Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Aldatanı Affetmeyin

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 21:56    Güncellendi: 18.02.2025 21:56
Merhaba; benim kadar herkese “Aman affedin; Allaha’a havale edin; onu da affedin; bunu da affedin” diye telkinde bulunan bir başkası yoktur sanırım. “Hoş gör sen; affet gitsin aldırma; büyüklük sende kalsın sonunda” sözleri sevgili Ajda Pekkan sayesinde hayatımıza girip; bir felsefe şeklini almıştır. Herkesi; her şeyi affedin; büyüklük tabi ki sizde kalsın. Fakat sadece sizi aldatan kocanızı affetmeyin. Affederseniz yine yapar! Erkeğin “aldatma” konusundaki algısı; kadınınkinden farklıdır. Erkek; günübirlik; gecelik yaşadığı ilişkiyi; aldatma olarak kabul etmez. Erkeğin; eşini aldattığını anlaması için aşık olması gerekir. Ancak bir başka kadına aşık olursa “aldatmış” olur. Günübirlik; gecelik ilişkiler aldatmadan sayılmaz. “Erkeğin elinin kiridir; geçer gider” ya da “Eeee erkek adamım ne de olsa; arada sırada kaçamak yaparım” der. Çünkü ona böyle öğretilmiştir. Çünkü ona bu rol verilmiştir... Sizi aldatan eşinizi affederseniz; bunu yine yapacaktır. “Benim hanım biraz bağırır-çağırır; bir-iki gün küser nasıl olsa beni affeder” diye düşünmemesi lazım. Kendisini aldatan eşini affeden kadın; hep aldatılmaya mahkûmdur. Affedecekseniz eğer; ona bu affetme sürecinde unutamayacağı dersler verin. Yalvartın. İyice burnunu sürtün; ondan sonra affedin ki bir daha böyle bir teşebbüste bulunmadan önce kırk kere düşünsün.

Kadın; aldatıldığını nasıl anlar?

Aldatılan kadın; eşinin kendisini aldattığını hemen; anında anlar. Bunun nedeni; kadınlar ilişkiye başlarken; taa en başından itibaren aldatılma korkusuyla başlar. Buna göre önlemini alır. Kadınların algıdaki seçicilikleri; erkeğinkinden daha yüksek olduğu için; bir kokudan; bir saç telinden; bakışlardaki ve tavırlardaki en ufak değişiklikten hemen şüphelenip anlar. Ben yine de sizlere birkaç ipucu vereyim: Eşiniz; kişisel bakımına; giysilerine eskiye nazaran daha özen gösteriyorsa; eve geliş gidiş saatleri değişmişse; cep telefonu sessizdeyse veya kapalıysa; masaya otururken telefonunu ters çevirip koyuyorsa; iş toplantıları; iş seyahatleri artmışsa; gün içerisinde sizi arama sayısı artmışsa... Artık biraz şüphelenseniz iyi olur. Sizi eskisinden daha sık arayıp “Canım bugün ne yapacaksın?” diye sorular soruyorsa; bunu sizi düşündüğünden; merak ettiğinden değil; kendini garantiye almak için yapıyordur. Sizin günlük programınızı öğrenip; o da kendi planını ona göre yapacaktır. Kendi özgür zamanını tespit etmek için ne yapacağınızı soruyordur! Bir de bazı adamların yurtdışı iş seyahatleri olur. Gidilen ülke çok önemlidir. Mesela hiç bir erkek Rusya’ya; Ukrayna’ya; Moldova’ya; Uzakdoğu’ya; Hollanda’ya tarihi; turistik ve ören yerlerini görmek için gitmez!

Erkek; aldatıldığını nasıl anlar?

Kolay kolay anlayamaz. Erkek; aldatılabileceğini düşünmez ki! Egosu bunu düşünmeye izin vermez. “Ne demek? Karım beni nasıl aldatabilir? Böyle bir şey benim başıma gelmez” diye düşünür. Bununla yüzleşmek istemez. Böyle bir şeyi düşünürse erkekliğinden ödün vermiş gibi hisseder. O yüzden düşünmez. Evli bir kadın; ruhsal bir sorunu yoksa eşinden sevgi; şefkat ve sadakat; ilgi alaka görüyorsa aldatmaz. Aldatırsa eğer çok detaylı kurgu yapabilme yeteneğinden dolayı yakalanmaz. Yakalanıyorsa; kendi yakalanmak istediği için yakalanıyordur. Kendisini aldatan eşini cezalandırmak için o da aldatır ve yakalanır. “Öyle aldatılmaz; böyle aldatılır” demek için yakalanır. Bunu yaparken sonuçlarını da göze almıştır. Kadınlar aldatırken ipucu bırakmazlar. Ancak her suç işleyen bir gün mutlaka hata yapacaktır. Yaptığı belirgin bir hata varsa yakalanır.

Teknoloji aldatmayı kolaylaştırdığı gibi; yakalamayı da kolaylaştırmıştır. Cep telefonları; bilgisayarlar; aldatmak için ve yakalamak için işi kolaylaştıran objelerdir. Aldatan erkek karısı tarafından affedilirse; bunun normal bir şey olacağını düşünerek tekrar ve daha profesyonelce aldatır. Artık tecrübe kazanmıştır. Hata yapma riskini en aza indirir. O yüzden affederseniz; siz bilirsiniz. Affedin ama hemen değil. Biraz kıvrandırın... Bu haftaki yazımı Mevlana’nın bir sözüyle bitirmek istiyorum “Ben sen olayım; sen ben ol” Sağlıkla kalın...