KAPLUMBAĞALARDA VE KIRMIZI YANAKLI SU KAPLUMBAĞASI(Red Eard Slider)
GÖRÜLEN HASTALIKLAR BELİRTİLER VE VETERİNER TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Bu makaleyi hasta sahiplerini bilgilendirmek amacıyla yayınlamaktayız. Kaplumbağalarda hastalık durumlarında gerekli müdehaleyi kesinlikle bir veteriner hekim yapması gerekmektedir.Bu konuda hasta sahiplerinin unutmaması gereken bir unsur egzotik canlılarda kesinlikle veteriner hekimtarafından muayene yapılmadan tedavinin başlanamayacağıdır.
Kaplumbağalarda veteriner hekimlikte tedavide kullanılan ilaçlar nelerdir?
-Kaplumbağa sahibinden dikkatli Anemnez alınır.
-Kaplumbağanın İştahı sorulur.
-Kaplumbağanın görümünde ve kabuk değişiminde değişiklik var mı diye bakılır .İnceleme gerekirse büyüteçle yapılmalıdır.
-Kaplumbağanın Diyet ve bakım şartlarının türe uygunluğu bakılır.
-Kaplumbağanın Hastalık belirtilerinin diğer hayvanlarda da görülüp görülmediği bakılır./
-Muayenede ufak su kaplumbağalarında büyüteç ve ışık kaynağı kullanılır./
-kaplumbağanın mantar vakalarında özellikle wood lambası kullanmak faydalıdır./
-Kaplumbağanın Üst solunum yolu rahatsızlığı ile; ilgili olarak kabuk yumuşaması klinik bulgular ;göz şişliği incelenir.Lezyonun ilk defamı görüldüğü ;yayılma hızının ne olduğu öğrenilir./
-Kaplumbağanın Radyolojik olarak röntgen çekilir./
-Tırnaktan veya aksillar ya da juguler venadan kan örneği alınıp hücre sayımı yapılır ve kan frotisi yapılır . Kaplumbağalarda boyundan kan alma işlemi veteriner tarafından dikkatli ve steril olarak alınması gereken bir işlemdir.
-Kabuk lezyonlarından bakteri ve mantar kültürü için numune alınır dış yapılarda lymphosarkom olgusu araştırılır.
-Muayenede ışıkla göz korneası kontrol edilir
-Ağız içi yaralara karşı ağız içinden swap örnekleri alınarak labratuvara yollanır./
-Kaplumbağalarda özellikle ağır akciğer enfeksiyonlarında solunumu düzenlemek için oksijen (özel bir aparatla verilmektedir)uygulaması yapılmalıdır..
Kaplumbağalarda özellikle kabuk yaralanmalarında ve kulak hastalıklarında narkoz uygulaması yapılmalıdır ;operatif müdehalelerde şarttır.
Kaplumbağalar periodik gaita muaynesi yapılmalıdır . Normalde çok hareketli ve sağlıklı ise kış dönemi harici hareketsizleşme ve yemek yemezse ;hasta olduğu düşünülür;barınak duvarına tırmanmaya çalışır.
Kaplumbağalarda dijital tartı ile kilo tartımı yapılmalıdır bu önemlidir antibiyotik doz ayarı için ayrıca kaplumbağa kabuk uzunluğu ölçümü yapılmalıdır. ..
Kaplumbağalarda ilaçlı banyo uygulamalarında günde iki kez birer saat tutulur. Su kaplumbağası beslenme zamanı hariç günün çoğu zamnında su dışında tutulur.Kaplumbağalarda tedavide antibiyotikli merhemler;mantar kremleri vs kullanılmaktadır.Antibiyotikler i.m veya s.c axillar bölgeden verilir arka bacaktan verildiğinde renal-portal sistem nedeniyle ilacın bir kısmı vücuda atılmadan böbreklerle atılmaktadır.Kabuk hastalıklarında tetracyclin;ampicillin ve chloramphenicol’un etkileri sınırlı bulunmuştur ve kullanılması önerilmemektedir.
