Çocuklarda astım % 80-90 alerjik kökenlidir. Bu nedenle zaman zaman alerjik bronşit diye de tanımlandığı olmuştur. Erişkinlerde ise hastalığın alerjik olma oranı % 50 – 60 arasındadır. Bu nedenle çocuklardaki astımın tedavisinde altta yatan alerjinin tedavisi çok daha büyük önem taşımaktadır.
ALERJİK ASTIM VE ALERJİK NEZLE: “TEK HAVA YOLU; TEK HASTALIK”
Gerek çocuklarda gerekse erişkinlerde alerjik astım sıklıkla alerjik nezle ile birlikte görülür. Havayolu üstte burun; altta ise bronşlarla devam eden bir bütündür. Alerji ne tek başına bronşları ne de tek başına üst solunum yolunu tutar. Hava yolu bir bütün olarak alerjiden etkilenir. Sadece astım tedavisi alan bir kişide eğer alerjik nezle tedavi edilmezse; astım da tam anlamıyla kontrol altına alınamaz. Hava yolunu bir bütün olarak tedavi etmenin tek yolu alerjinin tedavi edilmesidir.
ALERJİK HASTALIKLAR BÜYÜDÜKÇE GEÇMEZ !
Alerjik hastalıklar sanıldığı gibi büyüdükçe geçen hastalıklar değildir. Alerjik astımı olan her iki çocuktan birisi ergenlikte hastalığı atlatamaz. Atlattığı düşünülenlerin de bir çoğunda yaşamın ilerideki evrelerinde alerjik astım belirtileri yeniden ortaya çıkar. Çocuklukta başlayan hava yolu hasarı erişkinlikte daha belirgin hale gelir. Çocukların önündeki uzun yaşam sürecini sağlıklı ve alerjik hastalıklardan uzak geçirebilmeleri için erken dönemde alerjinin tedavi edilmesi gerekir.
ALERJİNİN TEK KÖKTEN TEDAVİSİ AŞI TEDAVİSİDİR !
Alerjinin bilinen tek tedavisi aşı tedavisidir. Aşı tedavisi alerjik maddenin artan dozlarda vücuda uygulanması esasına dayanır. Bir süre sonra alerjik olunan maddeye bağışıklık geliştirilir. Aşı uygulamasının geçmişi oldukça eskiye dayanır. İlk uygulamalar iğne ile yapılmıştır. Enjeksiyon sırasında hayatı tehdit edici alerjik reaksiyonlar (anafilaksi) görülmeye başlanmıştır. Bu nedenle uygulamaların doktor kontrolünde acil müdahale yapılabilecek bir ortamda yapılması önerilmiştir. Buna rağmen özellikle çocuklarda gözlenen ağır alerjik reaksiyonlar hekimleri ve aileleri endişelendirmeye devam etmiştir.
İĞNE AŞI TEDAVİSİ MUTLAKA DOKTOR GÖZETİMİNDE ACİL ŞARTLARININ SAĞLANDIĞI MERKEZLERDE YAPILMALIDIR !
İğne aşılar yan etkilerinden kaynaklanan endişelere rağmen halen bir kısım hastaya uygulanmaya devam etmektedir. Aşı yapılırken dikkat edilmesi gereken noktalar vardır. Öncelikle aşının kesinlikle doktor tarafından elde değil; fabrikalarda ölçülü standart dozda hazırlanmış olması gerekmektedir. Şu an için ülkemizde aşı üretilmemektedir. Aşı solüsyonları yurt dışından ithal edilmektedir. Aşıların; aşı firmalarının Türkiye’deki temsilcilerinden satın alınması ve uygulayacak olan doktora teslim edilmesi gerekir. İğne aşı uygulaması mutlaka acil müdahale şartlarının sağlandığı merkezlerde yapılmalıdır; kesinlikle eczanelerde yada evde yapılmamalıdır.
İğne aşıda görülen alerjik yan etkiler bilim insanlarını yeni güvenli tedavi teknikleri geliştirmeye itmiştir. Bu yönde ilk dil altı damla aşılar geliştirilmiştir. Son 20 yıldır alerjinin güncel tedavisi haline gelen dilaltı damla aşılarla yüksek oranda başarı elde edilmiştir. Şu an için alerji tedavisinde en az iğne aşı kadar etkin; buna karşılık düşük yan etki riski nedeniyle iğne aşıdan üstün olarak kabul edilen dil altı aşıları aileler evde kullanmaktadırlar.
AŞI TEDAVİSİ YAVAŞ ETKİ EDER !
Alerjik astım tanısı almış ve kortizonlu koruyucu astım ilaçlarına gereksinim duyan alerjik çocuklar mutlaka dil altı aşı tedavisine uygunluk açışından değerlendirilmelidir. Aşı tedavisi yavaş bir süreçtir. En az 3-5 yıl süreyle uygulanması gerekir. İlk başlangıçta aşı hemen etkisini göstermeyeceğinden bir süre koruyucu astım ilaçları ile bir arada kullanılması gerekir. Aşı etkisi gösterdikçe çocuk alerjisi uzmanı kontrolünde koruyucu spreyler azaltılarak kesilebilir.