Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Bel Restorasyonu ve Boyun Restorasyonu

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 21:56    Güncellendi: 18.02.2025 21:56
BEL VE BOYUN RESTORASYONU

Bel ve boyuna ait pek çok rahatsızlık; belin ve boynun normal fonksiyonlarının bozulduğu durumlarda ortaya çıkar. Yani boynun veya belin normal çalışması bozulduğu için; bu yapılar ya görevini hiç yapamaz hale gelmiştir; ya da çok zorlayıcı bir şekilde çalışmaktadır. Bu durumlarda bel ve boyuna ait bir yetersizlikten sözetmek gerekir. Normal durumlarda; belinde veya boynunda herhangi bir şikayeti olmayan bireylerde bile; ciddi bir zorlanma; ağır kaldırma veya ani hareket sonucu; ağrılı bir durum veya ciddi bir hastalık tablosu ortaya çıkabilir. Fakat; önceden fonksiyonel bir problemi olanlarda; böyle zorlayıcı koşullar olmadan; yani durup dururken; pek çok ağrılı durum meydana gelebilmektedir. O halde boyun ve beldeki bu yetersizlik durumu; tek başına güçlü bir hastalık potansiyeli taşımaktadır.

Bel ve boyuna ait problemler kendilerini ağrı; yanma; sızlama; kasılma; hareketlerde ağrı ve güçlük; kısıtlılık; uyku bozukluğu; bazen uyuşukluk gibi belirtiler ile gösterir. Şikayetler hastanın pozisyonuna göre değişiklik gösterebilir. Bazen ayakta ve yürürken artan şikayetlerden sözedilir; bazen oturma veya uzanma ile artan şikayetler sözkonusudur. Kişinin yaşı; cinsiyeti; mesleği; günlük yaşam tarzı; sportif faaliyetlerinin durumu; başka mekanik problemlerinin olup olmaması gibi pek çok faktör; bel ve boynun fonksiyonel durumuna etki eder. Yine tüm bu faktörler; bel ve boynun hastalıklarında da belli şekilde rol oynar. Yetersizliğin meydana geliş hızı da kişiden kişiye çok değişkendir. Kimi zaman çocukluk döneminden başlayarak genç erişkin döneminine kadar artarak devam eder; kimi zaman da orta yaştan sonra gelişmeye başlar.

Bel ve boyun hastalıklarından en sık ortaya çıkanlar; ‘Bel ve Boyun Fıtıkları’dır. Daha hafif durumlarda bel ve boyun incinmesi; bel ve boyun tutulması sık görülür. Belin ciddi çalışma kusurları; uzun vadede belde skolyoz; kayma veya kireçlenmeye de yol açabilir; kolaylaştırabilir. Boynun fonksiyonel durumlarındaki yetersizlik boyun zorlanması; boyun tutulması; boyun fıtığı gibi boyuna ait problemlerin dışında; ciddi ve kronik başağrılarına da sebep olabilir. Bu şekilde meydana gelen başağrıları; migren tipi baş ağrısı ile karıştırılabilir. Ancak; baş ağrılarının önemli bir kısmının; altta yatan değişik sebepleri vardır. Görme kusurları; sinüzit; depresyon; uyku bozukluğu gibi. Bazen bu altta yatan sebepler tam ortaya konmadan hasta migren tanısı almış olur veya kendini migrenli kabul eder. Baş ağrısı o kadar şiddetli olur ki; hasta diğer ağrı kaynaklarını farkedemeyebilir. Oysa; baş ağrısına en sık sebep olan faktörlerden birisi de; boyun yetersizliğinin ön planda olduğu BOYUN PROBLEMLERİdir. Bazen migren ile boyun problemleri birarada bulunur ve boyun problemi gerçekten migreni tetikler. Bel ve boynun fonksiyonel yetersizlikleri; mutlaka düzeltilmesi gereken sorunlardandır. Çünkü erken dönemde yapılacak tedaviler; tamamen iyileştirici ve sorunu ortadan kaldırıcı rol oynarlar. Bel ve boyunda daha ciddi problemler ortaya çıktıktan sonra da; bel ve boyun için benzer fonksiyonel düzeltme tedavilerinin yapılması şarttır.

Bel ve boynun fonksiyonel yetersizliğinin tanısı; ancak ayrıntılı ve kapsamlı bir fizik muayene ve değerlendirme ile ortaya konabilir. Çünkü bu durumu doğrudan gösterecek bir laboratuar yöntemi veya görüntüleme yöntemi yoktur. Yapılan tetkikler genellikle normal çıkar. Şikayetlerin başlamış olduğu dönemde bu durum; hem hasta; hem de hekim için yanıltıcı olabilir. Bu konuda hekimin tecrübesi çok önemlidir. Tedavi; kalıcı problemler ortaya çıkmadan önce mutlaka yapılmalıdır. Öyleyse hastanın basitmiş gibi görünen şikayetleri; özellikle erken dönemde ; gözardı edilmemeli ve doğru açıdan değerlendirilmelidir.

