Jinekomasti (Erkekte Meme Büyümesi)
Jinekomasti yani erkekte meme büyümesi anlamına gelen bu kavram son dönemlerde artan sayıda erkeğin sorunu olmaya devam etmektedir. Prevalans dediğimiz toplumda görülme sıklığı çok değişmemiş olsa da jinekomastili hastalarımız artık o görüntüyü daha fazla taşımak istemediklerinden daha fazla beklemeden bizlere tedavi için gelmekteler ve tabii ki bu da sonuçların mükemmeliyeti açısından kesinlikle daha iyi olmaktadır. Sadece estetik açıdan değil aynı zamanda sosyal ve psikolojik açılardan da jinekomasti günümüzde büyük problemler oluşturabilmektedir. Jinekomastisinden dolayı tişört giyemeyenler;göğüsünden çekinip sırf bu nedenle denize ; havuza gitmeyi istemeyenler olabilmektedir.Yani jinekomasti adeta kişilerin içindeki yaşam sevincini ; coşkuyu (ki bu kişiler genelde 20-40 yaşlar arası dönemde olmaktadırlar) bir perde gibi örtüp baskılayabilmektedir. Nedenlerine bakarsak yapısal; genetik; hormonal; ilaçlar;kilo alımları; alkol gibi değişik faktörlerin jinekomasti oluşumunda etken olabildiği görülebilmektedir.Bu sebepler tek başına etkili olabildiği gibi bazen kombine bir şekilde de karşımıza çıkabilmektedir.Oluşmuş jinekomastinin sebebi genelde meydana gelmiş deformite ile korelasyon göstermez diğer bir deyişle ister yapısal ister genetik veya ilaçlara bağlı olsun jinekomasti görünüm açısından benzerdir. Tanısında en belirgin özellik zaten inspeksiyon dediğimiz dıştan muayenedir. Bilateral (çift taraflı )normalden büyük meme dokuları ana sorunu teşkil etmektedir. Manuel muayenede ise meme dokusu bazen yumuşak olarak karşımıza çıkabilse de nadir olmayarak ta orta sertlikte gland dediğimiz bez dokusuyla da beraber olabilmektedir. Bazı vakalarda tanı ve tedavinin ilerisine yönelik hormonal düzeylerde istenebilir (örneğin:uzun süreli kortizon ve benzeri ilaç kullanmışlar gibi) . Her ne şekilde olursa olsun jinekomasti bir defa oluştuktan sonra ortadan kaldırılması için mutlaka ciddi uğraş gerektirmektedir. Ancak bu konudaki gözlemlerim gerek diyet gerekse kas güçlendirici çalışmaların asla beklenen faydayı sağlayamayıp bazen sadece kişiyi galiba bu artık hep böyle kalacak şeklinde ümitsizliğe sevk edebildiğidir.
İşte Estetik Plastik Cerrahi tam bu noktada devreye girmektedir. Eğitimimizin ilk dönemlerinde jinekomastili hastalarımızın tek tedavi seçeneği dokuların direkt olarak cerrahi metodlarla çıkarılmasıydı; bu doğrultu da bizlerde çok sayıda bu işlemleri uyguladık ancak hep daha iyiye ulaşılabileceği de aklımdaydı Hala çoğu merkezlerimizde bu tedavi usülü ana seçenek olarak sunulmaktadır. Bunun yanlış olduğunu düşünmemekle birlikte daha güncel ve iyi sonuç veren seçeneklerin olduğu da bilinmelidir çünkü cerrahideki uzayabilen yara iyileşme periyodu; izler; meme dokusunda belirgin geçiş hatlarının oluşabilmesine sıklıkla rastlanılabilmektedir.
Bu olasılıklarda meydana geldiği zaman düzeltilmeleri de gerçekten uğraştırıcı olabilmektedir.
İşte bu nedenlerle hem daha etkili hem de bu olasılıkları ortadan kaldırabilecek tedavi seçenekleri üzerine yoğunlaşınca "Dual Plan Lipoglanduloplasty" adlı sistem geliştirildi. Bu sistemde üç boyutlu düşünüldüğü zaman hem meme dokusunun azaltılabilmesi aynı anda da azaltılırken şekillendirilebilmesi mümkün olabilmektedir. Hastane ortamında steril operasyon şartlarında uygulanan işlem sonrası aynı gün çıkılabilmekte hastanede kalınmamaktadır. Tamamen ağrısız; izsiz; yatış gerektirmeyen bu metotla kalıcı mükemmel bir estetik görünümü minimal invasif şekilde verilebilmekte. Bu yöntem sayesinde grade II; grade IIIa;IIIb gibi iri jinekomastili hastaları normal düz bir göğüs duvarı görüntüsüne rahatlıkla kavuşmak mümkün.
İşte Estetik Plastik Cerrahi tam bu noktada devreye girmektedir. Eğitimimizin ilk dönemlerinde jinekomastili hastalarımızın tek tedavi seçeneği dokuların direkt olarak cerrahi metodlarla çıkarılmasıydı; bu doğrultu da bizlerde çok sayıda bu işlemleri uyguladık ancak hep daha iyiye ulaşılabileceği de aklımdaydı Hala çoğu merkezlerimizde bu tedavi usülü ana seçenek olarak sunulmaktadır. Bunun yanlış olduğunu düşünmemekle birlikte daha güncel ve iyi sonuç veren seçeneklerin olduğu da bilinmelidir çünkü cerrahideki uzayabilen yara iyileşme periyodu; izler; meme dokusunda belirgin geçiş hatlarının oluşabilmesine sıklıkla rastlanılabilmektedir.
Bu olasılıklarda meydana geldiği zaman düzeltilmeleri de gerçekten uğraştırıcı olabilmektedir.
İşte bu nedenlerle hem daha etkili hem de bu olasılıkları ortadan kaldırabilecek tedavi seçenekleri üzerine yoğunlaşınca "Dual Plan Lipoglanduloplasty" adlı sistem geliştirildi. Bu sistemde üç boyutlu düşünüldüğü zaman hem meme dokusunun azaltılabilmesi aynı anda da azaltılırken şekillendirilebilmesi mümkün olabilmektedir. Hastane ortamında steril operasyon şartlarında uygulanan işlem sonrası aynı gün çıkılabilmekte hastanede kalınmamaktadır. Tamamen ağrısız; izsiz; yatış gerektirmeyen bu metotla kalıcı mükemmel bir estetik görünümü minimal invasif şekilde verilebilmekte. Bu yöntem sayesinde grade II; grade IIIa;IIIb gibi iri jinekomastili hastaları normal düz bir göğüs duvarı görüntüsüne rahatlıkla kavuşmak mümkün.