Veteriner Hekim Olmak
Veteriner hekim olmak ; sevgi; ister; özveri ister ; anlayış ister ; duygu ister. Veteriner hekim olmak ağzı dili olmayan bir hayvana bir bakışta çare bulma becerisi ister. Hasta hayvanlarla uğraşmak yetmez bir de sahiplerinin psikolojilerini anlamayı ister. Bir tedaviyi yürütürken hasta sahibini de rahatlatabilecek insan psikolojisi yeteneği ister.
Veteriner hekim olmak ; gecenin saat 3 ünde telefonunun çalıp 5. kattan düşen bir kediye veya güç doğum yapan bir ineğe müdahale edebilmek için sıcacık yatağından kalkıp gitmeyi becerebilmeni ister. Kimi zamanlarda aklınca “altı üstü Baytar yaaa” diye aşağılamaya çalışan insanlara “Evet bizler Baytar’ız “ diyecek kadar sabırlı olmayı ve Baytarın eski Türkçe de anlamının “Dam Beyi” olduğunu bilecek kadar kültürlü olmayı ister. Hastasını iyileştirdiğiniz için şehrin en iyi restaurantların da ısmarlanan yemekten alınan keyfi ;köylü Ahmet amcanın damında yediğin “domat ekmekten “ almanı ister.
Veteriner hekim olmak zorlu bir eğitim hayatından sonra ne yapacağını bilmez bir şekilde mezun olmuş iken ; ilk hastanı iyileştirdikten sonra yaşadığın sevinci ; 20 yıl sonraki müdahalende de yaşamanı ister. Çaresiz ve masumca ; yalvaran gözlerle sana bakan hasta bir hayvanı görünce dünyayı unutmanı ister. Girdiğin ortamlarda hekim olduğunu hissettirmeni ; kendine güvenmeni ve karar verme yetisine sahip olmanı ister. Müdahale ettiğin bir kedinin köpeğin belki de bir insanın yalnızlığını paylaşan aynı bağlamda baktığın bir ineğin köylü Mehmet amcanın 1 yılık geliri olduğunu unutmamanı ister. Para kazanmak elbette Veterinerlerinde hakkı ancak sana gelen hastayı para olarak görmemeni ister. İnsanların sosyal güvenlikleri doğrultusunda parası yokken dahi tedavi olabildiklerini varsayarsak sokakta tek başına kıvranan bir hayvana sadece para alamam korkusuyla kaderiyle baş başa bırakmayıp masraflarını kendin karşılayabilecek kadar bonkör olmanı ister.
Mezun olduğun seninle hemen hemen aynı eğitime tabi olmuş bir tıp hekimi gibi ataman yapılmasa da ; çalıştığın işler de önce gönüllü olmanı ister. Veteriner hekim olunca klinisyen olursun ; büyük hayvan bakarsın pet kliniği açarsın reprezant olursun vs vs 30 a yakın iş kolunda çalışırsın ancak bunların hepsinde ; aileni ikinci sıraya atmanı ; yaşamının her anında hazır kıta durmanı ister.
Veteriner hekimlik diğer hekimlikler gibi seni sırtında taşımaz senin onu sırtında taşımanı ister. Çünkü hala hakkettiği değeri görememiş bir Hekimlik sınıfıdır. Girdiğin bir ortamda Veteriner hekim olduğunu söylediğin de insanları kendine hayran bırakmanı ister ki o insanlar başka bir meslektaşınla karşılaştıklarında ona mesleğinden ötürü saygı duysunlar. Ve her veteriner hekim saygın olsun ister. En azından yaşadığı en az 5 yıllık öğretim hayatı için kendine saygı duyursun ister.
Veteriner hekimlik birlik olmayı ister. Birinin bir hastasını kapacağım diye 3-5 kuruş indirim yaparak günü kurtarıp olup olmadık biçimde hareketler eden insanların ayıklanmasını ister. Çünkü veteriner hekimlik mesleğinin prestiji yine veteriner hekimlerin elindedir.
Kısacası veteriner hekimlik bir meslek olarak görülmek istemez ; kişinin yaşam tarzı olmak ister….
Veteriner Hekimliğin Doğuşu
Avrupa da; 18. yüzyılın ilk yarısında; sığır vebası salgınlarında 200 milyon civarında sığırın ölmesiyle ve savaşlarda kullanılan tek tırnaklı hizmet hayvanlarında baş gösteren salgın hastalıkların artmasıyla; askeri; ekonomik ve sosyal yaşam olumsuz yönde etkilenmiştir. İnsanlar; salgın hastalıkların sebep olduğu felaketleri; doğal afetlerden sonra gelen en büyük felaketler olarak değerlendirmişlerdir. Bu salgınların önüne geçilememesi sonunda veteriner hekimlerin yetiştirilmesi gerekliliği ortaya çıkmıştır. Bunun üzerine dünyada ilk Veteriner Okulu 2 Şubat 1762 de Fransa da açılmıştır.
