Meyve Suları
Hepimizin ferahlamak üzere kullandığı çeşitli içecekler vardır. Bazen alkollü; bazen alkolsüz içeceklerle sıvı ihtiyacımızı karşılamaya çalışırız. Meyve suyunun; onlarca gazlı; kafeinli ve alkollü içeceklere göre daha masum olduğu düşünülür. Biraz da aslında çeşitlerini ve içeriklerini araştırdığımız zaman tartışılabilir çok ayrıntı vardır.
Örneğin: Meyve suyu; meyve dokusunda bulunan meyve özü ya da sıvısıdır. Meyve suları; taze meyvelerin ezilmesi veya sıkıştırılması ile hazırlanılır. Meyve özü ve diğer katkı maddeleri dikkate alınarak 5 sınıfta toplanırlar: Aromatik meyveli içecekler; meyve suları; nektarlar; %100 meyve suları; konsantre meyve suları; taze sıkma meyve suları.
Aromatik meyveli içecekler meyve aroması; şeker (glikoz; fruktoz; mısır şurupları) ve sudan oluşur. Meyve sularında da yine meyve aroması; şeker; su ve en çok %25 civarında meyve özü bulunmaktadır. İşin içine meyve özü girdiği andan itibaren bir takım koruyucuların kullanılması zorunludur. İçeceğin nektar sınfında yer alabilmesi için %25 in üzerinde meyve özü içermesi gerekir. Buraya kadar tüketicinin tercihine kalmış gibi görünen kısımda sorun yoktur. Ancak gelelim %100 meyve suyu kandırmacasına... Kandırmaca diyorum çünkü; 1lt. %100 meyve suyu oluşturulabilmesi için meyvenin su oranına bağlı olarak değişmekle beraber yaklaşık 3 kg kadar taze sağlıklı meyve kullanmanız gerekir. Ancak 3 kg taze meyvenin fiyatı ile 1 lt %100 olduğu ifade edilen meyve sularının fiyatı karşılaştırılırsa düşündürücü sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Örneğin; firmanın markete verdiği raf kirası; taşıma bedeli; vergiler; fabrikasyon olmaya bağlı ciddi giderler gibi rutin masrafları devreden çıkarsak bile hesap karışıktır. Gerçekten %100 meyve kullanılsa da; bu meyvelerin semt pazarlarında yerlere dökülecek kalitede çürük; küflü; kabuklu; kurtlu olmalarından şüphe duyulabilir. Konsantre meyve suları ise çok daha yoğun olarak glikoz şurubu; meyve özü; aroma içermektedir. Su oranı da düşüktür. İçeceklerdeki şekerden alınacak kalori yerine daha sağlıklı başka besinler tercih edilebilir. En isabetlisi taze sıkma meyve suları olsa da; bir su bardağı meyve suyunun içinde 3-4 porsiyon meyve bulunmaktadır. Üstelik meyvenin suyu sıkıldığında son derece yararlı olan lifler de çöpe atılır.
Burada meyvenin tazeliği; temizliği ve kalitesi kadar önemli olan bir konu da içindekiler kısmında şeker olarak geçen glikoz; fruktoz ve mısır şurupları; tatlı tada bağımlılığı ve pankreasta insulin hormonu salgısını arttırıyor olmasıdır. Kısa süre sonra kendi kendinizi tatlı; hamur işi yerken yakalayabilirsiniz. Üstelik uzun vadede ailesel yatkınlığınız varsa da; yoksa da; şeker hastalığı veya şeker hastalığına geçiş aşaması olarak da tanımlanan insulin direnci; hiperglisemi; hipoglisemi atakları gibi sağlık sorunlarını erken yaşa çekmektedir. Bağımlılık yapar; iştah açar; obeziteye neden olur. Boş kalori olarak adlandırılır ki; vitamin; mineralden sanıldığı kadar zengin değildir. Halbuki; meyvenin kendisini 1 veya en çok 2 porsiyon yemiş olmak daha doğru bir tercih olacaktır. Çünkü kabukları vitaminleri dış ortamdan korur; kayba uğramasını; suda eriyen vitaminlerin buharlaşmasını önler. Kabızlığı engeller; kolesterolün bağırsaklardan emilimini azaltarak; kalp damar hastalıklarından korur; meyve içerisindeki şekerlerin kana geçişini yavaşlatarak pankreası yormaz; toksik maddeleri temizler ve sindirim sistemi kanserlerini önler. Bu kabuk ve liflerin kalorisi de yoktur. Çok iyi yıkanıp kabuklarıyla yemek; ixir vb arındırıcılarla temizlenip kabuklarını atmamak gerekir. En az meyve kadar kabuğu da değerlidir görüldüğü üzere... Meyve ne kadar işlem görürse o kadar vitamin kaybeder. Halbuki meyvenin kendisini yemek bu yüzden daha fazla vitamin almamıza yardımcıdır. Yani sürekli bu şekerli içecekleri kullanıyorsanız bir kere daha düşünün ve meyvenin kendisine dönün.
