Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Psikolojik Yardım Nedir?

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 21:56    Güncellendi: 18.02.2025 21:56
İnsanoğlu sadece doku; hücre ve organlardan meydana gelmiş biyolojik bir organizma değil; aynı zamanda psikolojik bir varlıktır. İnsan psikolojisi ise ana hatlarıyla duygu; düşünce ve davranışlardan meydana gelmektedir. Uzun ve zorlu yaşam süreci içersinde herkes fizyolojik olarak hastalanabileceği gibi sözü edilen bu alanlarda bazı sorunlar da yaşayabilir. Bunlara kısaca “psikolojik problemler” diyoruz.

Psikolojik yardım; psikolojik olarak herhangi bir sorunla karşılaşıldığında kişilere birebir olarak sunulan; ortalama 45 - 50 dakika süren; ihtiyaca göre ve seanslar halinde belli süre devam eden; tamamen iletişime; bilimsel bilgiye ve bazı tekniklere dayanan bir yardım biçimidir. Bu yardım türü büyük ölçüde bir süreç işidir; uygulamada herhangi bir cihaz yahut makine; alet ya da edevat kullanılmaz; tamamen emek odaklı bir işçilik hizmetidir.

Psikolojik yardım genel olarak farkındalık oluşturmaya ve/veya yönlendirmeye dayanan psikolojik danışmanlık; boşanma; sevilen kişi kaybı; kronik hatalıklar gibi zor ve sıkıntılı dönemlerde sunulan; dolayısı ile daha uzun süreli olarak yürütülen psikolojik destek ve çözümlemeyi / sağaltımı amaçlayan psikolojik tedavi olmak üzere üçe ayrılır. Bu yardımda uzmana güven; karşılıksız kabul; saygı; empati; etkili dinleme; zaman ve danışanın / hastanın aktif katılımı esastır. Psikolojik yardımda başarı sadece uzmanın bireysel niteliklerine (bitirdiği üniversite; bilgisi; yeteneği; tecrübesi gibi) değil; hastanın ya da danışanın sürece katılım derecesine de bağlıdır.

Bu sistematik ve yapılandırılmış görüşmeler (terapi ya da danışma) süresince uzman danışana yardımcı olmaya; onun sırlarını kendi sırlarından önde tutmaya / korumaya; mahremiyetine saygı göstermeye; onu hiçbir sorunu dolayısı ile ayıplamamaya ve eleştirmemeye; yardım sunduğu kişiyi kendi bakış açısına göre yargılamamaya; sahip olduğu tarafsız bakış açısını sonuna dek muhafaza etmeye mesleki ve etik anlayışı gereği söz vermiştir. Bu aynı zamanda mesleğine ve kendisine duyduğu saygının da bir gereğidir. Ayrıca bunlara dikkat etmek kanuni bir zorunluluktur.

Sözü edilen yardım sürecinde diğer bütün yardım türlerinde olduğu gibi sonuç açısından kesin ve yüzde yüz bir güvence verilemez. (Bu durum özellikle günümüzde uzman kaynaklı ve parasal düzeyli bazı suistimallere zemin oluşturabilmektedir.) Sunulan yardımın başarısı yaşanılan sorunun türüne; bu sorunun şiddetine; uygulanan yardım prosedürünün niteliğine; hastanın beklentilerine ve sürece katılımına (ve daha başka faktörlere) bağlı olarak değişir. Literatürde; diğer yardım türlerinde olduğu gibi psikolojik yardımın da yetersiz kaldığı vaka örnekleri mevcuttur. Ancak bu hizmetin danışan için mahzurlu bir yanı yoktur. Yani bu hizmetle hasta / danışan her zaman için sorunlarını çözemeyebilir ancak en ufak bir kayba uğramaz. Diğer bir deyimle tamamen doğal bir yaklaşımdır; herhangi bir yan etkisi yoktur.

Başvuran kişi en azından (yüzde yüz sonuç alamadığında dahi) hayatında bir defa olsun mahrem bir mekanda; tam bir güven duygusu içinde; yeterli bir süre boyunca; uzman olan bir kişiyle sorunlarını bütün açıklığıyla konuşarak paylaşabilir; kendisine; sorunlarına; bu sorunların nedenlerine ve sonuçlarına ilişkin daha sağlıklı bir bakış açısı kazanabilir. Bazı bilimsel yol ve yöntemler öğrenebilir; bunu o an için olmasa bile yaşamının ileriki dönemlerinde kullanabilir.