Su Kaplumbağalarında görülen sık hastalıklar nelerdir?
1-Kaplumbağalarda soğuk alğınlığı ve akciğer enfeksiyonları.
2-Su kaplumbağalarında kabuk deformasyonu
3-Kaplumbağalarda Kabızlık
4-kaplumbağalarda Göz iltihaplanması
5-Kaplumbağalarda göz kapağının çıkması
6-Kaplumbağalarda İshal
7-Kaplumbağalarda Felç
8-Kaplumbağalarda Travma
9- Kaplumbağalarda Göz iltihaplanması
10- Kaplumbağalarda Kabuk yumuşaması
11- Kaplumbağalarda Kabuk kalınlaşması ve şekil bozuklukları
12- Kaplumbağalarda Legenot
13- Kaplumbağalarda Kabuk nekrozu
14- Kaplumbağalarda Kabuk dökülmesi –deri değişimi
15- Kaplumbağalarda Kulak iltihabı
16- Kaplumbağalarda Vitamin eksiklikleri/A vitamin fazlalığı-D3 vitamini fazlalığı-Bvitamin eksikliği-C vitamin eksikliği-D vitamini eksikliği
17- Kaplumbağalarda Beyaz leke hastalığı
18- Kaplumbağalarda Parakeratoz
19- Kaplumbağalarda Kabuk keratozu
20- Kaplumbağalarda İrinli kloaka yangısı
21- Kaplumbağalarda Salmonella bacterisi
22- Kaplumbağalarda Gut hastalığı(radyografide hasta organ ve eklemlerde kristaller görülür)
23- Kaplumbağalarda Diabetes mellitus (glikozüri)
24- Kaplumbağalarda Tiroid bezi bozuklukları(klinik bulgu subkutan ödem)
25- Kaplumbağalarda Gaga uzaması kaplumbağalarda hipokalsemiyle birlikte gaga egik şeklinde ortaya çıkar.
Kaplumbağalarda akciğer enfeksiyonlarının sebepleri nelerdir?
Akciğer enfeksiyonu; kaplumbağanın soğukta kalması yani 28 derecenin altında bakılması sebebiyle; aynı zamanda gündüzleri akvaryumun en an 2/3`ünün kapalı olmaması (sadece ısıtıcı lamba var ise ve 60 W ile ısıtılabiliyorsa veya ortam ısısı genel olarak sıcak ise akvaryum tamamen açık bırakılabilir) ve gece tamamen kapatılmaması sebebiyle oluşur. Vitaminsizlik ve yetersiz UV/güneş de bağışıklık sistemini zayıflatır; böylece kaplumbağaların akciğerleri ve böbrekleri enfeksyonlara açık hale gelir. Kaplumbağanın evde serbestçe dolaşmasına izin verilmesi de enfeksiyon kapmasına nedendir. Bunun yanında kuru alanda bırakılması gerektiği zaman (tedaviamaçlı mesela) yine ısıtma tertibatı olmaz ise akciğer enfeksiyonu oluşabilir
- Hafif Akciğer Enfeksiyonu: Çenenin kapanmasında gıcırdama gibi sesler; kabuğun karın bölgesinin hafif pembe renkli olması; kabuğun karın bölgesinde biraz daha yukarı kısmında ince beyazımsı halka; ayrıca beyazımsı enine çizgiler karın bölgesinde; iştahsızlık; hapşurma; kuru bölgede çokça kalma.
-Orta şiddette ve Ağır Akciğer Enfeksiyonu: Akciğer enfeksiyonu belirtilerinin yanında bir de: Batmada zorlanma veya tam tersi taş gibi dibe çökme ve yine su yüzeyine çıkmada zorlanma; eğri- yamuk yüzme;pembeden kırmızıya kadar kızarmış karın bölgesi kabuğu; genelde şiş gözler; iştahsızlık; sürekli karada vakit geçirme; sonlara doğru hırıltılı sesler; burundan ve ağızdan beyaz sümük gelmesi; zorlanarak nefes alma.