Örneğin: Meyve suyu; meyve dokusunda bulunan meyve özü ya da sıvısıdır. Meyve suları; taze meyvelerin ezilmesi veya sıkıştırılması ile hazırlanılır. Meyve özü ve diğer katkı maddeleri dikkate alınarak 5 sınıfta toplanırlar: Aromatik meyveli içecekler; meyve suları; nektarlar; %100 meyve suları; konsantre meyve suları; taze sıkma meyve suları.
Aromatik meyveli içecekler meyve aroması; şeker (glikoz; fruktoz; mısır şurupları) ve sudan oluşur. Meyve sularında da yine meyve aroması; şeker; su ve en çok %25 civarında meyve özü bulunmaktadır. İşin içine meyve özü girdiği andan itibaren bir takım koruyucuların kullanılması zorunludur. İçeceğin nektar sınfında yer alabilmesi için %25 in üzerinde meyve özü içermesi gerekir. Buraya kadar tüketicinin tercihine kalmış gibi görünen kısımda sorun yoktur. Ancak gelelim %100 meyve suyu kandırmacasına... Kandırmaca diyorum çünkü; 1lt. %100 meyve suyu oluşturulabilmesi için meyvenin su oranına bağlı olarak değişmekle beraber yaklaşık 3 kg kadar taze sağlıklı meyve kullanmanız gerekir. Ancak 3 kg taze meyvenin fiyatı ile 1 lt %100 olduğu ifade edilen meyve sularının fiyatı karşılaştırılırsa düşündürücü sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Örneğin; firmanın markete verdiği raf kirası; taşıma bedeli; vergiler; fabrikasyon olmaya bağlı ciddi giderler gibi rutin masrafları devreden çıkarsak bile hesap karışıktır. Gerçekten %100 meyve kullanılsa da; bu meyvelerin semt pazarlarında yerlere dökülecek kalitede çürük; küflü; kabuklu; kurtlu olmalarından şüphe duyulabilir. Konsantre meyve suları ise çok daha yoğun olarak glikoz şurubu; meyve özü; aroma içermektedir. Su oranı da düşüktür. İçeceklerdeki şekerden alınacak kalori yerine daha sağlıklı başka besinler tercih edilebilir. En isabetlisi taze sıkma meyve suları olsa da; bir su bardağı meyve suyunun içinde 3-4 porsiyon meyve bulunmaktadır. Üstelik meyvenin suyu sıkıldığında son derece yararlı olan lifler de çöpe atılır.
Burada meyvenin tazeliği; temizliği ve kalitesi kadar önemli olan bir konu da içindekiler kısmında şeker olarak geçen glikoz; fruktoz ve mısır şurupları; tatlı tada bağımlılığı ve pankreasta insulin hormonu salgısını arttırıyor olmasıdır. Kısa süre sonra kendi kendinizi tatlı; hamur işi yerken yakalayabilirsiniz. Üstelik uzun vadede ailesel yatkınlığınız varsa da; yoksa da; şeker hastalığı veya şeker hastalığına geçiş aşaması olarak da tanımlanan insulin direnci; hiperglisemi; hipoglisemi atakları gibi sağlık sorunlarını erken yaşa çekmektedir. Bağımlılık yapar; iştah açar; obeziteye neden olur. Boş kalori olarak adlandırılır ki; vitamin; mineralden sanıldığı kadar zengin değildir. Halbuki; meyvenin kendisini 1 veya en çok 2 porsiyon yemiş olmak daha doğru bir tercih olacaktır. Çünkü kabukları vitaminleri dış ortamdan korur; kayba uğramasını; suda eriyen vitaminlerin buharlaşmasını önler. Kabızlığı engeller; kolesterolün bağırsaklardan emilimini azaltarak; kalp damar hastalıklarından korur; meyve içerisindeki şekerlerin kana geçişini yavaşlatarak pankreası yormaz; toksik maddeleri temizler ve sindirim sistemi kanserlerini önler. Bu kabuk ve liflerin kalorisi de yoktur. Çok iyi yıkanıp kabuklarıyla yemek; ixir vb arındırıcılarla temizlenip kabuklarını atmamak gerekir. En az meyve kadar kabuğu da değerlidir görüldüğü üzere... Meyve ne kadar işlem görürse o kadar vitamin kaybeder. Halbuki meyvenin kendisini yemek bu yüzden daha fazla vitamin almamıza yardımcıdır. Yani sürekli bu şekerli içecekleri kullanıyorsanız bir kere daha düşünün ve meyvenin kendisine dönün.