Türkiye de veteriner hekimliği eğitimi ilk defa 1842 yılında İstanbul da askeri birliklerin veteriner hekim ihtiyacını karşılamak için; Prusyalı askeri Veteriner Hekim Godlewsky önderliğinde; Askeri Veteriner Okulunun açılması ile başlamıştır. İlk Sivil Veteriner Okulu da 1889 da yine İstanbul da açılmıştır. Buna paralel olarak "Veteriner İşleri Müdürlüğü" kurulmuştur. Aynı zamanda Laboratuvar çalışmaları da başlatılarak eğitim-öğretim; araştırma-uygulama hizmetleri beraberce yürütülmeye başlanmıştır. 1920 de askeri ve sivil veteriner okulları "Baytar Mekteb-i Alisi" adı ile birleştirilmiştir. 1928 de okulun adı "Yüksek Baytar Mektebi" şeklinde değiştirilmiştir.
Bu okul; 1933 yılında Yüksek Ziraat Enstitüsü adı altında Ankara ya taşınmıştır. 1948 yılında; Ankara Üniversitesinin kuruluşu ile birlikte; Veteriner Fakültesi adıyla Üniversiteye bağlanmıştır.
Pekiyi veteriner hekim nasıl olunur?
Veteriner hekim olabilmek için bu konuda eğitim veren bir fakülteden mezun olmak gerekmektedir. Veteriner hekim olabilmek için üniversite eğitimi alınması zorunludur. Türkiye de veteriner hekimliği eğitim-öğretimi; lisans düzeyinde; veteriner fakültelerinde; 5 yıl (10 yarıyıl) süre ile yaptırılmakta ve mezun olanlara "Yüksek Lisans Diploması" adı altında "Veteriner Hekim Unvanı" verilmektedir. Türkiye de 2002 yılında mevcut 19 veteriner fakültesinden; 16 sında eğitim-öğretim faaliyetleri sürdürülmektedir.
Veteriner hekimlik sürekli eğitimle içiçe bir meslek dalıdır. Veteriner hekim unvanının alınmasından sonra da yeni tıbbi gelişmelerden veteriner hekimleri haberdar kılabilmek için kısa süreli eğitimler sürekli olarak düzenlenmektedir. Kısacası veteriner hekim kendini sürekli olarak geliştirir ve böylelikle yeni tanı ve tedavi yöntemlerinden haberdar olur.
Veteriner hekim olmak isteyen herkes öncelikle iş hayatı için nelerden vazgeçebilir ve bu vazgeçilirliğin sınırı nedir bunu çok iyi bilmek zorundadır. Yoksa bu hayat ona ızdırap olmaktan öteye gitmez.
Veteriner Hekimi bunca tarif ettikten sonra aşağıdaki tabloya bir göz atalım ve aslında mesleğimiz ne çok önem veriyormuşuzda bizim haberimiz yok diyerek şaşıralım..
ÜLKE FAKÜLTE SAYISI YILLIK MEZUN SAYISI ÜLKE NÜFUSU
Almanya 5 1000 82.398.326
Avusturya 1 8.150.835
Belçika 2 250 10.309.725
Çek Cumhuriyeti 1 120 10.250.000
Danimarka 1 100 5.397.640
Estonya 1 37 1.408.556
Finlandiya 1 65 5.211.311
Fransa 4 500 63.587.700
Hırvatistan 1 90 4;551;000
Hollanda 1 140-150 16;491;461
İngiltere 6 370 50.100.000
İrlanda 1 60 4;234;925
İspanya 9 44.108.530
İsveç 1 70 9;060;430
İsviçre 2 100 7;507;000
İtalya 13 850 58.751.711
Letonya 1 50 2;307;000
Litvanya 1 50-60 3;483;972
Macaristan 1 10;076;581
Makedonya 1 20-30 2.100.000
Norveç 1 70 4.641.500
Polonya 4 360 38;635;144
Portekiz 4 10.605.879
Romanya 4 500-600 22;303;552
Slovakya 1 70-80 5;431;363
Slovenya 1 50 5;431;363
Sırbistan 1 150 10;829;175
Yunanistan 2 100 10.665.989
TOPLAM 73
TÜRKİYE 19
Görüldüğü üzere avrupanın en önemli ülkelerinde bile fakülte sayısı 5 i geçmezken biz de sayı 19 hatta açılması için YÖK e öneri sunulan 4 fakülte ile sayı yakında 23 e çıkabilir. Peki bu kadar ihtiyacın bu kadar mezunun olduğu bir ülkede 2011 ilk atamada açılan kadro sayısını biliyormusunuz ?? :)
Veteriner hekim olmak ; gecenin saat 3 ünde telefonunun çalıp 5. kattan düşen bir kediye veya güç doğum yapan bir ineğe müdahale edebilmek için sıcacık yatağından kalkıp gitmeyi becerebilmeni ister. Kimi zamanlarda aklınca “altı üstü Baytar yaaa” diye aşağılamaya çalışan insanlara “Evet bizler Baytar’ız “ diyecek kadar sabırlı olmayı ve Baytarın eski Türkçe de anlamının “Dam Beyi” olduğunu bilecek kadar kültürlü olmayı ister. Hastasını iyileştirdiğiniz için şehrin en iyi restaurantların da ısmarlanan yemekten alınan keyfi ;köylü Ahmet amcanın damında yediğin “domat ekmekten “ almanı ister.
