Bahar Sendromu Nedir ? Bahar Sendromuyla Nasıl Başa Çıkabilirsiniz?
Bahar sendromu; bahar yorgunluğu; sonbahar depresyonu; mevsimsel depresyon gibi çok çeşitli biçimlerde ifade edilmektedir. Sonbaharda yaşanan ve çoğu insanın kendisini kötü hissetmesine neden olan duygusal dalgalanma ise mevsim değişikliğine insan psikolojisinin verdiği tepkidir. Sonbahar hissedilmeye başladığında eğer kişi kendisinde psikolojik değişimler hissediyorsa ve bu değişikliklerin görülmesi için somut bir sorun tanımlayamıyorsa kişi mevsimsel bir sendrom yaşıyor olabilir. Peki sonbahar sendromunun varlığını kişi nasıl fark eder? Mevsimsel değişim sürecinde kişi eğer aşağıda sıralanmış olan belirtilerin kendisinde ortaya çıktığını gözlemliyorsa sonbahar sendromu yaşıyor olabileceği bir ihtimal olarak değerlendirilebilir.
İşte sonbahar sendromunun bazı belirtileri:
· Sabah uyanmakta zorlanmak
· Kendisinde işe gidecek gücü bulamamak
· Uyandığında kendisini dinlenmiş ve yeni güne hazır halde enerjik hissetmemek
· Kendisini sinirli; üzüntülü; gergin ve çevreye karşı ilgisiz hissetmek
· Sosyal ortamlardan kaçınmak
· İş gücünde ve verimlikte düşüş yaşamak
· Konsantrasyon sağlamada zorlanmak
· Sürekli çikolata tüketmeyi istemek ve karbonhidratlı yiyeceklere yönelmek
· Erteleme davranışını aşırı oranda günlük hayata yaygınlaştırmak
· İştahta değişiklikler yaşamak
· Aşırı duygusal tepkiler vermek
· Uyku düzensizlikleri yaşamak
Mevsimsel sendrom yaşama noktasında bayanların erkelere oranla daha çok risk altında olduğu bilinmektedir. Bu bulgunun yanı sıra kadınlarda en riskli yaş grubu 25 -35 yaş arasındaki gruptur. Daha genel pencereden bakıldığında süreğen rahatsızlığı olan yaşlıların da risk grubunda olduğu bilinmektedir. Ayrıca yetişkinlere oranla gençlerin özellikle de 15-25 arasındaki grubun her iki cinsiyet açısından da risk altında bulunmaktadır. Kişilerin yaşamış oldukları çeşitli olaylar ve durumlar da kişiyi risk altındaki gruba sokabilir.
Bahar sendromu ya da sonbahar yorgunluğu bireyden bireye farklılık gösterebilir. Diğer bir deyişle bu sendromun bireye özgü bir seyri söz konusu olabilir. Örneğin bir kişide tüm belirtiler mevcut iken bir diğer kişide sadece birkaç belirtinin ortaya çıkması o bireyin bahsi geçen sendromu yaşamasına neden olabilir. Bireylerin tolerans gücüne ve duygusal eşiklerine bağlı olarak bu belirtilerle başa çıkmalarındaki değişiklikler de söz konusudur. Bu arada bireyin sosyal çevreden aldığı destek de bu sendromu kolay atlatmasında oldukça etkili görülebilir. Peki bu durumda bireyin yaşadığı mevsimsel sendromun şiddeti ya da bireyin profesyonel bir desteğe ihtiyaç duyup duymadığı neye göre belirlenir?
Net olarak bir bireyin mevsimsel sendromla başa çıkma derecesi profesyonel destek almasında oldukça belirleyicidir. Sonbahar sendromu bir bireyin gündelik ve sosyal yaşamını devam ettirmesini engellemeye başladığında alarmlar çalmaya başlamıştır diyebiliriz. Bu alarm bize “bir an önce destek alınmazsa artık günlük yaşamda da zorlanmalar artabilir” mesajını veriyor olabilir. Kısacası ölçüt olarak bireyin bir gününü geçirirken ne kadar bu sendromun etkisinde kaldığına bakılabilir. Eğer sendrom bireyi fazlasıyla etkisi altına aldıysa ve gündelik yaşam bu sendromun etkisi altında şekilleniyorsa kişi yardım almayı düşünebilir. Diğer yandan birey bu sendromu yaşadığını fark ediyor; bazı belirtileri hissediyor ancak; sendromun üzerine giderek sosyal yaşamına devam etmeyi başarabiliyorsa bu bireyin sendromu şekillendirme veya üstesinden gelme ihtimali yüksek görülebilir. Bu noktada en önemli soru “sendrom bireyi yönetmeye başlamış mı yoksa birey sendromu yönetebiliyor mu?” sorusudur. Sonbaharda yaşanan psikolojik çökkünlüğün nedenleri neler olabilir? Cevap olarak bireyin sendrom tarafından yönetildiği ifade edildiği durumlarda bireyin profesyonel destek alması önerilebilir.
