Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Evlilik/Çift Terapisine Başvurmadan Önce Çiftlerin Bilmesi Gerekenler

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 21:56    Güncellendi: 18.02.2025 21:56
Evlilik/Çift Terapisine Başvurmadan Önce Çiftlerin Bilmesi Gerekenler

*Pek çok evlilikte/ilişkide çift terapisine başvurma ne yazık ki problemin en yoğun yaşandığı ve bu problemin ilişkiyi ciddi biçimde bozmaya başladığı dönemde gerçekleşir. Çiftler terapiye öfke ile gelebilirler. Canı yanmış olan kişi karşısındakine öfke duyar fakat öfke birincil bir duygu değildir ve aslında gölgelediği temel duygular canının yanması; hayal kırıklığı; incinme; terk edilme korkusu vb. duygulardır. Çift terapisinde önemli olan birinci duyguya odaklanmaktır.

İlişki/evlilik terapisine ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız ve terapiye başvurmaya karar verdiyseniz aşağıdaki hususları okumanızda fayda olduğunu düşünüyorum:

*İlişkinizdeki/evliliğinizdeki sorun ve çatışmaları yalnız başınıza çözemeyeceğinizi anlamış ve bunu kabul etmiş olmalısınız.

*Profesyonel bir yardım ve destek almaya birlikte karar vermiş olmanız ve bu konuda çaba gösterme konusunda fikir birliğine varmış olmalısınız. Çabadan kastedilen her ikinizin de evliliği sürdürme konusunda çaba göstermesi olmayabilir. Burada kastedilen şey ilişkiyi anlamak için geçen süreçte sürece katkıda bulunma konusundaki çabalardır.

*Evlilik/Çift terapisine gelirken eşinizin veya sizin amacınız "terapiste kendi haklılığınızı anlatıp; eşinizin hatalarını ortaya dökmek" ise yanlış yoldasınız demektir. Çift/evlilik terapisti ilişkinize tarafsız olarak bakacaktır ve onun terapi hedefi ilişkiyi anlamak ve çifte yardımcı olmaktır; haklı-haksızı bulmak asla amaçları arasında olamaz.

*Eşiniz/partneriniz veya siz boşanmayı istiyorsanız ve bunu karşı tarafa söylediyseniz; yine de evlilik/çift terapisine başvurabilirsiniz. Çünkü evlilik terapisinde hedef evliliği-ilişkiyi kurtarmak değil; terapist eşliğinde ilişkiye ayrıntılı olarak bakmak ve ilişkiyi anlamaktır. İlişkiyi anlamak mevcut evliliğinizi sürdürmede faydalı olabileceği gibi sonraki ilişkilerinizde kullanmak üzere bilgi edinmenizi de sağlayabilir. Araştırmalar gösteriyor ki boşanan ve tekrar evlenen pek çok kişi yeni yaptıkları evliliklerde de sorunlar yaşamaya devam ediyorlar.

*En az 3 ay gibi bir süre terapi sürecine zaman ayırmanız gerektiğini bilmelisiniz. Unutulmamalıdır ki terapistin ilişkinizi anlamak için zamana ve düzenli aralıklarla sizi birlikte görmeye ihtiyacı vardır.

*Terapiye geldiğinizde bazı davranışlarınıza son vermeniz gerektiği söylendiğinde kesin bir kararlılık göstermelisiniz. Özellikle çiftlerden birinin veya çocuğun zarar gördüğü durumlarda terapistin gerekli uyarıları yapmak sorumlulukları arasındadır. Örneğin; cinsel; fiziksel; duygusal istismar.

*Terapiye gelirken değişim ve gelişime ihtiyaç duyduğunuz konular hakkında fikir birliği sağlamış olmanız terapi sürecini hızlandırır. Fikir birliğinden kastedilen tamamen aynı hedefler belirlemiş olmanız değildir; burada kastedilen şey farklı açılardan baksanız da benzer konu/konular hakkında yardıma ihtiyaç duyduğunuzu düşünmenizdir. Tabii zaman zaman çiftlerden biri daha fazla konuda sorun bildirirken; diğeri daha az yakınma ile başvurabiliyor.

*Bilgi toplama süreci evliliğin süresine göre değişebilmektedir. Yapılandırılmış ilk görüşmeler evliliğin süresine ve niteliğine göre 2-3 seans ile 5-6 seans arasında değişebilmektedir. Yapılandırılmış ilk görüşmeler terapistin bir yol haritası belirlemesine yardımcı olur. Aynı zamanda çifte de ilişkilerini anlama şansı verir.