O bakımdan bu yardım yaklaşımı bir çözümleme meşguliyeti olduğu kadar bireysel nitelikli bir eğitim faaliyeti olarak da düşünülebilir. Böylece kişi az ya da çok; “en alt” ile “yüzde yüz” arasında değişen düzeylerde ama mutlaka bir fayda görme imkanını yakalamış; yardım için üzerine düşeni yapmış; dolayısı ile iyileşmeyi hak etmiş olur. Çünkü iyileşmek; hak etmektir. Hak etmek ise üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmekle; bunun için bir şeyler yapmakla; doğru yönde ve gayretli adımlar atmakla; sorunun gerektirdiği mücadeleyi vermekle olmaktadır.

Görülen Lüzum Üzerine Birkaç Uyarı ve Hatırlatma:

Eğri oturalım belki; bunun ziyanı yok; ama mutlaka doğru konuşalım:

_Psikoloji bölümlerinin müfredatı ve içeriği alanda sunulan yardımın gereklerinden oldukça uzak ve kopuktur. Ayrıca biz psikologlar uygulamalı bir alanda çalıştığımız halde uygulama imkanı (en azından yeteri kadar) olmadan; salt teorik düzeyli bir eğitimle mezun olmaktayız. Dolayısı ile bu meslek -aslında birçok meslek gibi- daha çok işin içinde öğrenilmektedir. Ayrıca psikolojik yardım tamamen iletişime dayalı olan ve yoğun bir emek gerektiren bir işçilik hizmetidir. Bu nedenlerle alacağınız hizmetin başarısında tercih edeceğiniz uzmanın unvanından; eğitiminden ve çoğunlukla (hepsini tenzih ederim) “belli bir bedel mukabilinde üç beş günde satın alınabilen” sertifikalarından çok kişisel yeteneği; en çok da deneyimi büyük rol oynar.

Öyleyse psikolojik yardıma ihtiyaç duyduğunuzda bu gerçekleri dikkate almanızda; en azından domates seçerkenki kadar olsun ihtiyatlı davranmanızda; bunun sonucu olarak da deneyimli uzmanları tercih etmenizde fayda vardır. Aksi takdirde -teşbihte hata olmazmış- “acemi nalbant .................. üzerinde öğrenir” durumuna düşmeniz her an için mümkündür.

_Günümüzde pek çok şey gibi kutsal insan sağlığı işi de maalesef ki ticarileşmiş durumdadır. Bu olgu gereksiz görüşme telkinleri ve bu görüşmelerin seans sayısını çoğaltma şeklinde iki yanlış ve etik dışı sonucu doğurabilmektedir. “Şu sorunda yardım almalısın; en haftada bir gelmeniz gerekiyor; toplam şu kadar seans gerekiyor” gibi önerilerle karşılaşıldığında -özellikle belli bir bedel karşılığında hizmet alınacaksa şayet- biraz dikkatli ve titiz olunmasında fayda vardır.

( Not: Kamuda çalıştığım; dolayısı ile daha çok kazanç odaklı işleyen bir özel sektör mantığı gütmediğim için bu konularda tereddüt yaşayan okurlar kafalarındaki soruları tarafıma mail yoluyla yazabilirler; mutlaka kendilerine gerekli yönlendirme en sağlıklı şekilde yapılacaktır.)

_Devletimiz son dönemde kamuya psikolog alımında ciddi bir aşama kaydetmiş durumdadır. Bulunduğunuz ilde; hatta artık birçok ilçe devlet hastanelerinde psikolog istihdam edilmektedir. Hem ücretsiz yardım alınabilecek yerler olması hem de hastane olması dolayısı ile psikologlara sunduğu klinik tecrübe imkanı nedeniyle buralara daha çok rağbet edilmesinde; bu konuda pasif kalınmamasında; bilakis peşine düşülerek (ben sorunlarımı konuşarak psikologla çözmek istiyorum vs. diyerek) aktif ve talepkar olunmasında fayda vardır.

Psk. İzzet Güllü