* Uzun uzun anlatmaya başlar.
* Keşiflerde bulunmaya başlar.
* Kendisi hakkında konuşur.
* Gerçekle hayali karıştırır.
* Gördüğü obje ve nesnelerin anlamlarını sorar.
* Üç – dört yaş arası 1000 kelimelik bir kelime hazinesine sahip olur.
* Dört yaşında sade ve karışık cümleler kurar.
* Masal ve hikâyeleri (küçük kapsamlı) tekrarlayabilir.
Ailelere Öneriler
1.Dil ve konuşma sorunu olduğunu sezdiğiniz ya da kuşkulandığınız çocuğun bir dil ve konuşma terapistitarafından değerlendirilmesini sağlayınız. Bulunduğunuz şehirde bir dil ve konuşma terapisti yoksa psikologlardan; bu konuya ilgi duyan ve kendilerini bu konuda yetiştirmeye çalışan kişilerden yararlanmanız; belki çocuğa yardımı olabilir. Bu kişilerin önerilerinin - belki yanlış değil - ama sınırlı ve yetersiz olabileceğini de göz önünde bulundurun.
2.Çocuğunuzun nasıl konuştuğundan çok ne söylediğine dikkat edin. Eğer nasıl konuştuğuna dikkat etmek istiyorsanız; olumsuzluklara değil olumlu davranışlara dikkat edin ve bunları pekiştirin. Çocuğunuzun yapamadıklarını düzeltmeye çalışmak yerine; yapabildiklerinden yola çıkarak yapamadıklarını neden yapamadığının farkına varmasını sağlamak yoluyla sistemi kavramasına yardımcı olun.
3.Bir çocuğu başka çocukla kıyaslamayın. Onu kendi içerisinde ve zaman doğrultusunda değerlendirin.
GECİKMİŞ KONUŞMASI OLAN ÇOCUKLARDA ORGANİK MUAYENE VE İŞİTME TESTİ
* İşitme zayıflığı; sık sık konuşma bozukluğuna neden olur.
* İşitmeyi; kavrama analizini fısıltılı konuşma yardımı ile muayene etmek mümkündür. Çeşitli mesafelerden ayrı ayrı sözler çocuğa söylenir. Kulak çevresinden 0.5; 1; 2; 3; 4; 5 m. uzak…
* Sözler çeşitli yüksek frekanslarda söylenir.
* Yüksekten alçağa doğru ve ayrıca fısıltılarla…
* İşitmesi normal olan çocuk fısıltıyla söylenen sözleri ve cümleleri 6–7 metre mesafeden işitecek ve tekrar edecek…
* Muayene sırasında çocuk; arkasını terapiste döner ve söylenen sözleri ve cümleleri tekrarlar.
* Muayene yakından başlamalı ve yavaş yavaş uzaklaşılarak yapılmalıdır…
* İşitme zayıflığı hafif derecede olan çocuk; normal konuşmayı 6 – 8 metre; fısıltılı konuşmayı 3 m. kadar mesafeden işitir. Fısıltılı konuşmayı 1 metreden az mesafede işitiyorsa çocuğun işitmesi çok zayıf demektir. Mesela: “Do” sesi ve “Re” sesi ya da herhangi bir ses verilebilir.
GECİKMİŞ DİL ve KONUŞMA
Nedeni belli olmayan; klinik bir bulguya dayanmayan; olası bir nedeninin genetik yatkınlık olduğu ileri sürülen dil ve konuşma gecikmesi 3 yaş altındaki dünya çocuk nüfusunun %10 unda gözlenmektedir.
Anne babalar çocuklarının konuşma gelişiminde bir gerilik olduğunu düşündüklerinde bu konuyla ilgili uzmanlara zaman kaybetmeden başvurmalıdır. Öncelikle çocuğun işitme seviyesi test edilmelidir; gecikmenin işitme engeline bağlı olup olmadığı anlaşıldıktan sonra. Konuşma terapisti tarafından ayrıntılı dil ve konuşma performansı değerlendirilmeli ve gerekli ‘’bireysel terapi’’ ve ‘’aile eğitimlerine’’ başlanmalıdır.
Çocuğunuzun televizyonun karşısında çok vakit geçirmesine izin vermeyin. Televizyon ‘’çizgi filim kanalları’’ hiçbir zaman sizin ilginizin ve konuşmanızın yerini tutamaz.
Çok sevdiği bir programı birlikte seyredin ve program esnasında kısa kısa sohbetler yapın; ‘’aaa bak kedi ‘’; ‘’o kedinin adı Tom’’ gibi.
Çocuğunuza kitap okuyun. Özellikle çocuğunuzun tanıdığı; bildiği nesnelerin resimlerini içeren kitaplarda bunları işaret ederek isimlendirmesini isteyin söylediği zaman sözel olarak olumlu pekiştirin; cevap vermediği zaman kendiniz söyleyin ve ‘’bak burda ne varmış… pasta’’ haydi birlikte söyleyelim ‘’… pasta’’ gibi.