*Bilgi alma seansları tamamlandığında çiftlere ilişkileri hakkında bir geribildirim verilir. Bu geri bildirimden sonra çift bir karar verir. İlişkilerini anladıkları ve bunun bile ilişkilerine faydalı olduğuna inanırlarsa terapiye devam etmeyebilirler ve bu çiftlere kontrol randevusu verilir. Eğer çift bilgilendirme seanslarından sonra ilişkileri hakkında belirli konularda çalışmaya ihtiyaçları olduğuna karar verirlerse terapiye devam edilir ve ihtiyaç duyulan konular üzerinde çalışılır.

*Çalışma konuları konusunda esnek olunmalıdır. Terapinin ilerleyen aşamasında daha önceden belirlemiş olduğunuz hedefler değişebilmektedir.

*Görüşmelerde gerekli ise sizlere ev ödevi niteliğinde sorumluluklar ve uygulamalar verilecektir.

*Verilen ev ödevlerinin titizlikle yapılması gerekir. Ev ödevlerinin hiç yapılmaması veya isteksiz şekilde yapılması durumunda terapist çalışmaya son verebilme hakkına sahiptir. Verilen ödevlerin yerine getirilmemesi değişime/gelişime direnç gösterdiğinizi veya bu değişimlere hazır olmadığınızı düşündürür. Bu konu üzerinde çalışılarak bir süre diğer konular hakkında çalışmaya ara verilebilir.

*Terapistle birlikte anlaşmaya varılan kararlara çiftlerin uyup uymadığı terapinin başarısında önem taşımaktadır.

*Terapistin rolü; sadece evliliği kurtarmak olarak düşünülmemelidir. Aynı zamanda; gerekli ve zorunlu ise boşanmanın en sağlıklı biçimde gerçekleşmesi için boşanmaya hazırlık sürecini de içerebilir.

*Eşlerin çocuklu bir aile olması durumunda ise terapinin boyutları değişir. Çocukların geleceğini etkileyecek olan her türlü kararda çocuğun yüksek yararı ilkesi önemle gözetilir.

*Eğer çocuklarınız varsa zaman zaman terapist ihtiyaç duyduğunda seanslara çocukları da davet edebilir. Hatta çocuğa bakım veren veya aileyle birlikte yaşayan başka bireyler varsa zaman zaman o kişilerden de bilgi alınabilir.

Aşağıda ek olarak evliliklerde çiftlerin sahip olduğu bazı mitlere yer verdim.

Evlilikle İlgili Mitler
Eşler bu mitlere inanabilirler; bu mitlerle yaşayabilirler ve evlilikte başarısız olabilirler.
1. Evlilik tesadüfidir. Birçok kişi evliliği şans; kısmet meselesi olarak görür ve genellikle insanlar seçme şansı olduklarına inanmazlar. Evlilik süreci bir radar sistemi gibi çalışır. İnsanlar istedikleri değil ihtiyaçları olan kişiyle evlenirler.
2. Evlilikten sonra daha farklı olacak. Evlenince artık flört dönemindeki kurallar geçerli değildir. Farklı kurallar işin içine girer. Evlilikte değişim kaçınılmazdır. Tek taraftaki büyük değişim evliliği bitirebilir.
3. Eşinin ailesi ile evlenmiyorsun ki. Aile kökeni yeni çift üzerinde etkilidir. Nasıl büyüdüğümüz; nelerle karşılaştığımız; değerlerimiz; toplumsal statü ilişkilerde önemlidir. Her iki tarafın ailesi de kendi projeleriyle yeni çiftin evliliğini korumaya çalışırlar. Çiftler kendi ailelerine ne kadar bağlıysa; yeni evli çiftin evliliğe uyumu da o kadar zorlaşır. İnsanlar ebeveynlerinin evlerine ne kadar yakın oturuyorlarsa; onlara o kadar bağlıdır.
4. Evlilik tamamen birliktelik; iç içe geçmişliktir. İlişkilerde iki temel ihtiyaç vardır: yakınlık ve ayrılık (özel ve farklı olma). “Kendin olmak” önemli bir kavramdır ve aslında hepimiz kendi dünyamızın merkezindeyiz. Önce kendimiz var olmalıyız. Çitler bu mite inandıkları zaman “Ben senmişim; sen benmişsin” gibi davranır; her iki taraf da aslında kim olduğunun ayırtına varamaz. Bu mite inanan ve evliliğinde yaşatan çiftler bir ayrılık durumunda en zor uyum yapabilecek çiftlerdir çünkü ilişkileri dışında var olan bir benlikleri kalmamıştır.


Psikolog Burcu ÇATALOĞLU
D.E.Ü. Aile Eğitimi ve Danışmanlığı Yüksek Lisans
Kasım; 2010.