- Bronşit: Suyun altında hava kabarcıklarını burundan çıkarma (diğer yukarıda sayılan belirtilerin yanında)
Kaplumbağanın kabuğunun pembe veya kızıl olması doğal değildir. antibiyotik tedavisinden sonra bu renk hemen kaybolmakta ve kaplumbağa akciğer enfeksiyonundan kurtulmaktadır. Antibiyotik kullanılmadığı takdirde belirtiler kötüleşmektedir.
20 gr’ın üstündekikaplumbağalarda Antibiyotik Dozajı ve Uygulama şekli:
Bu işlemin kesinlikle deneyimli bir veteriner hekim tarafından yapılmasını tavsiye ederim. Enjeksiyonlarda özel enjektörler kullanılmaktadır. antibiyotik enjeksiyonu 3 gün arayla 5 kez yapılır; veteriner hekim bacağın üst kısmına deri altından uygular. İlk enjeksiyon dan sonra suyun sıcaklığını 33 dereceye getirilmelidir ve kaplumbağa iyileşene kadar bu sıcaklıkta kalmalıdır. Aksi takdirde iyileşme süreci içerisinde dahi ağırlaşabilir. Antibiyotik ancak bu sıcaklıkta etkisini gösterebilmektedir. Kaplumbağa akciğer enfeksiyonu olduğunda suyun derinliği azaltılmalı ve ancak suyun altında kalabileceği şekilde ayarlanmalıdır. Boğulma ihtimali yüksektir. Gece ise akvaryumun kapağı tamamen kapatılmalıdır. Kabuğunun altı artık pembe renkten kurtulduktan sonra ancak kaplumbağa tamamen iyileşmiş sayılır. Bu durum aylar dahi sürebilir.
Ağır akciğer enfeksiyonun da 5 iğne yapıldıktan sonra düzelme görülmez ise 6. ve 7. iğne de yapılabilir. Kaplumbağanın durumu düzelmez veya kötüleşirse 2 hafta ara verdikten sonra 2. bir antibiyotik kürü uygulanabilir. Dozaj yine aynı olur.
20 gr’ın altındaki[ kaplumbağalarda Antibiyotik Dozajı ve Uygulama şekli
10 gün üst üste antibiyotik bir kaba koyup; 33 derece ılık su eklenir. Kaptaki suyun soğmaması için ısıtılmış akvaryumun üstüne koyabilirsiniz; ya da bır sıcak su torbasının üstüne de koyabilirsiniz; sabit olması önemlidir. Kaplumbağanın; kabuğu suyun altında kalabilecek şekilde kadar su olmalıdır. Kabın üstünü bir havlu ile kapatınız. Kaplumbağa antibiyotikli suyu içecektir. 12 saat boyunca bu kabın içinde kalmalıdır. Sonra akşamları tekrar 33 derece sıcaklığa getirilmiş akvaryuma konulmalıdır.
ENJEKSİYON UYGULAMA ŞEKLİ:
KAS İÇİNE YAPILMAMALIDIR;ÖN BACAKLARA YAPILMAMALIDIR; ÖDEM TOPLAMASI AĞIR GELEBİLİR.HALİNDE KAPLUMBAĞA BOĞULABİLİR. ENJEKSİYON ARKA BACAKTA; ÖN KISMINA VE DERİ ALTINA YAPILACAKTİR.
SU SICAKLIĞI: MUTLAKA 33 DERECE OLMALIDIR. 33 DERECE OLMASI ŞARTTIR. AKSİ TAKDİRDE ANTİBİYOTİĞİN DE FAYDASI OLMAYACAKTIR. EĞER ANTİBİYOTİK HENÜZ VERİLMEDİYSE SU SICAKLIĞI 33 DERECEYE GETİRİLMEMELİDİR[.
Dikkat:[ Hem akciğer enfeksiyonu/bronşit hem de böbrek enfeksiyonu varsa; önce akciğerler antibiyotikle tedavi edilir; ardından böbrekler 2-7 gün sonra başka bir ilaç ile tedavi edilir.