Veteriner hekim olmak zorlu bir eğitim hayatından sonra ne yapacağını bilmez bir şekilde mezun olmuş iken ; ilk hastanı iyileştirdikten sonra yaşadığın sevinci ; 20 yıl sonraki müdahalende de yaşamanı ister. Çaresiz ve masumca ; yalvaran gözlerle sana bakan hasta bir hayvanı görünce dünyayı unutmanı ister. Girdiğin ortamlarda hekim olduğunu hissettirmeni ; kendine güvenmeni ve karar verme yetisine sahip olmanı ister. Müdahale ettiğin bir kedinin köpeğin belki de bir insanın yalnızlığını paylaşan aynı bağlamda baktığın bir ineğin köylü Mehmet amcanın 1 yılık geliri olduğunu unutmamanı ister. Para kazanmak elbette Veterinerlerinde hakkı ancak sana gelen hastayı para olarak görmemeni ister. İnsanların sosyal güvenlikleri doğrultusunda parası yokken dahi tedavi olabildiklerini varsayarsak sokakta tek başına kıvranan bir hayvana sadece para alamam korkusuyla kaderiyle baş başa bırakmayıp masraflarını kendin karşılayabilecek kadar bonkör olmanı ister.
Mezun olduğun seninle hemen hemen aynı eğitime tabi olmuş bir tıp hekimi gibi ataman yapılmasa da ; çalıştığın işler de önce gönüllü olmanı ister. Veteriner hekim olunca klinisyen olursun ; büyük hayvan bakarsın pet kliniği açarsın reprezant olursun vs vs 30 a yakın iş kolunda çalışırsın ancak bunların hepsinde ; aileni ikinci sıraya atmanı ; yaşamının her anında hazır kıta durmanı ister.
Veteriner hekimlik diğer hekimlikler gibi seni sırtında taşımaz senin onu sırtında taşımanı ister. Çünkü hala hakkettiği değeri görememiş bir Hekimlik sınıfıdır. Girdiğin bir ortamda Veteriner hekim olduğunu söylediğin de insanları kendine hayran bırakmanı ister ki o insanlar başka bir meslektaşınla karşılaştıklarında ona mesleğinden ötürü saygı duysunlar. Ve her veteriner hekim saygın olsun ister. En azından yaşadığı en az 5 yıllık öğretim hayatı için kendine saygı duyursun ister.
Veteriner hekimlik birlik olmayı ister. Birinin bir hastasını kapacağım diye 3-5 kuruş indirim yaparak günü kurtarıp olup olmadık biçimde hareketler eden insanların ayıklanmasını ister. Çünkü veteriner hekimlik mesleğinin prestiji yine veteriner hekimlerin elindedir.
Kısacası veteriner hekimlik bir meslek olarak görülmek istemez ; kişinin yaşam tarzı olmak ister….
Veteriner Hekimliğin Doğuşu
Avrupa da; 18. yüzyılın ilk yarısında; sığır vebası salgınlarında 200 milyon civarında sığırın ölmesiyle ve savaşlarda kullanılan tek tırnaklı hizmet hayvanlarında baş gösteren salgın hastalıkların artmasıyla; askeri; ekonomik ve sosyal yaşam olumsuz yönde etkilenmiştir. İnsanlar; salgın hastalıkların sebep olduğu felaketleri; doğal afetlerden sonra gelen en büyük felaketler olarak değerlendirmişlerdir. Bu salgınların önüne geçilememesi sonunda veteriner hekimlerin yetiştirilmesi gerekliliği ortaya çıkmıştır. Bunun üzerine dünyada ilk Veteriner Okulu 2 Şubat 1762 de Fransa da açılmıştır.
