BENMERKEZCİLİK BENCİLLİK MİDİR?
“Çocuğum beni parmağında oynatıyor”. Bu sözü birçok anne babadan duyarız. Çünkü özellikle okul öncesi çocuklar “dünyanın merkezi”nin kendileri olduğunu kanıtlamaya çalışırlar. Bu nedenle gece bir türlü uyumak istemeyen çocuk anne babasının ertesi gün büyük bir toplantısı olduğu için uykusunu alması gerektiğine hiç aldırış etmez. Çünkü onun için önemli olan kendi talebinin karşılanmasıdır. Kendi düşünceleri ve duygularına o kadar odaklanmışlardır ki aynı anda başkalarının bakış açılarını anlamakta zorlanabilirler. Çocuğunuzun bu yaş dönemi özelliğini nasıl ustalıkla kullandığına şaşırıyorsanız; kendinizi çaresiz hissediyorsanız ve sadece “almayı bilen” değil “vermeyi de bilen” anlayışa sahip olarak yetişsinler istiyorsanız gelin çocuklarınızın “benmerkezci” özelliklerini birlikte keşfedelim.
Yani “benmerkezcilik” adını verdiğimiz bu gelişim basamağı genel olarak; çocuğun kendininkinden farklı bakış açıları olduğunu anlamakta zorlanması; uygun koşulların olmasını beklemeden tüm hedefleri o anda gerçekleştirerek amaca ulaşmayı istemesi ve çocuğun olayları kendini merkeze koyarak anlaması anlamına gelmektedir.
Ben merkezciliğe bağlı olarak çocuğun sözel olarak ifadelerinde; “o; ona onunla vurdu” tepkisiyle sıklıkla karşılaşırız. Çünkü karşısındaki kişinin “o”ların ne olduğunu bilmediğini düşünmez. Ya da “çiftçiler inekleri niçin besliyor?” diye sorduğunuzda “ben sütünü içeyim diye” cevabını verdiğini görürüz.
Davranışlarında da; bazen ailecek gittiğiniz bir misafirlik gezisi dönüşü ya da okuldan eve döndüğünde çocuğunuzun cebinde ona ait olmadığından emin olduğunuz objeler; oyuncaklar…vs. karşılaştığınızda “aldım;bu benim;gibi cümleler kurduğunu da görebilirsiniz
Sebep-sonuç ilişkisinde de kafaları karıştığı için mesela; çocuk kız kardeşi hakkındaki kötü düşüncelerinin onu hastalanmasına sebep olduğunu; ya da kendi sevmediği yemekleri arkadaşının da sevmediğini düşünebilir.
İşte bu tepkiler küçük bir çocuğun felsefesini gösterir:
· Benim olan benimdir;
· Eğer çok beğenirsem yine benimdir;
· Benim gibi gözüken de tabi ki benimdir;
· Şimdi onu sen mi istiyorsun; o zaman ben de istiyorum;
· Eğer benim odamdaysa; benim evimdeyse demek ki her zaman benimdir.
Peki bu bencillik midir? Çocuğun kendi bakış açısına odaklanması o kadar fazladır ki aynı anda başkasının bakış açısını anlayamaz. Yani okul öncesi çocuk için çok doğal bir davranıştır. Bu ancak; çocuk büyüdüğü halde hala karşısındakinin rolüne giremiyorsa(DUYGUSAL ÇOCUK-BEDENSEL YETİŞKİN); anne babayı hala parmağında oynatmaya devam ediyorsa; en önemlisi de “empati” kurmaya geçemediyse işte o zaman bencilliktir.
Mesela; bir çocuğa arka arkaya sırasıyla dizilmiş “adam; dağ ve ağaç” resmini gösterip; “resimdeki adam ne görüyor?”diye sorduğunuzda çocuk “dağı ve ağacı görüyor” cevabını verirse kendini resimdeki adamın yerine koyamamış demektir. Fakat adamın rolüne girip; önündeki dağ nedeni ile ağacı göremediğini söylerse resimdeki adam ile “empati” kurmuş olup ben merkezcilikten uzaklaşmış olur.
Eğer çocuğunuzun bu özelliklerinin farkındaysanız ve ben nasıl katkıda bulunabilirim diyorsanız önce sebeplerini düşünmek gerekir. Çocuğunuz başkalarına yaklaşmaktan ve reddedilmekten korkuyor olabilir. Aşırı koruyucu bir tutum sergilediyseniz; olaylara ve kişilere tolerans geliştirememiş olabilir. Çocuğun sürekli olumsuz yönleri vurgulandıysa ilgi çekme isteği olabilir. Olgunlaşma süreci benmerkezcilikten uzaklaşmak için tamamlanmamış olabilir. Ya da mülkiyet kavramı henüz gelişmemiş olabilir.