Egzotik kaplumbağa Kaplumbağalarda derinin yapısı kabuk şeklinde gelişmiştir.
Kaplumbağaların kabuk ağırlığı total vücut ağırlığının yarısı kadardır.
Kaplumbağalar akciğerler çok kompartmanlı ve keselidir.
Burun çekme ve öksürme yetenekleri yoktur.
Kaplumbağalarda iç organların ve ayakların hareketi havanın akciğerlere giriş –çıkışına yardımcı olur.
Kaplumbağaların çevre ısısı tropikal tür reptiller için 27-38 c ;ılıman bölge türleri için 20-35 c dir.
Kırmızı yanaklı su kaplumbağaları evlerde en çok beslenen pet hayvanlarından birisidir. Petshoplarda çok sık bulunan türlerdendir.
KIRMIZI YANAKLI SU KAPLUMBAĞASI (Red Eard Slider)
Her ne kadar ülkemizde Singapur kaplumbağası olarak bilinse de ana vatanları Kuzey Amerika’nın güney bölgeleri olan; Florida; Meksika’dır. Dünyada geniş bir alana yayılmışlardır.Kafalarının yan kısmında kırmızı; turuncu renkte şeritler vardır. Sarı şeritler varsa yine aynı familyadan olan Trachemys Scripta Scripta cinsi kaplumbağadır. Bakımları aynıdır. Kırmızı yanaklı su kaplumbağası 1;5 kg’lık bir ağırlığa ve 28cm’e kadar bir uzunluğa ulaşırlar.
Sağlıklı bir ‘kırmızı yanaklı’ kaplumbağa akvaryumda beslendiğinde 30 yıl yaşayabilir. Bu sürede yavaşça büyürler yaşamının ilk yılında 5-7 cm büyür .İkinci yılında ise 7-11cm bir uzunluğa ulaşır. Üç yaşa gelince erkek 8-12cm; dişi ise 9-15cm büyüklükte olur. Dördüncü yılında ise erkek 10-14cm; dişi ise 13-18cm uzunluğa ulaşır. Beş yaşında bir erkek kaplumbağa 13cm; dişi ise 17cm büyüklüktedir. Büyüme hızı doğru bakıma ve beslenmeye bağlıdır. Kaplumbağalarımızı ne kadar iyi beslersek bir o kadar sağlıklı olur ve hızlı büyürler.
Semiakuatik kaplumbağa türleri daha düşük ısı aralığını tercih ederler.Kaplumbağaların çoğu güneşlenerek ısınmak isterler .Ortamlarında derece bulundurmak faydalıdır.Kaplumbağalar düşük ısı ortamlarında hareketsizleşirler kaplumbağaların vücut ısısında düşüş ve yükselmeler sindirim;antikor üretimi ve antibiyotiklerin vücutta dağılımı ve klerensini ayarlamada gereklidir.Kaplumbağalar içine gömülebilecek miktarda suya ihtiyaç duymaktadırlar.Bu suyun içinde beslenme;üreme ve sosyal ilişkiler kurarlar.Suyun ph ve tuz oranı düşünülmelidir.Kaplumbağalar susuz alanda kaldıklarında deri ile su kaybederler.Kaplumbağaların yaşadıkları ortamın nemi %35 den az olursa deride kuruma ve soyulma;nem %75 den fazla olursa mantar ve bakteriyel hastalıklar meydana gelir.Kaplumbağaların çoğu sürekli su varlığında yaşayabilirler fakat zaman zaman su dışında tırmanıp gezebilecekleri egzersiz yapabilecekleri yerlere ihtiyaç duyarlar.Böyle alanların bulunmadığı barınaklarda yorgunluktan ölen kaplumbağalara raslanılmaktadır.Kaplumbağa besleme barınakları toksik olmayan;aşınmayan ve dezenfekte edilebilir özellikte olmalıdır.Kaplumbağaların barınma alanlarına küçük taş parçaları konulmaması gerekmektedir bunları yutabilir ve rahatsızlanabilirler.Kaplumbağalar klorlanmış suyu tolere edebilirler yalnız geçici göz irkiltisi meydana gelebilir.