O halde; bel ve boyunda fonksiyonel yetersizliğin olduğu durumlarda; ister henüz ciddi bir problemin başgöstermemiş olduğu erken dönemde olsun; isterse bu yetersizlik sebebi ile ortaya çıkan ciddi patolojilerden sonra olsun; bel ve boynun restore edilerek normal çalışır hale getirilmesi gerekli ve şarttır.

Bel restorasyonu; bu amaca göre planlanmış; bazı cihazların kullanıldığı; özel planlanmış tedavi edici egzersizlerin uygulandığı bir fizik tedavi programı ile mümkündür. Bu program genellikle 15 ila 20 seans sürecek şekilde planlanır. Tedavi kürünün sonunda yaklaşık % 70 ila 80’lik bir iyileşme sağlanır. 2. Ayın sonunda % 90 ila 95 oranında bir düzelme elde edilir. Tedavinin hızı ve etkinliği hastanın yaşına ve fiziksel durumuna göre hafif değişiklikler gösterebilir.

Boyun restorasyonu programı da; bel restorasyonuna benzer bir programdır. Bel restorasyonunda sözedilen ilke ve durumlar; boyun restorasyonunda da benzerdir.

Bel ve boyun restorasyon programları; her iki bölgede uzun vadeli (kalıcı) bir tedavi sağlarlar ve yeni rahatsızlıkların oluşumunu önlerler.

Özetlenecek olursa; Beldeki ve boyundaki fonksiyonel yetersizlikler; bir süre sonra; ağrı; yanma; sızlama; kasılma; hareketlerde ağrı ve güçlük; kısıtlılık; uyku bozukluğu; bazen uyuşukluk gibi birtakım şikayetlere sebep olmaktadırlar. Bu dönemde farkedilmezlerse; önemli ve bel ve boyun fıtıkları; skolyoz; kayma veya kireçlenme gibi daha ciddi rahatsızlıklara yol açmaktadırlar. Bu durum tedavi edilmeden devam ederse; artık dönüşü mümkün olmayan; kalıcı bazı hastalıklar ortaya çıkmaktadır.

Hasta ve hekim; şikayetlerin başladığı dönemde ihmalkar davranmamalı ve bu konuda uyanık olmalıdır. Kişinin ayrıntılı bir fizik muayenesi yapılmalı; hasta günlük yaşam aktiviteleri ve meslek yönünden incelenmeli; mesleğe ait riskler belirlenmeli; mesleki alışkanlıklardaki yanlışlıklar tespit edilmeli ve bunların sonunda bir tanı konmalıdır. Tedavi; mutlaka gecikmeden; var olan problemler artmadan ve yeni bazı hastalıklar ortaya çıkmadan yapılmalıdır. Fizik Tedavi Uzmanı; hastanın yaşına ve problemin boyutlarına uygun bir tedavi planı çizmelidir.

Tedavi; hem var olan durumu düzeltmeli; hem de yeni problemler için koruyucu tarzda olmalı.

Boyun ve bel restorasyonu; yukarıda sayılan daha ciddi ve önemli durumların tedavisi için de vazgeçilmez bir yöntemdir. Burada da aynı şekilde tedavi; oluşmuş patolojilerin kalıcı hale gelmesini önleyecektir.

Bel ve boyun restorasyonu için bazen sadece Bel okulu ve Boyun okulu
programları da kullanılabilir. Bel okulu programı ve Boyun okulu programı; omurga; boyun ve bele ait bazı bilgilerin verilmesinden sonra; tedavi edici egzersiz programlarının tek tek ve ayrıntılı bir şekilde öğretilmesiyle başlar. Burada gerçekten; kişiye özel program çizilmesi ve yine bunun hastaya birebir öğretilmesi; pekiştirilmesi; hastanın bu programın etkilerini birebir yaşaması çok önemlidir. Tedavi döneminde ağrıların hızla azaldığını; bel fonksiyonlarının hızla düzeldiğini; hasta bizzat hisseder. Kronik bel ağrısı çeken hastalarda genellikle bir ümitsizlik hakimdir; ağrılarının yaşam boyu kendilerine arkadaş olduğunu düşünürler. Bel okulu tedavisinin böyle hastalara verdiği özgüven gerçekten görülmeye değer. Hastalar çoğunlukla şu gerçeği fark ederler: ’’Ağrıların; aslında hastaya arkadaş olması gerekmiyormuş; tedavi edilebilirmiş.’’. Uzun süre kullanılan ağrı kesicilerin yan etkileri de hastalar için hakikaten bıktırıcıdır. Böylece; bel okulu sayesinde hasta ilaç kullanmaktan da kurtulur.

Uzm.Dr.A. Serdar SARAÇ
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı