Psikolojik kökenli bir problem olan vajinismus sadece onunla savaşan kadını değil erkeği de etkisi altına almaktadır. Vajinismus aslında kadının erkeğe karşı gösterdiği bir tavır değildir. Kadın kasılmayı ve eşini itmeyi isteyerek yapmaz; yani bu durum kadının iradesinin dışında istemsiz bir refleks olarak gerçekleşir. Bu eşini istemediği ve sevmediği anlamına gelmez ancak birçok erkek eşinin ilişkiden kaçma nedenini onu sevmemesine ve istememesine bağlar. Kadın tedavi olmakta ne kadar gecikirse erkeğin yaşadığı bu reddedilme duygusu o kadar pekişir sonunda erkek de birtakım psikolojik ve cinsel problemler yaşamaya başlar.
Böyle bir durumla karşılaşan erkek öncelikle büyük bir şaşkınlık içerisine girer. Kimi erkek böyle bir durum karşısında eşine baskı uygular. Eğer erkek vajinismuslu kadının korku ve kaygılarına anlayışla yaklaşıp ona destek olmak yerine; biran önce cinsel ilişkiyi gerçekleştirip hem kendisine; hem eşine hem de ailelere karşı erkekliğini ispatlama yoluna giderse sorun daha da büyür. Ancak vajinismuslu kadına baskı uygulamak kadar bu durumu olduğu gibi kabul ederek cinsellik içermeyen bir evliliği kader kabul edip çare aramamak da aynı ölçüde yanlıştır. Burada atılacak doğru adım kafasında bir sürü kaygı ve korku olan kadını anlayışla karşılamak ve bunun psikolojik bir hastalık olduğunu bilerek yetkin bir cinsel terapiste gidip soruna çare aramaktır.
Vajinismus sadece kadının değil çiftlerin problemidir. Bir erkek vajinismus yaşayan eşini suçlu görüp; çözümü yalnızca kadının araması için asla onu yalnız bırakmamalıdır. Erkek pozitif desteğiyle terapi sürecinde eşinin yanında olmalıdır. Kadının başarılı aşamalarında onu övmeli ve cesaretlendirmelidir.
Vajinismus erkekleri tedavi sürecinde aceleci olmamalı; sürecin bazen yavaş bazen de hızlı ilerleyebileceğini bilmelidir. Kadın tedavinin ilk başlarında oldukça kaygılı ve sıkıntılıdır; en ufak bir zorlanmada tedaviyi bırakmaya meyillidir. Böyle bir durumda erkek tedaviye devam etmesi konusunda eşine destek olmalıdır. Özellikle tedavinin sonlarına doğru kadınların eşlerine karşı öfkeli ve saldırgan davranışlar gösterdikleri görülmektedir; bu durumda da erkek sabırlı ve anlayışlı olmalıdır.
Vajinismus erkekleri tedavi sürecinde “evdeki terapist” rolünü üstlenmelidir. Terapist tarafından verilen egzersizlere iştirak etmeli ve eşini yapması yönünde cesaretlendirmelidir. Bu süreci cinsel terapist yardımıyla aşabileceklerini; bazı duygusal sıkıntılar olabileceğini; zaman zaman zorlanabileceklerini ancak eşlerini her koşulda sevdiklerini; asla vazgeçmeyeceklerini eşlerine sık sık söylemeli ve hissettirmelidirler.
Eşinde vajinismus problemi olan kocalarda reddedilmekten dolayı sürekli kendilerini suçlu hissetme; eşleriyle fazla empati kurarak ne yapacağını bilememe ve sürekli evden uzaklaşma bahaneleri yaratarak kendini işine ve dış dünyaya verme gibi psikolojik problemler görülebilir.
Vajinismus erkekleri eşinin sorunuyla birlikte cinsel soğukluk; cinsel isteksizlik ve sertleşme sorunu yaşayabilir. Bu normal bir durumdur ve çoğu zaman vajinismus sorununun çözülmesiyle birlikte kısa bir süre sonra kaybolacaktır. Bazı durumlarda da vajinismus olan eşiyle cinsel ilişkiye girmeye hazırlanan erkek; genellikle heyecan; tedirginlik ve başarılı olup olamayacağı kaygısını yaşar. Kadın tedavi sürecini atlatıp ilişkiye hazır bir duruma geldiğinde erkekte bu kaygılarla beraber sorunlar baş gösterir. Erkek o güne kadar hiç sertleşme sorunu yaşamamış olsa bile bu tedirginlik erkekte “performans kaygısı” yaratabilir. Dolayısıyla bu heyecanla birlikte sertleşme de sağlanamaz. Yani kadın tedavi olup bu durumdan kurtulsa da erkek bir süre sertleşme sorunu yaşayabilir. Buna “elim sende sendromu” denmektedir. Bu durumda sorun kadından erkeğe geçer ve bu kısır döngü böylece devam eder. Zamanla erkek başarısız olacağı korkusuyla cinsel ilişkiden kaçınır; cinsel isteksizlik baş gösterir ve sonunda erkek eşine dokunmak bile istemeyebilir.
Bütün bunları düşündüğümüzde erkeğin eşiyle birlikte tedavi sürecinin her aşamasına katılmasının hem erkek hem de kadın açısından büyük yararı olacaktır diyebiliriz.