek yemez; sürekli kilo vermeye çalışır ve bunlarla bağlantılı kişinin beden algısı bozulmuştur. AN’nin iki çeşidi vardır. Bunlardan biri; kısıtlı tiptir ve bu tipte diyet yapma; aşırı aç kalma ve olması gerekenden çok daha fazla egzersiz yapma görülür. Tıkanırcasına yeme alt tipinde ise; çok fazla tıkanırcasına yeme ve sonra bunu telafi edici davranışlar (kusma; laksetif; diüretik ve lavman kötüye kullanımı gibi) görülür.
Anoreksik bireyler kendisi için normal kabul edilen vücut ağırlığına sahip olmayı kabul etmez
Beklenenin altında bir vücut ağırlığına sahip olmasına karşın kilo almaktan ya da şişman biri olmaktan aşırı korkar.
Vücut ağırlığı ya da biçimini algılama biçiminde bozukluk olur;
Kendini değerlendirmede vücut ağırlığı ya da biçiminin anlamsız bir etkisi olur Anoreksik bireyler; yaşı ve boy uzunluğu olağan sayılan en az kiloda ya da bunun üzerinde bir vücut vücut ağırlığının düşük olmasının önemini inkar eder.
Kadınlarda menarş sonrası amenore görülür; en az üç ardışık menstruel siklus olmaz.
Bulimiya Nevroza (BN)
BN aşırı yemek yeme ve bu yemek yeme ataklarından dolayı aşırı suçluluk duyma; kilo alma ve kiloyu durdurma çabalarıyla tanımlanan bozukluktur. Yemek yeme nöbetleri sırasında tüm korkularına rağmen; yemek yemeyi durduramazlar . BN’de iki alt tip vardır. Çıkartan tip BN; kendi kendini kusturur veya diüretik ve laksetif kötüye kullanır. Çıkartmayan tip BN ise aşırı hareket ve yoğun egzersiz yapar; ama yediklerini çıkartmaz.
Bulimik bireyler;
Kilo almaktan sakınmak için; kendisinin yol açtığı kusma olur; laksatifleri; diüretikleri; lavmanları ya da diğer ilaçları yanlış yere kullanır; hiç yemek yememe ya da aşırı egzersiz yapma gibi uygunsuz dengeleyici davranışlarda tekrar tekrar bulunur
Tıkanırcasına yeme ve uygunsuz dengeleyici davranışların her ikisi de üç ay süreyle ortalama olarak en az haftada iki kez yaşar
Kendini değerlendirirken anlamsız bir biçimde vücudunun biçimi ve ağırlığından etkilenir.
Başka türlü sınıflandırılamayan yeme bozuklukları
Başka şekilde belirtilmemiş yeme bozukluğu; AN ve BN’nin ölçütlerini karşılamayan bozukluklardır. Bunlardan tıkınma bozukluğu; çıkarma olmayan tiptir. Altı ay süreyle haftada iki kez tıkınma davranışı görülür ve BN’den farklı olarak kilo almaktan kaçınmak için herhangi bir davranışta bulunmazlar .
Herhangi özgül bir yeme bozukluğu için; tanı ölçütleri karşılanamayan yeme bozuklukları içindir. Tıkanırcasına yeme bozukluğu olan kişilerde düzenli olarak bulimiya nervosaya özgü uygunsuz dengeleyici davranışlarda bulunmaksızın yineleyen episodlar vardır
Yeme bozuklukları için kesin bir neden belirtilememektedir. Yapılan birçok araştırma ile bu konuya çeşitli açıklamalar getirilmiştir. Söz konusu açıklamalar dört başlık altında toplanabilir.
1.Sosyokültürel etmenler: Bazı araştırmacılara göre gelişmesinde kültürün yer aldığı tek rahatsızlık yeme bozukluğudur . Batı kültürlerinde incelik vurgulanır; çekiciliğin şartı olarak görülür ve moda zayıf kadınlara yöneliktir. Çekicilik standartları sürekli değişmektedir; ama son yıllarda özellikle incelikle bağdaştırılmaktadır. Görülmektedir ki diyet yapanların amacı da çekici olmaktır ve bu kişilerin yeme bozukluğu riskleri yüksektir .
2.Psikolojik etmenler: Bununla ilgili ilk çalışmalar fobilere; psikodinamik açıklamalara yoğunlaşmıştır. AN’de yemekten fobik kaçınma vardır; bunun nedeni olarak da cinsel ve sosyal gelişim gösterilir . Psikodinamik yaklaşım cinsellikten kaçış üzerinde durur; büyüyen karından hamileliği anımsattığı için kaçınılabilir. Yeme bozukluğu için anne-baba ile çocuk arasındaki bozuk ilişkiler de neden olarak gösterilebilir. Böyle kişilerin; çocukluklarında psikolojik gereksinimleri yeterince karşılanmamıştır. Bazı psikanalistlere göre; AN hastaları annelerinden yeterince ayrışamamışlardır ve bedenlerini annelerinin işgal ettiğini düşünürler. Ayrıca açıklamalara göre babanın katı; otoriter; anlayışsız olması; yeterince sıcak olmaması da etkilidir
Bilişsel ve algısal gelişim bozukluğu: Yeme bozukluğu olan kişiler; düşük kiloda olmalarına rağmen zayıflığı inkar ederler. Bu onların beden imgelerinin bozuk olduğunu gösterir. Ayrıca bu kişiler; yorgunluğu; halsizliği; güçsüzlüğü; açlığı tanıyamaz ya da inkar ederler; yani algılama bozukluğu gösterirler. Bunlara ek olarak uygun olmayan öğrenme deneyimleri vardır
Biyolojik etkenler: İkiz çalışmaları genetik etmenlerin önemli olduğunu gösterir; ama kalıtımla geçen özellik bilinememektedir. Kız kardeşlerde anoreksiya nervosanın ikisinde de görülmesi şaşırtıcı değildir .Ayrıca AN’de üç nerotransmitterin işlevsel bozukluğu görülmekte; BN’de serotonerjik işlev bozukluğu olduğu ileri sürülmektedir .
Yeme Bozukluklarının Tedavisi
Yeme bozukluğu ölüm gibi sonuçları olabilen ciddi bir hastalıktır. Özellikle anoreksik hastalar çevresindekileri kişilerin fark edip; hastanelere getirmesi ile tedaviye başvururlar. Tüm yeme bozukluklarında bedende pek çok tıbbi komplikasyonlar görülmektedir.Bu yüzden tedavi ilaç ve çeşitli psikoterapi yöntemleri ile uyumlu şekilde ilerlemelidir. Bazı dirençli durumlarda hastaneye yatış gerektirilebilir. Tedavide öncelikli hedef vücudun kayıplarının geri kazandırılması olup yanında yemek yeme; kilo alma ; beden imgesi gibi konularda psikoteropatik destek sağlanmalıdır. Bunun için etkililiği kanıtlanmış çeşitli davranışçı ve bilişsel davranışçı terapi yöntemler kullanılabilmektedir. Tedavide ailenin bu konuda bilgilendirilmesi ve aile işbirliği oldukça önemlidir.
Bu yazı Psikolog İlkten Çetin ve Psikolog Büşra Güneş tarafından hazırlanmıştır