Su kaplumbağalarının ayrı beslenme tankında beslenmesi yaşadığı ortamın gıda artıklarıyla kirlenmemesini sağlar beslenmede gıdadaki beslenmede karnivor reptillerde %18-20 ;herbirvor reptillerde % 11-12 olmalıdır.Aminoasit ihtiyacı memelilerde olduğu gibidir;reptillerde ayrıca gıdaya histidin de katılmalıdır.Kaplumbağalar dogal yaşamlarında yemeye alışkın oldukları gıdaları tercih ederler.Kaplumbağalar kırmızı ve sarı renkli gıdaları tercih ederler Gıda olarak canlı gıdalardan kaplumbağınıza parazit bulaşabilir.
Tatlı su kaplumbağaları esas olarak hayvansal gıda tüketirler bazen bitkisel gıda da tüketirler Kaplumbağalar için üretilmiş hazır gıdalar da vardır.
Ticari hazır gıdalar %30-50 protein içerirler.Omnivor olan türler proteinin yanında meyve ve sebze de yerler Omnivor ve karnivor kaplumbağalar için örnek bir diyette ;su 272g;jelatin34g;mısır yağı 11g;ıspanak23g;pişmiş tatlı patates 23g;vitamin/mineral5g;kaplumbağa peleti 50g; ve 1 gram gıda için 50 ünite E vitamini bulunmalıdır.Bu karışımda %47 protein;%14 yağ;%1.5 kalsiyum;%0.55 fosfor ve 1 kg gıdada 10.000 iü A vitamini ;1000iü D3 vitamini ;279 iü E vitamini ve herbirvor kertenkeleler gibi sağlıklı bağırsak fizyolojisi için bitki tüketmelidir.Bitki lifinin mikrobiyel fermastasyonu kaplumbağaya önemli besin sağlar.Pelet le beslenen küçük kaplumbağalar da bitki liflerini sindirebilirler.Küçük kaplumbağalar daha sık beslenmelidirler.Büyük kaplumbağalar pelet yem ve alfa otu yerler.Bunların gıdalarına brokoli;yeşil fasülye;lahana ve havuç eklenebilir.Gıdalarına meyve ve sebze eklenenlere ayrıca vitamin/mineral verilmesine gerek yoktur.Kaplumbağalara balık yanında köpek veya kedi maması verilebilir.Esas olarak balıktan yapılmış kedi maması da kaplumbağa için iyi seçimdir.Kaplumbağaların barınakların da kalsiyum ve mineral içeren taşların bulundurulması yararlı olur.Kaplumbağalara verilecek sıvı miktarı vücut ağırlığının %2-3 ‘ünü geçmemelidir.Yemek yemeyen kaplumbağalarda özel yaş konserveler verilmektedir;Bu tür yaş konservelerde amino asitler ;mineraller;kolay sindirilebilir gıdalar ve %8.5 protein vardır .
Zorla besleme için kaplumbağanın ağzı forsepsle zorla açılır kara kaplumbağalarında ağzının parmaklarla açılması olasıdır. Su kaplumbağalarının çoğunda ağız zorla açılabilir fakat sinirli türler bu işlem sırasında ısırabilirler.Kaplumbağalar kabuklarından tutulmalıdır .Bir çok kaplumbağa türü ağresif ısırabilir.Kaplumbağaların başı mandibula gerisinden boyun ileri uzatılarak tutulur.Bu şekilde kaplumbalarda baş ve boynun muaynesi ;besleme ;ilaç ve sıvı uygulamaları yapılabilir.Muayne edilebilmeleri ve gerekli uygulamaların yapılabilmesi için büyük kaplumbağalar da sakinleştirici ilaçlar kullanılmalıdır;daha küçük kaplumbağaların önce üzerine ağ sonra başı örtülür;ağızlarına bant yapıştırılır. Büyük kaplumbağaları tutmak için birden fazla insana ihtiyaç vardır.
