Beslenme alışkanlıkları kalp - damar hastalıkları; hipertansiyon; diyabet; kanser gibi pek çok hastalıkta önemli rol oynamaktadır. Yüksek oranda sebze ve meyve tüketimi birçok kronik hastalıktan korunmada etkili olmaktadır. Sebze ve meyve tüketimi ile kalp - damar hastalıkları; bazı kanser türleri; inme; diyabet; Alzheimer hastalığı; katarakt ve yaşla ilintili fonksiyonel kayıp riskinin azalması arasında kuvvetli bir ilişki vardır. Bu etkilerin sebze ve meyvelerin içerdiği diyet posası; folat; potasyum ve Beta - karoten; C vitamini; E vitamini gibi antioksidan etkinlik gösteren biyoaktif fitokimyasal bileşenlerden kaynaklandığı vurgulanmaktadır.
Meyvelerde de değişen oranlarda A ve C vitamini bulunmaktadır. Turunçgiller; kavun; karpuz; çilek; böğürtlen gibi meyveler C vitamini açısından zengindirler. Koyu sarı renkli (kavun; kayısı; mango; şeftali gibi) meyvelerin çoğu A vitamininin zengin kaynağıdır. Bunların yanı sıra çoğu meyve potasyum ve folik asit içermektedir. Özelikle kabuklu olarak yenebilen meyveler ile kuru meyveler iyi birer posa (lif) kaynağıdırlar. Posalı besinler şeker; kolesterol ve kan basıncı (tansiyon) seviyelerini istenilen düzeylerde tutmaya yardımcı olmaktadır. Midede su ile birlikte şişerek tokluk; doygunluk hissi uyandırmaktadır. Aynı zamanda dışkılama sayısını ve miktarını artırarak kabızlığı önlemekte ve özellikle kalın bağırsak kanserinden koruyucu etkiler göstermektedir. Günlük posa alımını artırmak adına sebze - meyve yenilmesinde yarar vardır. Sebze ve meyvelerin sularının sıkılarak içilmesi durumunda posaları sıkacak üzerinde kalmaktadır. O kısımların da tüketilmesi gerekmektedir.
Bu meyvelerden ülkemizde özellikle kış mevsiminde vücut direncini artırması adına sıklıkla tüketilen greyfurdun beyaz (aslında sarı); pembe ve kırmızı çeşitleri vardır. Bu üç çeşidin hepsi de yapı ve tat bakımından aynıdır. Çekirdekli olan türler greyfurt suyu yapımında kullanılır. En ünlü çekirdeksiz pembe greyfurt türleri ise Pink Seedles ve Ruby Red Seedless’dir. Birkaç tane de yeni pembe tür Mersin ve Antalya da üretilmektedir. Bunlara örnek Ruby Red’den üç kez daha kırmızı ve çekirdeksiz olan Star Ruby dir.
Greyfurt birçok önemli besin öğesi içermektedir: Az miktarda pektin; kolesterol düzeylerini düşürmeye yarayan çözünebilir lif ve tansiyonu dengelemeye yardımcı potasyum gibi. Greyfurt aynı zamanda ciddi bir C vitamini kaynağıdır. 100 gramı yaklaşık 45 mg C vitamini içerir. Pembe etli çeşitleri; beyaz greyfurdun aksine kanser önleyici özelliği bulunan bir antioksidan olan Beta - karoten içerir. Pembe greyfurt içinde bulunan bir diğer fitokimyasal ise likopendir ki belli bazı kanser türlerine iyi gelmektedir. Ferahlatan ekşiliği; sululuğu ve düşük enerji içeriği ile birlikte bu doğal özellikleri; greyfurdu popüler bir salata ve kahvaltı malzemesi yapmıştır. Özellikle pembe greyfurdun ciltteki sivilce ve siyah noktalara karşı etkinliği bu meyvenin kozmetik sektöründe de kullanımını gündeme getirmiştir.
Ancak yapılan araştırmalar greyfurt suyunun bazı ilaçların etkilerini artırdığı ve o nedenle ölümle sonuçlanabilecek zararlı yan etkiler ortaya çıkardığını gösterdi. İlaçlar bağırsaklarda ve karaciğerde bulunan bir enzimle parçalanarak vücudumuzdan atılmaktadırlar. Bu enzimin ince bağırsaklarda bulunan bir türü greyfurt suyu içince yok olmakta ve bu nedenle de ilacın parçalanması geciktiğinden kanda birikmekte. Bunun sonucunda ilaç zehirlenmesine neden olabilmektedir. O yüzden ilaç kullanan kişilerin greyfurt suyu içmemeleri önerilmektedir. Bir dönem greyfurt suyunun sabah boş mide ile içilmesinin yağ yakıcı; kilo verdirici etkilerinden bahsedilir idi. Zamanla bu durumun da bilimle yakından uzaktan ilişkisi olmadığı anlaşıldı. Bu açıdan da zayıflamak isteyenlerin bu tarz yöntemlere başvurmaması önerilmektedir.
100 gr Pembe Greyfurdun İçermiş Olduğu Besin Öğeleri
Enerji: 37 kkal.
Toplam Yağ: 0;1 g
Lif: 1;4 g
Protein: 1 g
Karbonhidrat: 9 g
Kolesterol: 0 mg
Sodyum: 0 mg
Vitamin C: 46 mg