Osteoporoz düşük kemik kütlesi ve kemiğin mikro-mimarisinde bozulma ve bunun sonucunda kemiğin kırılganlığının ve kırık riskinin artmasıyla karakterize sistemik bir iskelet hastalığıdır. Ortalama yaşam süresinin artması ile yaygın bir halk sağlığı sorunu haline gelmiştir. Osteoporozun önlenmesi tedavisinden önceliklidir. Önlemede etkin ve maliyeti düşük koruyucu tedbirlerin alınmasına önem verilmelidir.
Osteoporoz oluşumunda yaş; genetik; cinsiyet; fiziksel aktivite azlığı ve kullanılan ilaçların yanı sıra besin öğelerinin ve beslenme alışkanlıklarının oluşturduğu faktörler önemli yer tutar. Çalışmalar bu hastalığın oluşumunun önlenmesinde ve tedavisinde yaşam boyu süren yeterli ve dengeli beslenmenin varlığını kabul etmektedir.
Doruk kemik kitlesi ve kemik kayıp hızı osteoporoz gelişimi için en önemli göstergelerdir. Osteoporozu önlemede öncelikli hedef genetik olarak beklenen doruk kemik kitlesini (DKK) en ideal noktaya ulaştırmaktır. İkincil hedef orta yaşlarda ve ileri yaşlarda kemik kayıp hızını azaltmaktır. Her iki durumda da kalsiyum önemli bir role sahiptir. Doruk kemik kitlesi erkeklerde; siyah ırkta ve iri yapılılarda yüksektir. Doruk kemik kitlesi oluşumunda genetik faktörlerin dışında beslenme; fiziksel aktivite ve seks hormonlarının işlevi birinci role sahip faktörlerdir.
Osteoporozdan korunma; primer; sekonder ve tersiyer korunma şeklinde Avrupa Birliği tarafından geliştirilmiş stratejilerde özetlenmiştir.
Osteorozdan korunma Primer Amaç Yaklaşım
İntrauterin
Bebeklik
Çocukluk
Ergenlik
Genç erişkin
Erişkin
Güçlü kemik oluşturulması
KMY’u arttırma; güçlü kemik oluşturulması
KMY’u arttırma
KMY’u arttırma
Optimal KMY sağlanması
KMY’nun korunması
Hamilelikte anne beslenmesi ve sağlığı
Bebeğin beslenmesi
Beslenme; fiziksel aktivite
Beslenme; fiziksel aktivite; risk faktörlerinden kaçınma
Beslenme; fiziksel aktivite; risk faktörlerinden kaçınma Beslenme; fiziksel aktivite; risk faktörlerinden kaçınma Sekonder
Menopoz
Sekonder OP nedenleri varlığı
KMY korunması
OP tedavisi
Risk faktörlerinden kaçınma
Hızlı kemik kaybının araştırılması Tersiyer
Osteoporozdan korunma planında iyi beslenme; güneşlenme (D vitamini); egzersiz; risk faktörlerinden korunma; risk taşıyanların erken tanısı; medikal tedavi kullanımı bilinçlendirme; bilgilendirme ve düşmelerin önlenmesi temel noktalardır.
Beslenme
Beslenme; büyüme; doruk kemik kitlesi gelişimi; erişkin kemik kitlesinin korunması; postmenopozal kemik kaybının minimumda tutulmasında ve ileri yaşta kemik kaybı ve kemik sağlığını korumada önemlidir. Kemiklerin yeterli kuvvete ulaşabilmesi için kalsiyumdan zengin beslenme her yaşta önemlidir. Yeterli kalsiyum alımının en uygun yolu dengeli diyettir. Dengeli bir diyet mutlaka süt ürünleri ve yeşil yapraklı sebzeleri içermelidir.
Günlük önerilen bir bardak süt; bir bardak yoğurt ve en az 50 gr. peynir ve bir tabak yeşil yapraklı sebzedir. Kemik mineral içeriğinin %80-90’ı kalsiyum ve fosfordan oluşur. Diğerleri protein; magnezyum; çinko; bakır; demir; florit; D; A; C ve K vitaminleri normal kemik metabolizması için gereklidir.Kalsiyumun beslenme ve kemik sağlığındaki rolü bilinmektedir. Yüksek kalsiyum alımının aktif büyüme periyotlarında kemik artışını sağladığını; yaşın ilerlemesi ile oluşan kemik kaybını azalttığını; tüm yaşlarda özellikle yaşlılarda kırığı azalttığını gösteren çok sayıda çalışma vardır. Kalsiyum Kaynakları
v Kalsiyum ihtiva eden besinler
v Kalsiyumla zenginleştirilmiş besinler
v Kalsiyum destekleri
Süt : Ca; fosfor; protein; vit A; D; B12; riboflavin; pantotenat; Mg; Zn; potasyum için iyi bir kaynaktır.
Kalsiyumdan zengin gıdalar
® Süt ürünleri ( süt; yoğurt; peynir)
® Yeşil yapraklı sebzeler
® Kabuklu deniz ürünleri
® Fındık; fıstık v.b.
® Pekmez; susam; kuru baklagiller
® Kurutulmuş meyveler
® Sarı yapraklı bitkiler v.b.
