Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Obsesif-Kompulsif Bozukluk

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 21:56    Güncellendi: 18.02.2025 21:56
OBSESİF-KOMPULSİF BOZUKLUK

Obsesif-kompulsif bozukluk; istem dışı gelen; bireyi tedirgin eden; benliğe yabancı; bilinçli çaba ile kovulamayan; yineleyen düşünceler ( obsesyon) ve çoğu kez bu saplantılı düşünceleri etkisizleştirmek için yapılan; istem dışı; yinelenen hareketler ya da zihinsel eylemler (kompulsiyon) ile belirli bir ruhsal bozukluktur.

Obsesyonlar istenmeden gelen ve uygunsuz olarak yaşanan ve belirgin anksiyete ya da sıkıntıya neden olan; sürekli düşünceler; dürtüler ya da düşlemlerdir. İstenmeden gelmeleri ve uygunsuz bir nitelikte olmaları “benliğe yabancı (ego distonik)” olduklarını göstermektedir. Kişi; obsesyonel düşüncelerini; dürtülerini ya da düşlemlerini kendi zihninin bir ürünü olarak görür.

Kompulsiyonlar yineleyici davranışlar (el yıkama; sıraya koyma; kontrol etme gibi) ya da zihinsel eylemlerdir (dua etme; sayma; sözcükleri sessiz bir biçimde yineleme gibi). Kompulsiyonların amacı anksiyete ya da sıkıntıdan korunmak ya da bunları azaltmaktır. Haz almak ya da doyum sağlamak değildir. En sık görülen kompulsiyonlar; yıkanma; temizleme; sayma; kontrol etme; güvence isteğinde olma; sıraya koyma; yineleyen eylemlerde bulunmadır. Genellikle; obsesyonlar bir TEHDİT; kompulsiyonlar ise bu tehdide karşı bir TEDBİR niteliğindedir.

Hem obsesyon hem de kompulsiyon benliğe yabancıdır ve kişi bunun saçma ya da mantıksız olduğunun farkındadır. Obsesyon ya da kompulsiyondan herhangi birinin bulunması obsesif-kompulsif bozukluk tanısının koyulması için gereklidir. Ayrıca; kişinin bunu; aşırı; mantıksız ya da saçma bulması; bunun için aşırı zaman harcaması ya da bu durumun kişide sıkıntı yaratması ve işlevselliğini önemli ölçüde bozması gereklidir.
Obsesif-kompulsif bozuklukta dört ana örüntü vardır.
  1. Bulaşma obsesyonu en sık görülen obsesyondur ve buna bağlı yıkama; temizleme kompulsiyonu yer alır. Yağ; mikrop; çöp; sperm; dışkı; idrar; toz; vb. nesnelerden korkulmaktadır. Yıkanma; temizlenme yanında kaçınma; evden dışarı çıkmama eşlik edebilmektedir.
  2. Kuşku duyma obsesyonu ile kontrol etme kompulsiyonu ikinci grupta yer almaktadır. Bu obsesyon çoğu zaman bir tehlikeye işaret eder; ocağın açık unutulması; ya da kapının kilitlenmesinin unutulması; bir trafik kazasında birini yaralayıp yaralamadığı gibi. Bunun kapsamında elektrikli ya da gazlı ev aletlerini; kapı ya da pencere kilitlerini v.b. kontrol bulunmaktadır.
  3. Herhangi bir kompulsiyon olmadan; zihne yerleşen obsesyonlardır. Bu obsesyonlar genellikle cinsel; saldırgan ya da dinsel bir eylemle ilintili (çocuğunu yaralama ya da sokakta; camide bağırarak açık saçık şeyler söyleme; namaz kılarken zihnine Tanrıya küfür etme takıntısının gelmesi; tekrar tekrar ortaya çıkan pornografik görüntüler; gibi) yineleyici düşüncelerdir ve hasta bu düşüncelerinden ötürü suçluluk; utanç duymaktadır.
  4. Sık görülen diğer bir örüntü de; simetri ya da kesin olma obsesyonudur. Nesnelerin ya da olayların belli bir düzen içinde olmasına yöneliktir. Bunun karşılığında ise düzenleme kompulsiyonu görülmektedir.
Obsesif-kompulsif bozukluğun yaşam boyu yaygınlığı %1-3 olarak bildirilmektedir. Ortalama başlangıç yaşı ise 20’dir. Genelde hastaların üçte ikisinde belirtiler 25 yaşından önce başlamaktadır. Başlangıç yaşı ergenlik ya da çocukluk yıllarına dek uzanabilmektedir. Bazı vakalarda 2 yaş gibi çok küçük yaşlarda da başlayabilmektedir. Erişkinlerde kadın ve erkeklerin bu hastalığa yakalanma oranları birbirine yakındır.
Genellikle uzun süreli bir hastalıktır. Gidiş bazı hastalarda dalgalanma; bazı hastalarda da süreklilik göstermektedir. Hastaların % 20-30’unda belirgin bir düzelme; %40-50’sinde orta düzeyde bir düzelme; %20-40’ında ise aynı düzeyde kalma ya da kötüleşme olduğu bildirilmektedir.

Obsesif-kompulsif bozuklukta temel tedavi yaklaşımı ilaç tedavisidir. İlaç tedavisine ek olarak bilişsel-davranışçı tedavilerin birlikte uygulanmasının belirtileri önemli ölçüde azalttığı bildirilmektedir. Bilişsel-davranışçı terapilerde; üstüne gitme; tepki önleme (tepki durdurma); doyum noktasına gelme (satürasyon) (özellikle obsesyonel düşüncelerin kontrol altına alınması aşamasında) teknikleri yararlı olmaktadır. Bu tedavilerin; hastaların %60-75’inde başarılı sonuçlar verdiği bildirilmektedir.