Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Borderline Kişilik Bozukluğu

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 21:56    Güncellendi: 18.02.2025 21:56
* Biyolojik Faktörler;BKB olan hastaların çoğunda gözlemlenen duygusal olarak sert ve değişken mizaç hemen göze çarpan bir durumdur. Varsayılan mizaç; gelişen bozukluk için biyolojik yatkınlık sağlayabilir. Bu rahatsızlıkta bayan oranı oldukça fazladır. Bu oran neredeyse %75′dir. Burada cinsiyet ve çevresel faktörlerin etkili olduğunu söyleye biliriz. Özellikle kızların öfkelerini göstermelerine izin verilmez; boyun eğici olması beklenir. Erkeklerde bu durum daha farklıdır; boyun eğitici olmaktansa hükmedici olmak yada kendilerine karşı olmaktansa başkalarına karşı harekete geçme eğilimindedirler. Bunun için temeldeki modlar ve şemalar aynı olsada bu durum erkeklerde narsisistik veya anti sosyal kişilik bozukluklarına daha yatkın olduklarını gösterir.

* Çevresel faktörler;

1. Aile Ortamı Güvensiz ve İstikrarsızdır;
Güven eksikliği neredeyse daima istismar ve terk edilmeden meydana gelir. Borderline kişilik bozukluğu olan hastaların çoğunluğu; çocukken fiziksel; cinsel yada sözel istismar yaşamışlardır. Eğer hastada gerçek bir istismar yoksa o zaman öfke patlaması yada şiddet tehdidi vardır yada hastalar diğer aile üyelerinden birisinin istismar edildiğini görmüştür. Ayrıca çocuk çoğunlukla terk edilmiştir. Bir bakıcı olmadan uzun süre yalnız kalmış yada istismarcı bir bakıcıya bırakılmıştır. Çocuğun birincil bakıcısı aşırı değişken tavırlı yada madde bağımlısı olan bir ebeveynde olduğu gibi güvenilmez yada tutarsız olabilir. Güvenlik duygusu yerine ebeveyne bağlılık genelde istikrarsız ve korkutucu hissettirir.

2. Aile Ortamı Yoksundur;
Ebeveyn ilgisi fiziksel sıcaklık; empati; duygusal yakınlık ve destek; rehberlik; koruma genellikle yoktur yada eksiktir. Özellikle birincil bakıcının empatiden yoksun yaklaşımı; çocuğa kendisini yalnız hissettirir.

3. Aile Ortamı Sert Bir Şekilde Cezalandırıcı ve Reddedicidir;
BKB olan hastalar onları kabul eden; affedici ve onlara yönelik sevgi gösteren ailelerde büyümezler. Bunun yerine eleştirel; onları reddeden; yanlış yaptıklarında sertçe cezalandıran ve affetmeyen ailelerde büyürler. Cezalandırıcılık aşırıdır; çocukken onlar sadece yaramazlık yapan normal çocuklar değilmiş gibi bu kişiler kendilerini değersiz; fena; kötü ve kirli hissederler.

4. Aile Ortamı Boyun Eğicidir;
Aile ortamı çocuğun ihtiyaç ve duygularını bastırır. Çocuğun aldığı mesaj aşağı yukarı şöyledir. “hissettiğini gösterme; acıdığında ağlama; biri yanlış bir şey yaptığında öfkelenme; bir şey istediğinde söyleme; incinebilir yada gerçek olma; sadece bizim senden istediğimiz gibi ol!” çocuğun duygusal yönü tarafından ifade edilenler özellikle üzüntü ve öfke ebeveynleri öfkelendirir cezalandırma yada geri çekilme davranışları gösterirler.

* Tedavide Yapılması Gerekenler;

Kişide var olan modlarla çalışılması gerekir. Genelde bu modlar arası değişim çok hızlı olabilir. Ve bu modların bir çocu çocukken içimizde oluşurlar. Oluştukları halde kalırlar biz ne kadar büyüsekte onlar eski davranışlarını ve acılarını yaşama eğilimindedirler.

Bu modlar;

1. Terk edilen çocuk modu;
2. Öfkeli ve dürtüsel davranan modu;
3. Cezalandırıcı modu;
4. Kendi duygularından kopan modu; (Kopuk Korungan)
5. Sağlıklı erişkin modu;

Yapılacak terapi sürecinde sağlıklı erişkin modunun güçlendirilmesi ve yönetimin bu modda olması önemlidir. Yetişkin modu daha sonra şu görevleri üstlenmesi sağlanır;

1. Terkedilen çocuk modunu korumak ve empati kurmak;
2. Cezanladırıcı tarafımıza karşı adeta bir savaş açmak;
3. Duygularını ve ihtiyaçlarını uygun bir şekilde ifade etmesi için; öfkeli ve dürtüsel davranan tarafına sınırlar koymak;
4. Endişelerini gidermek kopuk moddan uzaklaşmasını onun yerine sağlıklı erişkin modu kullanmasını sağlamak;

Cenk Kahvecioğlu

Psikoterapist