D Vitamini: Kolekalsiferol Günlük Alınması Önerilen Miktar
Tüm yaş gruplarında günlük alınması önerilen D vitamini miktarı 10 mcg’dır.
Kaynakları
D vitamini hem vücudumuzda üretilebilen hem de besinlerde bulunan bir vitamindir. Vücudumuzda üretilebilmesi için güneş ışıklarına ihtiyaç vardır. Deride yapısı kolesterole benzeyen bir maddeden D vitamini oluşabilmesi için güneş ışınlarının çok dik gelmediği; sabah 8:00 – 10:00 akşam üzeri 17:00 - 18:00 saatleri arasında 15-20 dakika güneşlenmek yeterlidir. Bu saatler bölgelere göre 1-2 saat önceye veya sonraya alınabilir.
· Besinlerden balık karaciğeri yağı; balık(kemkli); süt ve yumurtada bulunur.
· D vitamininin büyük bir kısmı organizmada üretilir.
D vitamini deride güneş ışınlarının etkisiyle 290-310 nm dalga boyunda oluşur. Özellikle kış aylarında bazı ülkelere bu dalga boyunda güneş ışıkları gelmez. Bu dönemlerde organizma yaz mevsiminde depoladığı D vitaminini kullanmak zorundadır. Güneş ışıklarından yararlanılamayan mevsimlerde özellikle yeni doğan bebeklere ek D vitamini verilmesi gerekir. Besinlerle alınan ya da deride güneş ışınlarının yardımıyla oluşan D vitamininin vücutta kullanılabilmesi için karaciğer ve böbreklerde bazı işlemlerden geçmesi gerekir. Bu nedenle karaciğer ve böbrek hastalığı görülen kişilerde D vitamini yetersizliği görülebilirelirli saatlerde yararlanmaları gerekir. Ayrıca D vitamini bitkisel kaynaklı besinlerde doğal olarak bulunmadığı için vejetaryenlerin mutlaka güneş ışınlarından uygun sürede ve saatlerde yararlanmaları gerekir.
D vitamininin görevleri
· D vitamininin temel görevi vücutta kalsiyum dengesini sağlamaktır.
· Kalsiyum ve fosforun emilimini artırır.
· Bu minerallerin kemik ve dişlerde depolanmasını sağlayarak yapılarının daha sağlıklı ve güçlü olmasını sağlar.
Yetersizlik Yetersizlik Nedenleri
· Diyetle D vitamini alımının az olması.
· Uygun dalga boyundaki güneş ışınlarından yeterince yararlanmama.
· Karaciğer ve böbrek hastalıkları nedeniyle vücutta kullanılabilen D vitamini formlarının oluşamaması
· Vücutta yağ emiliminin bozulması. Örneğin çölyak hastalığı nedeniyle veya bazı barsak hastalıklarında barsağın bir kısmının alındığı durumlarda yağ emilimi bozulur.
Yetersizlik riski altında olan gruplar:
· Asya kökenli kadınlar ve çocuklar.
· Yaşlılar ve eve bağlı bireyler.
· Kış aylarında anne sütü ile beslenen bebekler. Anneler D vitamini için gerekli uygun dalga boyundaki güneş ışınlarında yararlanamadıkları için yetersizlik görülebilir.
· Vejetaryenler (Bitkisel kaynaklı besinlerde D vitamini bulunmaz).
D vitamini yetersizliği görülen kişilerde:
D vitamini yetesizliği kalsiyum dengesini bozar ve kemiklere kalsiyumun geçişi azalır. Bu çocuklarda raşitizm; yetişkinlerde osteomalasiaya neden olur.
Tanı ve Tedavi
D vitamini yetersizliği öncelikle kanda düzeylerinin düşmesi ile kendini gösterir. Çocuklarda görülen raşitizmde kemikler yumuşar ve kolay bükülebilir bir hal alır. Kemik uçlarında genişlemeler; bileklerde şişlik; kaburga kemiklerinin göğüs kemikleri ile birleştiği yerlerde şişkinlikler ile bacaklarda X ve O şeklinde çarpıklıklar olur. Dişlerde yapısal bozukluklar görülür.
Osteomalasia daha çok yaşlılarda; sık doğum yapan; yetersiz ve dengesiz beslenen ve güneşten yeterince yararlanmayan kadınlarda sık görülür. Tedavileri hekim kontrolünde; uygun yolla ek D vitamini uygulaması ve ihtiyaç duyulan diğer besin öğeleri ve farmakolojik ajanlar ile yapılır.
Aşırı Miktarda D Vitamini Alımı
D vitamini tüm vitaminler içinde en toksik olandır. Yağda çözünen bir vitamindir. Vücutta depolanır ve yavaş metabolize olur. Normalde iyi tolere edilir. Uzun süre yüksek dozda alındığında hipervitaminozis D oluşabilir. Aşırı D vitamini alımı; bulantı; kusma ve kaslarda güçsüzlük belirtileri ile ortaya çıkar. D vitamini seviyeleri çok yüksek olduğunda kalsiyum emilimi ve kemiklere geçiş hızı artar. Hiperkalsemi oluşur ve özelliklerle arterler ; kalp; karaciğer; böbrekler ve pankreasda kalsiyum depolanır. Bu durum metastatik kalsifikasyon olarak bilinir ve organların fonksiyonlarını yerine getirmelerini engelleyebileceği gibi böbrek taşları oluşumuna; arterlerde kalsifikasyona ve kalp yetmezliğine neden olabilir.