Kaplumbağalar da cinsiyet tayini için erkek kaplumbağalarda penis klokanın digital palpasyonu ile belirlenir. Erkek kaplumbağaların kuyruğu dişiden daha uzundur .İris erkekte kırmızı ;dişde kahverengidir.Semiakuatik türlerde erkeğin pençeleri daha küçük ve uzundur.Erkeklerde arka bacaklarda mahmuz vardır
Kaplumbağada kabuğun şekli erkeklerde arka bacaklarda mahmuz vardır. Kabuğun şekli erkeklerde konkav;dişilerde yassıdır.
Kaplumbağaların ele alınıp ağırlığı kontrol edilir; daha sonra tartılır. Ağırlığı azalmış kaplumbağaların proğnozu iyi değildir ve hastalığın kronik olduğu düşünülür.Daha sonra baş;göz ve deri renk ;parlaklık;lezyon ve şişlik açısından incelenir.Çok genç olan veya normalde yumuşak kabuklu olanlar hariç kaplumbağaların kabuğu sert olmalıdır.Karın bölgesi şişlik ve ağrı yönünden palpe edilmesi gerekmektedir.Radyografide ürolit ;bağırsak tıkanmaları ;reptilin kemik gelişimi ve sağlığı ;kloakada yumurta ve yabancı cisim ve akciğerlerin durumu hakkında bilgi edinilir.
Kaplumbağalarda mikrotüpler kullanılarak kan hücreleri sayımı ; BUN;AST;LDH;KREATİNİN ;TOTAL PROTEİN;GLİKOZ VE ÜRİK ASİT düzeyleri belirlenir.Ağızdan veya yaralardan svap alınarak bakteriyolojik ve mikolojik kontroller yapılır.Dışkıda regurgitasyonla çıkarılan içerikten ve ağız içinden alınan materyallerle bağırsak ve akciğerlere yerleşik parazitlerin yumurta veya larvalarına rastlanabilir.Kandan yapılan sürme preperatlarda kan parazitleri veya larvaları aranır.Kış uykusu esnasında vücut savunma sistemi hastalıklarla mücadele edebilecek güçte değildir.Hasta olanlar veya hastalıktan yeni kurtulmuş olanlarla hastalanma riski yüksek olanların kış uykusuna yatırılmaları uygun değildir.Hasta kaplumbağalar halsizdirler bu nedenle akvaryumda su yüzeyinin üzerinde dinlenme için kullanabilecekleri yüksek bir kısım bulunması gerekmektedir.Hastalık durumlarında akvaryumdaki suyun sık değiştirilmesi faydalıdır.
Kaplumbağalarda protein yetersizliklerinde ağırlık kaybı ;kas zayıflaması;sekonder enfeksiyonlara karşı duyarlılık ;üreme yetersizliği ve yaraların iyileşmesinde gecikmeler görülebilmektedir.Yeterli su bulamayan reptillerde kanda ürik asit düzeyi yükselmektedir.Semiakuatik ve kara kaplumbağalarındadüşük çevre nemine bağlı olarak göz lezyonları gelişebilmektedir.İnsekt ;balık ve ölü hayvan yiyen karnivor kaplumbağalarda kalsiyum :fosfor oranı 1:44 dür.Bu oran kaplumbağa sahibinin gıdayı ayıklayarak ve pişirerek vermesi durumunda fosfor lehine daha da bozulur.Kaplumbağalarda bu oranın bozulması durumunda patolojik kırıklar;kemik deformasyonları görülebilmektedir.Sağaltımda dietteki calsiyum:fosfor oranının düzeltilmesi için kaplumbağalara veteriner özel katkılar verilebilir.İleri olğularda kaplumbağalara calsiyumun enjeksiyon şeklinde tedaviye başlanması uygun olur daha sonrasında veteriner egzotik destek tedavileri uygulanmalıdır.
