Anne-babaların hatalı tutumları ve davranışları yetişkinlikte cinsel işlev ve cinsel kimlik bozukluklarına yol açabilmektedir. Özellikle 3-6 yaş arasına tekabül eden ödipal dönemde çocuğun cinsel kimliğinin tohumları atılmaktadır. Bu dönemde kız çocuğunun babaya; erkek çocuğunun anneye olan ilgisi artmaktadır. Çocuk bu dönemi sağlıklı geçirmek ve sağlıklı bir cinsel kimlik oluşturabilmek için kendi cinsiyetinden olan ebeveyni ile sağlıklı bir ilişki geçirmek zorundadır. Erkek çocuk kendi cinsiyetinin kimlik özelliklerini babadan; karşı cinsin kimlik özelliklerini ise anneden öğrenir. Kız çocukta ise bu tam tersidir. Yani çocuklar kendi cinsinden olan ebeveyni ile cinsel kimlik özdeşimi yapmalıdır. Bu durum gerçekleşmediği takdirde çocuk yetişkinliğinde cinsel kimlik bunalımı yaşayacaktır.
Çocuklarını utandırma; aşağılama; fikirlerini önemsememe; hatalarını yüzüne vurma; dalga geçme ve dokunarak sevgisini gösterememe şeklinde davranış gösteren ebeveynlerin çocuklarında yetişkinlikte özgüven problemi yaşanacaktır. Bu durum çocuğun yetişkinlikte sosyal ilişkilerine zarar verdiği kadar karşı cinsle cinsel sorunlar yaşamalarına da yol açacaktır. Çünkü özgüven eksikliği geçmiş çocukluk yaşantısında ve özellikle de 0-7 yaş döneminde eksikliği duyulan ve korkulan şeylerin erotize edilmesine ve kontrol altına alınması zorlantısına neden olabilmektedir. Bu da ilerde cinsel işlev bozukluğu olarak kendini göstermektedir. Ebeveyni tarafından bu tarz bir tutuma maruz kalan çocuk yetişkinliğinde vajinismus; erken boşalma; cinsel soğukluk; orgazm olamama; iktidarsızlık gibi cinsel sorunlar yaşayabilmektedir. Her çocuk gelişim döneminin her basamağını yaşarken bir takım zorluklarla karşılaşır. Çocuk bu zorlukları anne-babanın desteğiyle aşar. Ancak destek bulamazsa çocukta birtakım duygusal bozukluklar görülebilir. Bu nedenle anne-babanın desteği; ilgisi; şefkati; koşulsuz kabulü ve sevgisi bir çocuk için çok önemlidir. Bu tutumlarla karşılaşmayan çocuk yetişkinlikte kendine güvensiz olabilir; kimsenin kendini sevmediğini düşünebilir; çevresine kuşkuyla yaklaşabilir; karmaşık duygu ve çelişkiler yaşar; bunları kendi içinde çözümleyemez ve ilerde cinsel sorunlar yaşayabilir.
Babası annesi tarafından sürekli aşağılanan; eleştirilen ve hataları yüzüne vurulan çocuk; annesinin yanında olmayı seçecek ve erkekliği utanılası bir şey olarak görecektir. Bu durum ileride bu çocuğun cinsel kimlik bozukluğu yaşamasına ya da sertleşme problemi yaşamasına neden olacaktır. Tam tersini düşündüğümüzde annenin aşağılandığı; ezildiği söz hakkı tanınmadığı bir ailede büyüyen; aşırı dominant; şiddet uygulayan; anneyi cinsel bir obje olarak görüp sürekli cinsel ilişki için zorlayan babaları olan kız çocukları; ileride cinsel kimlik karmaşası ve vajinismus yaşamaktadırlar. Çünkü kocasından dayak yiyen ya da kızını baba dayağından koruyamayan anne zayıf bir kadın imajı oluşturmaktadır.
Ayrıca çocuğun cinsel gelişimi üzerinde babanın etkisi anneninkinden çok daha büyüktür. Freud “Çocukluk yıllarında bir babanın himayesine duyulan ihtiyaç kadar güçlü başka bir ihtiyaç düşünemiyorum.” diyerek bunu çok güzel ifade etmiştir. Çünkü annenin çocukla olan ilişkisi bebeklikten itibaren karşılıklı bağımlılığa dayanır ve anne çocuk için koşulsuz olarak kabul edicidir. Baba ise çocuk için dış dünyayı temsil eder. Yani gücü; bağımsızlığı ve çevre hakimiyetini elinde tutan kişidir. Bu yüzden de çocuk için babanın onayı çok önemlidir. Babası tarafından koşulsuz sevildiğini; onaylandığını; değer gördüğünü hisseden çocuk sağlıklı bir cinsel kimlik oluşturur. Bunun tam tersini düşündüğümüz zaman ise; baba ile ilişkide yaşanan travmatik başarısızlık çocuğu derinden yaralayacaktır. Baba ile olan ilişki ömür boyu sürecek olan içsel ihtiyaçlarla dışsal beklenti ve zorunlulukları dengeleme görevinin bir temsilidir. Örneğin; vajinismus yaşayan kadınlar çocukluklarında babalarıyla yakın olmadıklarını ve duygusal ilişki kurmada zorlandıklarını ifade etmektedirler. Kadınlar babalarının büyük bir çoğunluğunun çocukluklarında şiddet uygulayan; korkutucu ve tehditkar olduklarını belirtmiş ve babalarının da vajinismus nedenleri arasında önemli bir yeri olduğunu bildirmişlerdir.