Kişilik gelişimi ergenlik döneminden önce başlamış olmasına rağmen ergenlikte hız kazanır ve farklılaşır. Kimlik gelişimi gencin kendisine bağlı olduğu kadar ; aileye ve çevresel faktörlere de bağlıdır.
Ergenlik dönemine gelmiş bir genç kendisini yeterince büyümüş olarak görmekte; dolayısıyla çevresinden bunun kabulünü beklemektedir.Ailesinden giderek uzaklaşmaya başlayan ergenin kendini tanımak ve giderek bağımsızlaşmak ihtiyacının olduğu unutulmamalıdır.
Ergen her ne kadar ailesine karşı gibi görünse de kişilik gelişiminde model alacağı; özdeşim kuracağı kişilerin başında yine aile üyeleri gelmektedir. Bunun için ergene hoşgörülü davranmak ve model olacağı kişilerin davranışlarında daha dikkatli olmaları gerekmektedir.
Ergenlik dönemi bir kriz dönemi olarak nitelendirilmektedir. Bu günkü yazımda bu dönem neyi temsil etmektedir ve ne tür sorunlarla yüzleşmek zorunda kalmaktayız; hatalı ana-baba tutumları nelerdir; ve sorunları çözmede bize ne yadım eder bu konular üzerinde duracağım.Öncelikle rol model alma diye bir durumdan söz edeceğim. Çocuğun ilk önemli öğrenme dönemi 0-5 yaş arasındaki dönemdir. Bu dönemde çocuk anne ile iletişiminde “birlikte olma” “birlikte hissetme” ve “birlikte yapma deneyimlerini yaşar. Eğer bu dönem sağlıklı olarak geçirilememişse ergenlik döneminde de ortaya çıkabilecek olan sorunların temeli atılmaya başlanmış olacaktır. Cesaret bizi ilerlemeye ve sağlıklı olmaya iter; kaygı ise gerilemeye ve sağlıksızlığa yönlendirir.Bu noktada ana baba rollerini önemi ortaya çıkar ve ergen ya yeni kimliğini kazanma sürecinde ki burada sözünü ettiğimiz öncelikle cinsel kimliktir cesaret ile ve ailesini desteği ile gelişimini tamamlar yada kaygı nedeni ile nevrotik davranışlar sergileyerek aileyi karşısına alır; yanlızlık yaşar; sorunlarını paylaşamaz ve bir çok önemli şeyden en son anne babanın haberi olur.Bu anne babaların tutumları içe dönük; yanlızlık çeken kişilik yapısının oluşmasına yol açabilir. Eğer anne-baba sorunlara karşı ilgisiz ve zorlayıcı ise ve anne baba arasında çatışma varsa bu ana babaların çocukları da agresif ve antisosyal davranışlar sergileyebilirler. Bir başka grup anne baba ise tutulmayan sözler veren; sevgiyi ve güven duygusunu pek az yaşatan ya da çocuklarının bunları zaten bildikleri var sayan gruptur. Bu anne babaların çocukları çevre ile sağlıksız ilişkiler kurarlar ve çatışmalıdırlar.
Anne babalar ise çifte standartlarını sürdürmektedirler. İşlerine geldiğinde sen daha çocuksun; işlerine geldiğinde sen artık büyüdün çocuk değilsin demektedirler. Bu öfkeyi arttırır ve güvensizliği körükler. Bir başka önemli nokta ise cocuğu engellerken sana güveniyoruz başkalarına güvenmiyoruz masalıdır.Yalova’da katıldığım bazı seminerlerde bu tutumun yaygın olduğunu gördüm.Bazı çocuklar bu nedenle çevreye karşı aşırı güvensiz ve kaygılı olmakta ; bazı çocuklar ise bunu kandırılma olarak algılayıp anne babaya öfke duymaktadırlar. İletişim gitgide kopmaktadır.
Anne babalar kendi beklentilerine uygun çocuklar istemekte ve onları sürekli olarak değiştirmeye çalışmakta ;çocuklar ise buna direnmekte ve aile ile bir güç savaşına bu dönemde girmeye başlamaktadırlar. Engellenmeler ergende öfke doğurur.Kurallar elbette olacaktır fakat ergenin sınırları burada çok önemlidir.Unutmamalıyız ki o da bir bireydir. Anne ;baba ise saygı görmek ister ve bunca yıllık fedakarlıklarının karşılığının bumu olduğunu sorarlar. Çatışma büyür. Anne baba rollerini kolay olmadığı bilinmektedir ama çoğu zaman anne babalar bu rollerinin dışına çıkarlar ve öğretmen; arkadaş; sırdaş gibi rollere de bürünmek isterler ve doğal olarak başarısızlıkla karşılaşarak kendilerini yetersiz hissederler. Bu duygu kendilerini kötü hissetmelerine yada çocuklarında bir sorun oldğunu düşünmelerine sebep olur. Halbuki bunların ikisi de doğru değildir
Hormonlarıyla savaşan ergen bu dönemde yoğun kaygılar yaşar;ekstra bir çatışma ona çok ağır gelmektedir.Kendine ve ailesine yabancılaşan gençte bir gruba ait olma isteği doğar.Bu durum aileyi rahatsız eder çocuğumuz bizden uzaklaşıyor mu şüphesiyle ergeni daha çok sıkarlar.Gitgide akran grupları bir kurtuluş ve kaçış noktası olmaya başlar.
Eğer gencin kendine ait kuralları ;ilkeleri;amaçları olsun istiyorsanız lütfen çocuklarınıza seçme ve tanıma şansı verin.Onları izleyin ama kafesin içine almayın.Onlara inanın ki onlarda kendilerine inansınlar….