Değişik yaş grupları için önerilen günlük kalsiyum alımı :
1 – 5 yaş 800 6 – 10 yaş 800 – 1200 Adölesan / Genç erişkin (11 – 24 yaş) 1200 – 1500 Erkek
25 – 65 yaş 1000 65 yaş üstü 1500 Kadın
Hamile ve emziren 1200 – 1500 25 – 50 yaş 1000 50 – 65 yaş (postmenopozal)
Östrogen alan 1000 Östregen almayan 1500 65 Yaş üstü 1500
Bazı besinlerdeki kalsiyum miktarları:
Besin Kalsiyum(mg/100gr) Pastörize süt 133 Süt + kakao 228 Yoğurt 150 Çedar peyniri 750 Somon balığı 259 Fındık 234 Ispanak 106 Soya 226 Fasulye 106
Kalsiyumun beslenme ve kemik sağlığındaki rolünün çok iyi bilinmesine rağmen neden çok
alınamamaktadır?
v Tat
v Yağ ve kilo alımı
v Laktoz intoloreansı
v Kalsiyum alımı ile ilgili yetersiz bilgi
v Parenteral etkilenme etkili gibi görünmektedir.
D Vitamini
D vitamini bağırsaktan kalsiyum ve fosfor emilimini kolaylaştırır ve kemik mineralizasyonunu sağlar. Vitamin D besinlerden ve ciltte güneş ışığından elde edilir. Diyet kaynakları sınırlıdır (balık yağı; süt; k.c. az miktarda yumurta sarısı) ancak süte eklenebilir. Esas kaynak güneştir. Yaşla birlikte barsaktan D vitaminin emilim azaldıkça deriden de üretimi düşer. Yaşlıların yaklaşık %80’inde D vitamini eksikliği saptanmıştır. Bunun sebepleri alımın azalması; emilimin azalması ve güneşe çıkmanın azalması olabilir. Postmenopozal kadınlarda D vitamini takviyesi barsaktan kalsiyum emiliminin arttırarak negatif kalsiyum dengesini düzeltir. Ancak yaşlandıkça barsaktaki vitamin D reseptörleri de azaldığı için vitamin D2’ye yanıt azalır. Serum 25(OH) D vitamini düşüklüğü PTH artışı ve KMY (kemik mineral yoğunluğu) düşüklüğü ile birlikte gider. Yıllık 150.000- 300.000 IU ergokalsiferol enjeksiyonunun yaşlılarda total kırık oranının anlamlı olarak azalttığı gösterilmiştir.
Günlük D vitamini ihtiyacı
v Genç erişkin 400 IU/G
v Yaşlılarda 600 – 800 IU/G
v Vit D eksikliği veya kalsiyum malabsorbsiyonu olanlarda yüksek vit D seviyelerine ihtiyaç vardır.Vücut vitamin D düzeyini serumdaki 25 (OH)D düzeyi en iyi gösterir.
Dengeli olmayan diyet:
Yetersiz alınan vitamin ve mineraller veya aşırı protein ve sodyum tüketimi osteoporoza eğilimi arttıran risk faktörleridir. Kalsiyum için alım miktarı kadar barsaklardan emilimi de önemlidir. Yaşlandıkça barsaklardan kalsiyum emilimi azalır. Özellikle 70 yaşın üzerinde bu çok belirgindir. Aşırı sodyum tüketimim idrarla kalsiyum atılımını arttırır. Aşırı kahve ve kafein içeren içecekler de idrarla kalsiyum atılımın arttırarak sonuçta KMY azalmasına ve kırık riski artmasına yol açabilir. Aşırı protein tüketimi de idrarla kalsiyum atılımını arttırarak KMY’da düşüklüğe yol açabilir. Kola cinsi gazlı içecekler içerdikleri fosforik asit ve kafein sebebiyle kemik metabolizmasını olumsuz yönde etkilerler. K ve C vitaminlerinin ve lifli besinlerin osteoporozdan korunmada önemli yerleri vardır. Çinko; mangnezyum; bakır; demir boron; florid gibi eser elementlerin osteoporozun önlenmesinde etkili olduğuna dair muhtelif görüşler vardır ancak bu elementlerle ilgili kanıtlar henüz yeterli değildir.
Kalsiyum ve Vitamin D osteoporozun önlenmesinde ve tedavisinde faydalı yardımcı tedavilerdir. Kalsiyum ve D vitaminin tek başlarına erken postmenopozal kemik kaybını önleyemeseler de geç menopoz ve yaşlılarda osteoporozdan korunmada son derece önemlidirler. Osteoporoz tedavisinde kullanılan ilaçların etkili olabilmesi için yeterli kalsiyum ve vitamin D alınmasına ihtiyaç vardır. Bazı yiyecekler kalsiyum absorbsiyonunu etkiler (yüksek fitat içeren – bakla v.b.;yüksek oksalat içeren – ıspanak v.b.) Kalsiyum desteklerinin uygun absorbsiyonu için yemeklerle alınması ve günlük ihtiyaç 500 mg’dan fazla ise ikiye bölünerek alınması önerilir.
Özetle osteoporozun önlenmesi tedavisinden önceliklidir. Dengeli beslenme; özellikle kalsiyumdan ve D vitamininden zengin gıdaların alınması; güneş ışığından yeterince yararlanılması; sigara; alkol ve kahve tüketiminin azaltılması son derece önemlidir. Bütün bunları kapsayan bir programla hastaların osteoporozu önleyici diyet hakkında bilgilendirilmesi korunma yöntemleri arasında önemli yer tutmaktadır.