A-vitaminosis eksikliği özellikle a vitamini eksik gıdalarla beslenen kaplumbağalarda görülmektedir. Barınakta beslenen ve kara kaplumbağalarında sıkça görülmektedir.Eksikliklerinde palpebral ödem;kronik solunum sistemi ve böbrek hastalıkları görülmektedir.Koyu göz yaşı akıntısı ve gözlerde kapanma meydana gelmektedir.Göz solunum sistemi ve deride sekonder enfeksiyon ortaya çıkmaktadır.Şiddetli olgularda a vitamini 3 gün arayla 2 haftada bir enjeksiyon şeklinde uygulanmalıdır.Kaplumbağaların kış uykusuna yatmada önce 6 hafta önce gıdalarındaki a vitamini miktarını artırmakta fayda vardır.C vitamini eksiklikleri de ağız içinde stomatitis gelişir.K vitamini eksikliklerinde diş eti kanamaları görülebilmekte tedavi kas içi ilaçlarla yapılmaktadır.Demir ve bakır yetmezliği kaplumbağalarda anemiye (kansızlığa )neden olmaktadır.bakteri;septisemi;
Kaplumbağalarda görülen septisemik ülseratif deri hastalıkları nelerdir?
Kaplumbağalarda tatlı su kaplumbağalarında gram negatif çubuk olan citrobacter frenduii tarafından oluşturulmaktadır. Kaplunbağalarda anorektik ve letarjiktir.Kas tonusu azalmıştır;bacaklarda paralizler;deri damarlarında genişlemeler;kabuk ve deride peteşi ;kabukta nekroz ve ülserler ;kabuk altında eksudat ve kabuk soyulması görülmektedir.
Ülseratif dermatitis beneckea chitinovora;nın neden olduğu hastalıktır.Yumuşak kabuklu kaplumbağalarda görülür.Septisemiye neden olabilen diğer bir hastalıkta enfeksiyöz stomatitistir ağızda başlangıçta peteşi daha sonra diş etlerinde kazeöz birikintiler görülür.Şiddetli olgularda enfeksiyon kemik yapıyada sıçrayabilir.Bakım şartları kötü olanlarda solunum ve gastrointestinal sistem hastalıkları da tabloya katılmaktadır.
Kaplunbağalarda deri altı apseleri oluşurmu?
Evet oluşmaktadır.:Özellikle kutuda beslenen kaplumbağalarda göz gerisinde ;timpanik bölgenin altında orta kulak enfeksiyonuna bağlı olarak apse oluşabilmektedir.Deri altı abseleri nodül ve şişlik olarak görülmektedir.Timpanik bölgedeki apselerde timpanik membran enzize edilerek ve küretaj yapılır yalnız bu işlem narkoz işlemiyle yapılmaktadır.Bu işlem sırasında abselere küretaj işlemi uygulanmaktadır.
Su kaplumbağaların da bakterilerin neden olduğu solunum sistemi hastalıkları hangi açıdan önem arz etmektedir?
Su kaplumbağaları su içinde incelenirler. Solunum sistemi hastalığı olan su kaplumbağaları başlarını yukarı dogru kaldırılar ;ağzı açık solunum yaparlar;iştahsızdırlar.Nazal akıntılar;gürültülü solunum ve solunum güçlüğü belirlenir.Nazal akıntı burun ve ağız boşluğu ve farinxten gelebilir.Ayrıca kaplumbağalarda depresyon;anoreksi;ağırlık kaybı ve oral akıntı gözlemlenir.Burun ve ağızdan kötü bir koku gelebilir.Su kaplumbağalarında denge kaybıda görülmektedir;hayvanlar su üzerinde durma yeteneğini kaybederler;başlarını başlarını su içinde tutarlar ve zamanlarınının çoğunu su dışında geçirmeyi tercih ederler.Belirtilerin uzun süre geliştiği olgularda septisemi oluşur.teşhiste nemli bezle askultasyon yapılır;radrografide ilerlemiş olgularda pnömoni durumu paket şeklinde birikmiş eksudat görülür.Trakeyal yıkama sıvısı almak için steril tuzklu su trekeyanın son kısmına verilerek geri alınır.Bu yıkama sıvısında bakteri ve mantar kültürü ile sitolojik muayne yapılır;parazit yumurta veya larvası aranır.Hastalardan