Apne kelimesi Yunancada “soluksuz kalmak” anlamına gelir. Çocukların yaklaşık % 10’unda horlama; % 2’sinde ise uyku apnesi görülür. Horlama burun tıkanıklığı sonucu gelişir. Ağızdan nefes almaya çalışan çocukta horlama üst solunum yolu titreşimi sonucu duyulur. Solunum yolu zaman zaman kendi üzerine kapanarak nefes almayı durdurur. Çocuklarda uyku apnesini ilk anne babalar fark eder. Uykusunda huzursuz; horlayan ; iç çeken çocuğun zaman zaman nefes almaya ara verdiği fark edilir. Yirmi saniyeden başlayıp 40-60 saniyeye uzayabilen bu nefes almama süreçlerinin ardından vücut oksijensiz kalır. Beyin hafifçe uyanıklık haline geçerek vücuda nefes alması için alarm verir ve çocuk derin bir nefes alır. Bu süreçler gece boyunca yüzlerce kez tekrarlanır.
Çocuğun uyku kalitesi bozulur. Sabahları baş ağrısı ile uyanır. Uykusunu alamadığı için gündüz uykulu ve yorgun olur. Gün içinde derslerine konsantre olamaz; ders başarısı düşer. Etrafına karşı davranış bozuklukları sergiler. Hiperaktiftir. Bu durum birçok kez hiperaktivite dikkat eksikliği bozukluğu tanısıyla tedavi edilir. Anne babalar çocuklarının gece aşırı terlediğinden şikayet eder. Terleme vücudun oksijensiz kalma dönemlerinden kaynaklanır. Yutma sorunları yaşayabilen çocukta iştahsızlık baş gösterir. Uyku apnesi; çocuklarda gece idrarını artırır ve çocuk gece altını ıslatmaya başlar. Daha önce idrarını tutabilen çocuk gece altını ıslatmaya başlayınca; davranış bozuklukları da göz önüne alınıp psikolojik açıdan takibe alınır. Ancak ana sorun burun tıkanıklığıdır.
Çocuklarda horlama ve uyku apnesinin nedeni burun tıkanıklığıdır. Çocuklarda alerjik nezle (saman nezlesi) burun tıkanıklığının en önde gelen nedenlerindendir. Alerjik nezle ve tekrarlayan enfeksiyonlar çoğu kez geniz eti ve bademcik büyümesi ile sonuçlanır. Uyku apnesi olan çocuklarda geniz eti ve bademcikler operasyonla alındığında problem %80-90 düzelir. Ancak alerji tedavisi yapılmadan bademcik ve geniz eti alınan her 4 çocuktan birinde (% 25) geniz etinin tekrar büyümesi ve şikayetlerin tekrar başlaması söz konusudur. Bu çocuklar tekrar ameliyat olmak zorunda kalırlar.
Horlayan ve uyku apnesi gözlenen çocukta geniz eti ve bademcikler alınmadan önce mutlaka altta alerji araştırılmalıdır. Alerjinin tedavisi ile ameliyata gerek kalmadan geniz eti ve bademciklerin küçülmesi ve burun tıkanıklığının geçmesi mümkündür. Alerji tedavisi ile geçmeyen horlama ve uyku apnesinde geniz eti ve bademcik ameliyatı düşünülmelidir.
Tedavisi ile burnu açılan çocuğun uyku kalitesi düzelecektir. Uyku kalitesi düzelen çocuğun okul başarısı yükselecek; gece uykuda büyüme hormonu salgısı artacağından büyümesi hızlanacak; iştahı artacaktır. Burun tıkanıklığına sonucu orta kulak enfeksiyonu; sinüzit ve en önemlisi astım gelişimi önlenecektir.
Çocuklarda alerjik hastalıklar bir bütün halinde olur. Alerjik nezlesi olan çocukları çoğunda alerjik bronşit7astım da bir süre sonra tabloya eklenir. Özellikle geniz akıntısının 10 günden fazla sürdüğü alerjik rinosinüzit hallerinde astım riski daha yüksektir. Alerjik çocukta astım gelişmesinin önlenmesi alerjik nezlenin ve burun tıkanıklığının sonucu olarak gelişen sinüzitin önlenmesi ile mümkündür. Bu nedenle alerji tedavisinin bir bütün olarak yapılması; sorumlu alerjinin saptanması ve eğer uygunsa dilaltı aşı tedavisi ile kökten çözümü alerjiyi bir bütün olarak tedavi edecektir.
Çocuklarda dilaltı aşı tedavisi 3 -5 yıl sürmesi gereken uzun bir süreçtir. Aşı etkisini göstermeden ilaçla tedavinin kesilmemesi gerekir. bir süre sonra ilaca ihtiyaç kalmayınca çocuk alerjisi uzmanı gözetiminde ilaç tedavisinin kesilip süresi dolana kadar aşı tedavisinin sürdürülmesi gerekecektir.