Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Üniformanın Dayanılmaz Ağırlığı

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 21:56    Güncellendi: 18.02.2025 21:56
Toplumun çalışan kesimini ilgilendiren bir soruna değinmek istiyorum. Belli bir mesaiye tabi olmayan; kendi işinde çalışan ya da hiç çalışmayan insanlar tarafından anlaşılmadığımızı düşünüyorum.

Yazıma hepimizin eğitiminde emeği olan sevgili öğretmenlerimizle başlamak istiyorum. Evde tek bir çocuğuyla başa çıkamayan insanların; bir sınıf dolusu öğrenciyi hem yönetmenin hem de onlara ders anlatmanın nasıl zor olduğunu düşündüğüne pek rastlamıyorum. Ayrıca zihin engeli olup özel alt sınıfa gitmesi gereken öğrencinin velisine; normal sınıf müfredatına göre ders anlatırken; kendi çocuklarına özel ilgi gösterilemeyeceğini; geri kalan öğrencilere haksızlık olacağını da anlatamıyorum. Evet; zihin engelli çocuk sahibi olmak zor; ama karşıdaki de insan ve yetiştirmesi gereken bir müfredat ve ilgilenmesi gereken başka çocuklar var.

Sağlık çalışanlarının; ki buna doktorundan temizlik görevlisine kadar herkes dahil; aslında can güvenliğinin bile olmadığı kimsenin aklına gelmiyor. Zaten ağır yaralı halde hastaneye zor yetiştirilip hemen ölen ya da ameliyatta kaybedilen hastanın sahiplerinin vurmak için doktoru aradığına şahit oluyoruz; tabii güvenliğin çok da sıkı olmadığı bir dolu hastanemiz var ve içeriye silah ya da bıçakla girmek öyle kolay ki! Kimin ne kadar nöbet tuttuğu; bir ameliyathane dolusu insanın saatlerce ne şartlarda ameliyat yaptığı hiç önemli değil! Çoğu durumda bir teşekkür etmek de kimsenin aklına gelmez! Üstelik hasta hakları birimleri kurulduğundan beri haklı olsun; olmasın herkes soluğu bu birimde alabilmektedir. Evet sevgili hastalar; sizin haklarınız varsa bizim de haklarımız var; işini düzgün yapmayan insanı tabii ki şikayet edin ama; her durumda haklı olduğunuzu düşünmeyin; olmadığınız durumlar da var çünkü!

Hayatının belli bir döneminde; belli bir süre kendi var; adı yok bir iç savaşın içine sürülen askerlerimizin de hak ettikleri değeri gördüğünü düşünmüyorum. Ya çoluk-çocuk; eş de alınıp aynı travmatik ortama hep birlikte girilecek ya da onlar daha güvenli bir yerde bırakılıp aylarca; yıllarca özlenecek. Ellerinin altında şehit olan ana kuzularının acısını; nerede hata yapıp da pusuya düşüldüğünü sorgulamak; daha da çoğaltacak; hep vatan sağ olacak; ama birileri ölecek! Belki de babasını bekleyen çocuklarına kavuşamayacak; kendi şehit olacak. Hiç kimse; 3 yaşında daha soyut kavramları hiç oluşmamış bir çocuğa; şehitliğin ne yüce bir makam olduğunu anlatamaz; ama babası şimdi o toprağın altında acıkacak; üşüyecektir; zaten niye gelip onunla artık oyun oynamıyordur ki; istese gelemez mi yani! Yaş fark etmez ama; çok küçük çocukların yaşadığı acı; insanı çok daha derinden sarsmakta; gerçekten güvende olup olmadığımızı; aldığımız maaşı hak edip etmediğimizi sorgulatmaktadır. Öyle ya; birileri ölürken; akşama kadar sıcak odamızda çalışmak; üstüne şikayet etmek ne kadar hakkımızdır ki!

İtfaiye bir binek aracının dahi zor gireceği sokaklara o koca araçlarla hep geç gelir; hep müdahalede yetersizdir vatandaşa göre. Zaten ağaca çıkıp da inemeyen kedi için bile itfaiyenin aranmasını; meşgul edilmesini hiç anlayamayacağım; o hayvan; nereden atlarsa atlasın dört ayağı üzerine düşme yeteneğine ve çok esnek bir vücuda sahip zaten! Oysa başkaları için yanan; ölen itfaiyeciler de var; saatlerce bir psikologmuşçasına yüksek bir yerden atlayıp intihar etmek isteyen insanları aşağı inmeye ikna etmeye çalışanlar da ve emin olun; her meslekte olduğu gibi; onların da amirleri var; işlerini düzgün yapmayıp ihmal ederlerse alacakları cezalar da!

Kısacası sizler için çalışan; ömrünü belli bir mesaide dört duvar arasında ya da daha zor şartlarda tüketen; sizlere hizmet eden insanları azıcık anlamaya çalışmanızı istiyoruz. Her mesleğin çürük elmaları vardır elbet; iğneyi değil; çuvaldızı da kendimize batıralım; ama sizin de şikayet hakkınız var; gerçekten almanız gereken hizmeti alamadığınızı düşünüyorsanız; şikayet hakkınızı kullanın. Ama diğer durumlarda; karşınızdakinin de etten-kemikten bir insan olduğunu; o gün hasta; yasta; uykusuz; moralsiz; aklı evdeki hasta çocuğunda kalmış olabileceğini ve o şartlarda size hizmet sunmaya çalıştığını unutmayın. Azıcık empati lütfen! Yoksa da üzerimizdeki birkaç yüz gram kumaştan yapılma üniformalarımız zırh kadar ağır gelebilmekte ve bize tükenmişlik sendromuyla baş etmeye çalışmak kalabilmektedir! Bu da size sunacağımız hizmetin kalitesinin düşmesine yol açacaktır.