Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Çin Tıbbına Göre Stres

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 21:56    Güncellendi: 18.02.2025 21:56
Stres; bireylerin duygusal ya da fiziksel durumlarına karşı olası bir tehdit sezdiklerinde; vücutlarında ya da beyinlerinde oluşan tepkiye verilen isimdir (Hughes; Boothroyd; 1997) . Yaşantımız boyunca hepimiz; er ya da geç stres ile karşı karşıya kalırız. Vücudumuz; strese kontrolümüz dışında cevaplar verir. Eğer sağlığımız yerinde ise ve stres çok uzun süreli değilse; bu durumu çok fazla etkilenmeden atlatabiliriz. Buna karşın; stres çok kuvvetli ise ya da uzun süre devam ederse önce ruhsal sağlığımız sonra da fiziksel sağlığımız bu durumdan kötü yönde etkilenecektir. Vücudumuzda strese cevap veren farklı mekanizmalar vardır. Gerçek ya da sanal bir tehdit ile karşılaştığımızda ilk olarak sempatik sinir sistemimiz tepki verir ve vücudumuz "savaş ya da kaç" olarak adlandırılan mekanizmayı devreye sokar; kalbimiz daha hızlı çarpmaya başlar; göz bebeklerimiz genişler; sindirim faaliyetlerimiz geçici bir süreliğine durur; böylece gereği halinde kullanabilmek amacı ile kanımız kollarımıza ve bacaklarımıza yönlenir. Kollarımıza yönlenen kan; stres faktörüne karşı savaşacaksak; kollarımıza güç kazandırmayı amaçlar. Eğer stres baş edemeyeceğimiz kadar büyük ise o zaman da bacaklarımıza yönlenmiş kan; daha hızlı kaçmamızı sağlar.

Taş devrinde çok iyi çalışan ve sonuç veren "savaş ya da kaç" yanıtı maalesef günümüz yaşantısındaki stres faktörleri ile (zorlu bir patron; çekilmez iş arkadaşları ya da henüz çözümlenmemiş endişe uyandıran bir durum) başa çıkmada çok başarılı değildir. Günümüzde stres faktörleri çoğunlukla uzun süreli olduğundan vücudumuz kronik olarak "savaş ya da kaç" cevabı vermek zorunda kalmaktadır. Vücudumuzun stres hormonu olan kortizolün kanda seviyesi artar. Buna bağlı olarak tansiyonumuz yükselir; bağışıklık sistemimiz zayıflar. Zaman içinde bu belirtiler daha da kötüleşerek anksiyete; depresyon; kronik yorgunluk; sindirim sistemi problemleri ve gerilim tipi baş ağrısı gibi rahatsızlıklara yol açar.

Çin Tıbbının Duygularımıza Bakış Açısı

Çin tıbbına göre vücudumuzda çi adı verilen bir enerji dolaşır. Stres; anksiyete; depresyon yada başka kuvvetli duygular bu enerji akışını bozar. Çi akışı karayollarında akan trafiğe benzetilebilir. Stres; sinirlilik ya da bir başka yoğun bir duygu adeta karayollarında trafiğin sıkışması gibi vücudumuzdaki çi akışını bloke eder. Örneğin yoğun stres altındaki kimseler bel; sırt ve boyun ağrılarından yakınırlar. Stres; söz konusu bölgelerde bir gerilime yol açar. Bu gerilim de enerji akışını bloke ederek ağrı ve kasılmaların ortaya çıkmasına sebep olur.

Nasıl ki karayollarında bir kaza ya da inşaat sebebi ile oluşan trafik yoğunluğu diğer çevre yollara da yansıyorsa; aynı durum vücudumuzdaki enerji akış kanalları için de geçerlidir. Stresin yol açtığı blokajlar başta sindirim sistemi problemleri olmak üzere; uyku düzeni ve ağrı eşiği gibi pek çok yan alanları da etkileyecektir. Stres; ayrıca mevcut bir sağlık problemi ile ilgi durumu da körükleyebilmektedir.

Akupunktur ise bu enerji blokajlarını ortadan kaldırabilmektedir. Akupunktur noktaları enerji akış kanallarının birer giriş-çıkış noktası gibi davranarak çi akışının düzenli bir şekilde tekrardan sağlanmasına yardımcı olurlar. Bu özelliği ile akupunktur sadece strese bağlı oluşan sonuçları değil stresin kendisini de ortadan kaldırabilmektedir.

Batılı bakış açısı ile akupunktur; endorfin adı verilen; beyinden salgılanan ve doğal ağrı kesici olan bir kimyasal maddenin salınmasını artırır. Ayrıca akupunktur vücudumuzdaki kan dolaşımını hızlandırarak hem dokuların oksijenlenmesini hem de dokularda oluşan atık maddelerin uzaklaştırılmasını sağlar. Akupunkturun rahatlatıcı doğası; nabzı yavaşlatıp tansiyonun düşmesine ve kas gerginliklerinin azalmasına da yardımcı olur.