Çocuğunuzun be nedenlerden doğan davranışları nasıl böyle ustalıkla kullandığına şaşırıyorsanız; kendinizi çaresiz hissediyorsanız ve sadece “almayı bilen” değil “vermeyi de bilen” anlayışa sahip olarak yetişsinler istiyorsanız öncelikle çocuklarınızın “oyunlarını görün!”
Eğer çocuğunuz yanında başka çocukla oynamaktan hoşlanıyor fakat sadece yan yana oturup herkes kendi oyununu oynuyorsa; paralel oyundönemindedir ve böylece ben merkezci tutum sergiliyor demektir. Fakat artık özünde kurallar olan ve rekabet gibi faaliyetleri içeren oyunlar oynamaya başlamışsa; çocuğunuzun ben merkezcilikten sıyrılmaya ve diğer yaşıtları ile arasındaki benzerlik ve farklılıklarını öğrenmeye başladığını anlarsınız.
Bu oyunlara bir de sizler yaklaşım biçimlerinizle katkıda bulunursanız işte o zaman kendisi dışındakilerinin de önemli olduğunu anlamalarına destekte bulunmuş olursunuz.
Örneğin;
· Çocuğunuzu başka çocuklar ile kıyaslamak yerine olduğu gibi kabul ederseniz;
· Kendisini değerli hissetmesini sağlarsanız;
· Diğer insanlar ile ilişkilerin nasıl olması gerektiği konusunda rol değişimleri yaparak model olursanız;
· Dış dünyayı nasıl algıladığına dikkat ederseniz;
· Sorumluluk verirseniz (evci;l hayvan beslemek…vs);
· Yaptığı davranışlar üzerine tartışma konusu yaratıp neden-sonuçilişkisi kurmasını sağlarsanız çocuğunuzun benmerkezcilikten uzaklaşmasını sağlayabilirseniz.
Aktif durumda katkıda bulunmak istiyorsanız bu yaklaşım biçimlerine ufak etkinlikler bile ekleyebilirsiniz;
ETKİNLİK ÖRNEĞİ:
- Gazete ve dergilerden çeşitli durumlara ait resimler kesilir (yanlışlıkla tabak kıran; sınıfına yeni gelen arkadaşı ile oynamayan; arkadaşının oyuncağını izinsiz alan; anne babasının sözünü dinlemeyen çocuk resimleri…vs.)
- Bu resimlerin arkasına dondurma çubuğu yapıştırılarak kuklalar oluşturulur. Duvara yapıştırılarak tek tek incelenir .
- Çocuğa resim sayısı kadar daire verilip bu dairelerin içine her resimdeki kişinin duygularını ifade eden bir yüz çizmeleri istenir ve çizdikleri ifadeler ile ilgili tartışma ortamı yaratılır.
- Sebep-sonuç ilişkisi kurması sağlandıktan sonra rol değişimleri yaparak bu kişilerin duyguları dramatize edilir.
Çocuğunuz ile aranızda sağladığınız bu etkileşim ve çocuğunuzun olgunlaşma süreci birleştiğinde; ilköğretime başlamış olan çocuk artık kendini değerlendirmeyi ve kendi davranışlarının başkaları tarafından nasıl algılandığını öğrenmeye başlar.
Fakat onlara yardımcı olurken dikkat etmemiz gereken bazı hususlar vardır. Bunu bir örnekle açıklayalım isterseniz: Kelebeklerin ancak kozadan çıkma çabası ile güçlenip uçmaya hazırlandığını bilmeyen ve sadece yardım etmek için kozayı aralayıp çok fazla çaba sarf etmeden kozasından çıkmasına neden olan yardımsever adam hikayesini bilirsiniz. Kelebek kozasından adamın yardımı ile kolayca çıkmıştır; fakat hiçbir zaman kanatları doğru uçmayı sağlayan hareketleri öğrenememiştir.
Çocuklarımızın işini kolaylaştırmak için yaptığımız iyi niyetli; koruyucu davranışlarımızın zaman zaman; çocukların yaşam becerilerini geliştirmelerine ve güçlenmelerine engel olabilir. Bu nedenle unutmamalıyız ki benmerkezcilikten çıkmalarını sağlarken
“çocuklarımıza kazandırmamız gereken iki önemli şey vardır: biri sağlam kökler; diğeri bir çift kanat.”(Hodding Carter)
Kaynakça:
1- Doç. Dr. Belma Tuğrul / Sevgi Mönüsü
2-Prof.Dr Üstün Dökmen / İletişim Çatışmaları ve Empati
3- Elizabeth Pantley/ Çocuğunuzla işbirliği Yapabilme
4- Yrd.Doç. Dr.Elif Çelebi Öncü-Esra Özbay/ Erken Çocukluk Dönemindeki Çocuklar İçin Oyun