Çocuğunuzla konuşurken yüzüne bakın; onunda sizin yüzünüze bakmasını sağlayın. Konuşma esnasında abartılı sesletim yapabilirsiniz. Örneğin ‘’pat’’ derken ağzınızdan aşırı miktarda hava çıksın ve çocuğunuzun yüzünü saçlarını okşasın; ‘’ f ‘’ sesini kullanırken üst dişlerinizi hafifçe alt dudaklarınıza değdirin. Böylece çocuğunuza görsel ve işitsel olarak yoğun bir şekilde ipucu vermiş olursunuz. Unutmayalım ki çocuklar konuşmayı çevrelerindeki konuşmaları dinleyerek; taklit etmeye çalışarak edinir-öğrenirler
Gecikmiş Dil ve Konuşma Bozukluklarında;
Çocuğun konuşması yaşından beklenenden çok geri ya da konuşma gelişimi açısından beklenenden yavaşsa; o çocuğun konuşması gecikmiş konuşma olarak adlandırılır. Gelişim dönemlerine göre çocuğun 12-18 ay arasında; ilk kelimeleri; 24. aydan itibaren cümle düzeyinde konuşması beklenir. Konuşma; öğrenmenin yanında olgunlaşmayı da içerir. Örneğin; 24. ayda ünlü seslerin tamamının; 4.yılda da ünsüz seslerin tamamının çıkması gerekir. Dil gelişiminde kavramsal boyut önemlidir.
Nedenleri arasında prematüre doğum; kromozom anamolileri; motor gelişim geriliği; işitme kayıpları; genetik bozukluklar; ailede gecikmiş dil öyküsü; zekâ geriliği; kranyofasiyal anomaliler; Yarık dudak damak vs...); otizm; çevresel koşullar (uyaranların az olması; anne-babanın tutum hataları gibi) sayılmaktadır.
Aileler; çocuklarına konuşmayı öğrenmeleri için nasıl yardım edebilir?
Çocukla konuşarak; kitap okuyarak. Çocuktan konuşmasını isteyerek değil; çocuğu konuşmaya teşvik ederek ve konuşmayı eğlence haline getirerek.
Bazen çocuklar dilin kurallarını öğrenebilmek için yeterli dil girdisine maruz kalmayabilirler. Çocuk konuşmaya ihtiyaç duymayabilir çünkü aileler konuşmadan ziyade; çocuğun işaretlerine ve jestlerine hemen karşılık verirler. Ayrıca birçok dil özrünün tanımlanabilen bir nedeni yoktur.
Dil özürü için ne yapılabilir?
Çocuk gelişiminde deneyimli bir dil ve konuşma terapisti çocuğun dil gelişimini değerlendirebilir; bireysel veya grup terapi planı yapabilir. Ayrıca çocuklukta gerektiği şekilde tedavi edilmeyen bazı iletişim problemleri ileriki yaşlarda da devam edebilir. konuşma terapistinin mümkün olduğu kadar erken devreye girmesi terapi süreci ve terapinin verimliliği açısından son derece önemlidir.
Gecikmiş dil konuşma sorunlu çocuklardaki temel terapi yaklaşımları:
Odaklanmış uyarım işlemleri
Model Hedefler
Hedef kullanımların gösterilmesi: hedeflerin belirgin ve sık olarak kullanıldığı yapılara odaklan
Çocuk: kırmızı küp
Yetişkin: alacak mısın?
Çocuk: tamam
Yetişkin: kırmızı küpü alacaksın sonrada mavi olanı alacaksın
Oyun sırasında sırayı karıştırma; objeyi vermeme: istek elde etmeyi cesaretlendirmek için kullanılır.
Oyun sırasında çocuklardan birisinin sırasını atlar.
Çocuk: benim sıram
Yetişkin: öyle mi?; sıra sende mi?; hımm ever sanırım sıra sende.
Obje fonksiyonlarını ihlal etme: çocuklardan olumsuz yapıda sözcükler elde etmede kullanılır.
Yetişkin büyük bir kâse pudingi çay kaşığıyla karıştırır.
Çocuk: hayır bununla
Yetişkin: hayır?; benim bu kaşığı kullanmamı istemiyorsun?; istemiyorsun değil mi? Biz karıştırırken bu kaşığı kullanmıyor muyuz?
Sentaks hikâyeleri: klinisyen ve aile hedef formlara yönelik çeşitli hikâyeler yaratırlar.
Aktivite temelli dilsel yaklaşım
Strateji
Unutkanlık: boyama sırasında fırçayı vermeyi unutun. Çocuk gerekli olan şeyi sizden istemesini bekleyin.
Yenilik: yavaşça rutinlerin içerisine yeni unsurlar ekleyin. Ör: ‘ kırmızı balık’ hikâyesini okurken; hikâye hakkında yorum yapanın eline oltayı verin.
Görünürde fakat ulaşılmaz yerde: gerekli ve ilgi çekici oyuncakları çocuğun görebileceği fakat ulaşamayacağı yere koyun. İstekte bulunması için onu teşvik edin.
Beklentiyi ihlal: rutindeki bir basamağı unutun veya değiştirin.(çocuğa çorba verin fakat kaşığı vermeyin)
Parça parça: parçalardan oluşan bir yapının her parçasını çocuktan bir istek geldiğinde verilmesi. Beslenme zamanında bisküvilerden sadece bir tane verilmesi; boyama sırasında kalemlerden bir tanesini vermek.
Destek: çocuğun beslenmesini açamayacağı bir kaba koyun; çocuk yardımsız açamasın ve sizden yardım istesin.
Sabotaj: teybin fişini çekin ve çocuğa teybi açmasını söyleyin; dışarıya çıkarken palto ve atkının saklanması. Bu durum çocuğun iletişim kurmasını sağlar
Gecikme: bir aktivitenin ortasında durup oyunun devam etmesini istemesi için fırsat yaratılır. ( paltonun düğmelerini iliklerken birden durmak gibi vs..:)