Yaşam şartları ağırlaştıkça; her yaştan ve her meslek grubundan insanın başına gelen derttir; stres. Sıkıntı; huzursuzluk; gerginlik; uyuşukluk; yoğun kaygı durumu; zihin dağınıklığı da yanında getirdikleri.
Peki; nedir stres? Nelere mal olur? Nasıl önlenebilir?
Stres; çevreden gelen bir uyarıcıya bedensel ve ruhsal olarak verdiğimiz tepkidir. Kelime anlamı gerilimdir. Zararlı olan dış uyaranlardan korunmak için; zihnin; savaş veya kaç emrini verdiği ve vücudumuzun bu emir doğrultusunda reaksiyon gösterdiği haldir.
Bütün canlılar normal olarak stres yaşarlar. Sıfır stres ölüm demektir. Ancak bir stres halinden sonra problem çözüme ulaşır ve gevşeme hali gerilimin yerini alır. Böylece zihin ve beden gelebilecek yeni bir stres durumunu atlatabilmek için dinlenir ve enerji toplar.
Döngünün bozulduğu; uzun süreli ve yoğun yaşanan stres; sağlıksız strestir. Sağlıksız streste insan karşılaştığı zararlı uyarandan kurtulmaya değil; stresin kendisine odaklanır ve orada saplanıp kalır.
Yapılan araştırmalar ve gözlemlerimiz gösteriyor ki; sağlıksız stres bedenimizde ve ruhumuzda çeşitli rahatsızlıklar meydana getirebiliyor. Baş ağrısı; düzensiz uyku; sırt ağrıları; kabızlık; ishal; kas ağrıları; hazımsızlık ve ülser; yüksek tansiyon veya kalp krizi; iştahta değişim; vücudun çeşitli bölgelerinde gezinen ağrılar (fiziksel bir neden bulunmaksızın); çene kasılması veya diş gıcırdatma bilinen fiziksel sonuçları.
Zihinsel ve ruhsal sonuçları ise konsantrasyon güçlüğü; isteksizlik; sürekli yorgunluk hissi; olumsuzluklara karşı aşırı duyarlılık; agresyon ve sürekli gerilim hali olarak karşımıza çıkıyor.
Tüm bu belirtiler de sağlıksız stresin kendisi ile birlikte hem iş hem yaşam performansını ve kalitesini düşürüyor. Böylece problemler birikiyor ve içinden çıkılmaz hale geliyor.
Ekonomik olarak yetersizlik; sağlıksız bir aile yapısı; çalışma koşullarının ağırlığı; stresin başlıca nedenleri arasında.
Bunun yanı sıra iletişim hataları; yıpratıcı bir ilişki; yaşam şeklinde değişim (boşanma; taşınma; iş değişikliği; çocuk doğumu; eve uzun süreli yatılı gelen misafir gibi) nedenler de ikinci sırada konusu geçen; adaptasyon gerektiren durumlardır.
Stresten kurtulmak için çevreyi; insanları ve olayları değiştirmeye çalışmak yapılması gereken son şey olmalıdır. Değişim içimizde başlar. Durum ne olursa olsun; düşüncelerimiz stres sürecini büyük oranda etkiliyor. Her insanın kendine özgü bir düşünce sistemi vardır. Birey; bu sistemin dengeli ve olumlu işlemesine destek olabilir.
Düzenli egzersiz; dinlenmeye zaman ayırmak; uyku ve beslenmeyi düzenlemek; işini; rolünü ve performansını değerlendirmek stresin neden olduğu yıpratıcı etkileri azaltmaya yardımcı olur. Düşünce sisteminde ise öncelikle kendine değer vermek; olumsuzluklar seline kapılmamak; paylaşmak ve huzurlu bir yaşam için elinden geleni ertelemeden yapmak değiştirebileceklerinizin yalnızca birkaçı.
Hayatını aceleye getirme; çünkü bu senin yaşamın; bir tane ve değerli.
(Kemale Günhan; Nisan; 2011; Gazete Köşe Yazısı.)
Günümüzde stresle mücadele etmek ve sağlıklı stresi yaşatmak için destek veren birçok uzman ve yöntemler var. Gevşeme egzersizleri; yoga; meditasyon; reiki; iletişim becerileri eğitimleri; kişisel gelişim bunlardan birkaçı.
Önemli olan stresi doğru yaşayacak olan kişinin doğru yaşamak için verdiği kesin karardır. Önce iste; sonra düzenle ve onar ilkesi burada da karşımıza çıkıyor. Sorunlar bazen o kadar çok ve uzun süre hayatımızda var olur ki onlara alışırız ve kolayca bırakmak istemeyiz. Böylece bilinçli zihnimiz stresten kurtulmaya çalıştığını ve müdahalelerde bulunduğunu gösterse de bilinçaltı sistemimiz strese yapışıp kalır. Bu nedenle stresten kurtulma konusunda üç kez daha düşünün derim. Ne zaman gerçekten bunu yapacağınızı ve kararınızı hissediyorsanız; o zaman harekete geçin. Aksi halde kendinizi yıpratırsınız ve olumsuz sonuçlar sizi umutsuzluğa sürükler.