İnsan psikolojisi sonbahardan neden olumsuz etkilenir?
Sonbaharda yaşanan sendromun ortaya çıkışıyla ilgili çeşitli görüşler söz konusudur. Bu durumun farklı bakış açılarıyla ele alınışları şu şekilde özetlenebilir:
· Bilindiği gibi güneş ışığı insan mutluluğunda önemli bir role sahip olan serotonin hormonunun salgılanmasını etkilemektedir. Bu durum sonbaharla birlikte güneş ışığının azalması ile insanlarda depresif tepkilerin artmasına; insan psikolojisinin olumsuz yönde etkilenmesine neden olabilir. Sonuç olarak birey kendisini kötü hissedebilir.
· Sonbaharda güneş ışığının azalması vücut biyoritminin yani biyolojik saatimizin bozulmasına neden olmaktadır. Bu durum uyku saati gibi önemli biyolojik aktivitelerin etkilenmesine dolayısıyla da uyumda zorlanmalara neden olabilmektedir.
· Sonbaharın gelişiyle birlikte kişinin havaların giderek soğuyacağını ve dışarıda vakit geçirmek için fırsatların sınırlanacağı; eve kapanması gereken günlerin yaklaştığını düşünmesi de kendini kötü hissetmesine neden olabilir.
· Okulların veya iş yaşamının yoğun bir şekilde başlaması; tatilin sona ermesi; soğuklardan korunma ve mevsimlerin getirdiği ek giderler de bireyin olumsuz duygularını tetikleyebilir.
· Sonbaharda bireylerde melatonin hormonu normalin üzerinde salgılanmaktadır. Duyguları dengeleyip düzenleyen bu hormonun fazla salgılanması bireyin gün içerisinde sık sık psikolojik durumunun değişmesine ve dalgalanmalara neden olabilir.
· Sonbaharda doğada meydana gelen değişim bireylere yaşamın sona erişini hatırlatabilmektedir. Bu durumda birey olumsuz duygular geliştirebilmektedir.
Peki sonbaharda yaşanan bu dalgalanmayla nasıl baş edebilirsiniz?
Sosyal yaşamı renklendirerek;
Düzenli-yeterli-dengeli beslenerek;
Düzenli olarak egzersiz yaparak;
Uyku saatlerine ve uykusuz kalmamaya dikkat ederek;
Hobilere ve eğlenceli aktivitelere zaman ayırarak;
Bol bol su içerek ve bitki çaylarını tercih ederek;
Pozitif enerjisi yüksek insanlarla birlikte vakit geçirerek;
Güneş ışığında ve açık havada vakit geçirerek;
Sevilen aktivitelere ağırlıklı olarak zaman ayırarak
Hedefler belirleyip bu hedeflere odaklanılarak
Bol vitamin alarak
Bol bol egzersiz yaparak
Baharın içinde; beklentilerin gerçekleşme ihtimaline hazır olarak
Erken kalkarak
Uyku saatine dikkat ederek
Beynimizi organize ederek yenmeye çalışması gereklidir.
Baharda vücudun daha çok vitamin ve minerale ihtiyacı olduğunu belirten uzmanlar; şu uyarılarda bulunuyor:
-Vücut özellikle de B ve C vitaminleri ile potasyuma ihtiyaç duyar. B ve C vitaminleri sebze ve meyvelerde; potasyum da domates; patates ve kayısıda bol miktarda bulunur. Bu nedenle meyve; sebze; patates; kayısı tüketimini artırın.
Tüm bu önerilerin yanı sıra sonbahar sendromunun üstesinden gelebilmek için kişiye özgü olarak kişiye iyi gelebilecek diğer aktiviteler de önerilebilir. Tüm bu aktivitelere rağmen mevsimsel sendromu yoğun olarak yaşayan ve belirtilerin çoğunu gösteren bireylerin profesyonel destek alması uygun olabilir.
Uzman Psikolojik Danışman Fatma KIRIMLI TAŞKIN
Bu makalenin bir kısmı hürriyet yayınlarından anneyizbiz.com.tr sitesinde de yayınlanmıştır.