Obsesyonların oluşturduğu kaygıyı azaltmak amacıyla yapılan tekrarlanan davranış ya da zihinsel eylemlere ise kompulsiyon (saplantı) adı verilmektedir.
Obsesif-kompulsif bozukluğun en temel özelliği; boş yere zaman harcanmasına neden olacak düzeyde ağır olan veya belirgin bir düzeyde sıkıntı yaratan ve kişinin yaşamını olumsuz yönde etkileyen obsesyon ve kompulsiyonların olmasıdır.
Obsesif-kompulsif bozuklukta kişi; zihnini sürekli meşgul eden düşüncelerin abartılı; anlamsız ve saçma olduğunun farkında olmakla birlikte; bu farkındalık düzeyi değişkenlik gösterebilir. Bazen düşüncelerin saçmalığı konusunda kararsızlığa düşebilir ya da düşüncelerin saçmalığını kabullenmekle birlikte; iş eyleme döküldüğünde mantıksal yorumlar yapabilir. Bazen de düşüncelerin verdiği sıkıntıya karşı koyamayan kişi; başka bir düşünce veya eylemle bu düşünceleri etkisizleştirmeye çalışarak kompulsiyon geliştirebilir.
Tipik obsesif kompulsif bozukluklarda; kişi herhangi bir şeye her temastan sonra defalarca elini yıkar; eve geldiğinde tüm elbiselerini dezenfekte etmeye çalışır; sokağa çıkarken defalarca kapıyı kilitleyip kilitlemediğini kontrol eder.
En sık görülen kompulsiyonlar yıkama ve temizlenme; sayma; kontrol etme; sıraya koyma gibi kompulsiyonlardır. Obsesyon ve kompulsiyonlar kişinin dikkatini bir yere yoğunlaştırmasına engel olur ve bu durum da kişinin zihinsel etkinliklerinde yetersizlik yaşamasına ve işlerini yapamamasına neden olabilir. Obsesif-kompulsif bozukluk durumlarında uyku düzensizliği; hastalık hastalığı; suçluluk duygusu; alkol ve madde kullanımı gibi çeşitli belirtiler de görülebilir.
OBSESİF-KOMPULSİF BOZUKLUĞUN NEDENLERİ NELERDİR:
Genellikle ergenlikte ve genç erişkinlik yıllarında başlar. Belirtiler genellikle yavaş ortaya çıksa da bazı durumlarda aniden ortaya çıkması da söz konusu olabilir. Aile bireylerinden öğrenilmesi söz konusu olabileceği gibi olumsuz bir yaşantı sonucunda da kazanılması söz konusu olabilir. Bunun yanında genetik ve benzeri biyolojik nedenlerin de etkili olabileceği bilinmektedir.
Nasıl baş edilir: Obsesif-kompulsif bozukluğun tedavisinde ilaç tedavisi yanında psikolojik tedavi yaklaşımlarının etkili olduğu belirtilmektedir.
Modern hayat ve stresli iş dünyası sağlığı olumsuz etkiliyor. İş hayatında ve günlük yaşam akışı içinde oluşan stres; vücutta olumsuz hormonların salınmasına yol açıyor.
ABD li nöroloji uzmanları; yaptıkları araştırmada aşırı strese maruz kalanların beyin hücrelerinin öldüğünü belirlediklerini söylüyor. stresin; beynin hafıza; öğrenme ve duygulardan sorumlu hücrelerini öldürdüğünü; yeni hücrelerin yetersizliğinin de depresyona yol açtığını dile getiriyor. Stresin kalp ve dolaşım sistemini de altüst ettiğine dikkat çeken uzmanlar; fast-food türü gıdalardan uzak durmayı; stresi yenmek için ise mesai sonrası yürüyüş yapmayı; bisiklete binmeyi ve yüzmeyi öneriyor. günümüzde işe veya okula yetişmek için yürümekten ziyade ulaşım araçlarının yaygın olarak kullanıldığını ifade ediyor. Bu durumun bedensel aktiviteyi en aza indirdiğini vurgulayan Kuzgun; stres ve koşuşturmanın modern hayatın kolay değiştirilemez gerçekleri haline geldiğini bildiriyor. Kalp sağlığı açısından stresli bir günün sonunda spor yapmayı öneren Kuzgun; şunları kaydediyor: "En basit şekliyle yarım ile 1 saatlik yürüyüş; bisiklete binme; yüzme gibi bedensel faaliyetler tansiyonu kontrol altına alır; kolesterolü düşürür. Şişmanlık ve şeker hastalığının önlenmesinde büyük önem taşır. Kişi spor sırasında zihnini alabildiğince boşaltır ve salgılanan birtakım hormonlarla kendini mutlu hisseder."