Türkiye de veteriner hekimliği eğitimi ilk defa 1842 yılında İstanbul da askeri birliklerin veteriner hekim ihtiyacını karşılamak için; Prusyalı askeri Veteriner Hekim Godlewsky önderliğinde; Askeri Veteriner Okulunun açılması ile başlamıştır. İlk Sivil Veteriner Okulu da 1889 da yine İstanbul da açılmıştır. Buna paralel olarak "Veteriner İşleri Müdürlüğü" kurulmuştur. Aynı zamanda Laboratuvar çalışmaları da başlatılarak eğitim-öğretim; araştırma-uygulama hizmetleri beraberce yürütülmeye başlanmıştır. 1920 de askeri ve sivil veteriner okulları "Baytar Mekteb-i Alisi" adı ile birleştirilmiştir. 1928 de okulun adı "Yüksek Baytar Mektebi" şeklinde değiştirilmiştir.
Bu okul; 1933 yılında Yüksek Ziraat Enstitüsü adı altında Ankara ya taşınmıştır. 1948 yılında; Ankara Üniversitesinin kuruluşu ile birlikte; Veteriner Fakültesi adıyla Üniversiteye bağlanmıştır.
Pekiyi veteriner hekim nasıl olunur?
Veteriner hekim olabilmek için bu konuda eğitim veren bir fakülteden mezun olmak gerekmektedir. Veteriner hekim olabilmek için üniversite eğitimi alınması zorunludur. Türkiye de veteriner hekimliği eğitim-öğretimi; lisans düzeyinde; veteriner fakültelerinde; 5 yıl (10 yarıyıl) süre ile yaptırılmakta ve mezun olanlara "Yüksek Lisans Diploması" adı altında "Veteriner Hekim Unvanı" verilmektedir. Türkiye de 2002 yılında mevcut 19 veteriner fakültesinden; 16 sında eğitim-öğretim faaliyetleri sürdürülmektedir.
Veteriner hekimlik sürekli eğitimle içiçe bir meslek dalıdır. Veteriner hekim unvanının alınmasından sonra da yeni tıbbi gelişmelerden veteriner hekimleri haberdar kılabilmek için kısa süreli eğitimler sürekli olarak düzenlenmektedir. Kısacası veteriner hekim kendini sürekli olarak geliştirir ve böylelikle yeni tanı ve tedavi yöntemlerinden haberdar olur.
Veteriner hekim olmak isteyen herkes öncelikle iş hayatı için nelerden vazgeçebilir ve bu vazgeçilirliğin sınırı nedir bunu çok iyi bilmek zorundadır. Yoksa bu hayat ona ızdırap olmaktan öteye gitmez.
Veteriner Hekimi bunca tarif ettikten sonra aşağıdaki tabloya bir göz atalım ve aslında mesleğimiz ne çok önem veriyormuşuzda bizim haberimiz yok diyerek şaşıralım..
ÜLKE FAKÜLTE SAYISI YILLIK MEZUN SAYISI ÜLKE NÜFUSU
Almanya 5 1000 82.398.326
Avusturya 1 8.150.835
Belçika 2 250 10.309.725
Çek Cumhuriyeti 1 120 10.250.000
Danimarka 1 100 5.397.640
Estonya 1 37 1.408.556
Finlandiya 1 65 5.211.311
Fransa 4 500 63.587.700
Hırvatistan 1 90 4;551;000
Hollanda 1 140-150 16;491;461
İngiltere 6 370 50.100.000
İrlanda 1 60 4;234;925
İspanya 9 44.108.530
İsveç 1 70 9;060;430
İsviçre 2 100 7;507;000
İtalya 13 850 58.751.711
Letonya 1 50 2;307;000
Litvanya 1 50-60 3;483;972
Macaristan 1 10;076;581
Makedonya 1 20-30 2.100.000
Norveç 1 70 4.641.500
Polonya 4 360 38;635;144
Portekiz 4 10.605.879
Romanya 4 500-600 22;303;552
Slovakya 1 70-80 5;431;363
Slovenya 1 50 5;431;363
Sırbistan 1 150 10;829;175
Yunanistan 2 100 10.665.989
TOPLAM 73
TÜRKİYE 19
Görüldüğü üzere avrupanın en önemli ülkelerinde bile fakülte sayısı 5 i geçmezken biz de sayı 19 hatta açılması için YÖK e öneri sunulan 4 fakülte ile sayı yakında 23 e çıkabilir. Peki bu kadar ihtiyacın bu kadar mezunun olduğu bir ülkede 2011 ilk atamada açılan kadro sayısını biliyormusunuz ?? :)