Gerçek bir ölüm tehdidi; ağır bir yaralanma ya da fiziksel bütünlüğü tehdit eden herhangi bir yaşantıya maruz kalma ya da tanık olma "travma" olarak adlandırılır. Savaşa katılma; silahlı çatışmaya girme; kaçırılma; tecavüz; fiziksel şiddete maruz kalma; trafik kazası; doğal afetler (deprem; sel gibi) en sık yaşanan travma örnekleridir.
Akut Stres Bozukluğu nedir?
Travma sonrası belirtiler 4 hafta içinde ortaya çıkıyor ve ortaya çıkan belirtiler 4 haftadan uzun devam etmiyorsa "Akut Stres Bozukluğu" olarak adlandırılır.
Travmanın bireylerde ortaya çıkarabileceği olası belirtileri şöyle sıralayabiliriz:
-Aşırı korku; çaresizlik hissi; dehşete kapılma duygusu
-Uyuşukluk; dalgınlık; duygusal tepkisizlik
-Farkındalık düzeyinde azalma
-Travmanın önemli bir yanını anımsayamama
-Travmanın göz önüne tekrar tekrar gelmesi
-Travmatik olayı anımsatan uyaranlardan kaçınma
-Uyku sorunları; sinirlilik; huzursuzluk; dikkatsizlik
-Travmatik olayı sık sık rüyada görme
-İnsanlardan uzaklaşma
Travma Sonrası Stres Bozukluğu nedir?
Maruz kalınan ya da tanık olunan travma sonrasında belirtiler en az 1ay devam ediyorsa "Travma Sonrası Stres Bozuklğu" olarak adlandırılır. Bu psikiyatrik hastalık çoğunlukla akut stres bozukluğunun devamı şeklinde karşımıza çıksa da; travmanın üzerinden hatırı sayılır bir süre geçtikten sonra kendiliğinden de ortaya çıkabilir.
Bu hastalıklar ne zaman tanımlandı? Geçmişte nasıl adlandırılırlardı?
Travmatik yaşantılar sonrası izlenen hastalıklı belirtiler yüzyıllardır bilinmelerine karşın; özellikle "Büyük Savaş; II. Dünya Savaşı ve Vietnam Savaşı" sonrası daha ayrıntılı gözlenmiş; incelenmiş ve günümüzdeki şekilde adlandırılmışlardır. "Travmatik Nevroz"; "Savaş Yorgunluğu"; "Fizyonevroz" geçmişte verilen adlar arasında sayılabilir.
Toplumdaki yaygınlığı nedir?
Farklı çalışmalar farklı oranlara işaret etmektedir. Erişkinler arasında %1 ile %12 arasında değişen oranlar bulunmuştur.
Her travma sonrasında Akut Stres Bozukluğu ya da Travma Sonrası Stres Bozukluğu ortaya çıkar mı?
Hayır; travmaya maruz kalan bireylerin çoğunluğu bu hastalıklara yakalanmaz. Başlangıçta ortaya çıkan belirtiler ya da ruhsal tepkiler zamanla tamamen ortadan kalkar. Bireyin hastalığa yakalanması ya da yaşamını sağlıklı şekilde devam ettirmesi; travmanın türüne; şiddetine; bireyin baş etme gücüne; kişilik yapısına; sosyal desteğin varlığına ve bunlara benzer etkenlere göre değişir. Ayrıca; olumlu etkenlerin baskın olmasının hastalıkların iyileşme hızını artıracağı ve yineleme olasılıklarını azaltacağı da açıktır.
Akut Stres Bozukluğu ve Travma Sonrası Stres Bozukluğu nasıl tedavi edilir?
Hastalıkların şiddetine göre psikoterapi; ilaç tedavisi ya da her iki yöntem de birlikte uygulanabilir. Güvene dayalı hasta-terapist ilişkisi kurulması; hastanın duygularını ifade etmesinin cesaretlendirilmesi; gerektiğinde telkin edilmesi; varsa kaçınma davranışlarının azaltılması ve ortadan kadırılması; kişilerarası ilişkilerinin güçlendirilmesi iyileşme sürecini hızlandıracaktır. Ayrıca; EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) de travma ile ilişkili hastalıklarda son yıllarda görece sık kullanılan etkili bir psikoterapi yöntemidir.
İlaç tedavisi olarak sıklıkla antidepresan ilaçlar; anksiyolitikler (kaygı giderici ilaçlar) gibi genel psikiyatride tercih edilen ilaçlar seçilir. Hastalığın şiddetine; süresine; tekrarlayıcı yönünün varlığı ya da yokluğuna göre; ilaç tedavisinin süresine psikiyatrist karar verir. Hafif durumlarda 6 ay yeterli olabilirken; çoğu kez 9-12 ay tedavi devam eder. 1 yıldan uzun ilaç tedavisinin sürdürülmesi de seyrek rastlanan bir durum değildir.