Yağ Enjeksiyonu; Dolgu Maddeleri
Yağ enjeksiyonu ayni kişiden alınan yağ hücrelerinin iğne ile başka bir yere verilmesidir. Alınan yer genellikle karın veya uyluk bölgesidir. Verilen yağ hücreleri yeni yerlerinde yaşamaya devam ederler orada bir dolgu maddesi görevi görürler. Yağ enjeksiyonu genellikle; vücut bölgelerindeki çukur kısımları doldurmak; yüz bölgesinde yaşlanmaya bağlı ortaya çıkan çizgilerin belirginliğini azaltmak; zayıf yüzlere dolgun; estetik bir görünüm vermek ve dudakları dolgunlaştırmak için uygulanır. Enjeksiyondan sonraki 6 ay içinde verilen yağların yaklaşık yarısı vücuttan emilir. Geri kalan kısmı ise kalıcıdır.
Bu kalıcılık başka hiçbir dolgu malzemesinde olmayan bir özelliktir bundan dolayı hastalarım genellikle bu işlemin sonuçlarını çok sever. Burada dikkat edilmesi gereken uygulanan miktarın %30-50’lik kısmı kalıcı hale geldiğinden tam istenen sonucu sağlamak için çoğunlukla 2. veya 3. kez tekrarlamak gerekebilir. Yağ enjeksiyonunun diğer avantajları ise hazır dolgu malzemleri gibi 1 cc’lik miktarlarla sınırlı olmaması; kendi dokunuz olduğu için alerji riskinin olmaması ve yakın zamanda yapılan araştırmalarda vurgulandığı gibi yüzde kök hücre nakli benzeri olumlu etkileri olmasıdır.
Yağ enjekte edilen bölgede birkaç gün boyunca şişlik (ödem) bazen morluk olabilir. Yağ enjeksiyonu tek başına genellikle lokal anestezi altında yapılır. Ancak genel anestezi altında başka operasyonlar yapılırken yardımcı bir prosedür olarak da uygulanabilir.
Hepimiz yaşlandıkça; derinin altında bulunan kollajen ve elastik lifler kırılmaya ve gevşemeye başlar. Bu kırılmalar doğal yaşlanma sürecimizin bir parçası olmakla birlikte; fazla kaş çatma (Kıbrıs’ta güneşli havada araba sürdüğünüzü hayal edin); gözleri kısarak bakmak; sigara içmek; gülümsemek ve diğer yüz mimikleri de kırılmalara katkıda bulunurlar.
Kırışıklıkların tedavisinde dünyada en yaygın olarak hazır dolgu malzemeleri (Hyalüronik asit türevleri) ve kişinin kendinden alınan yağ enjenkiyonu kullanılmaktadır. Her iki yöntem de Amerika’dan FDA onayı almıştır.
Genellikle burundan dudak kenarına uzanan çizgi (nazolabiyal kıvrım) gibi daha kalın çizgilerde kişinin kendinden alınan yağ enjeksiyonu tercih edilir. Bu oldukça etkili ve kısmi kalıcılığa sahip yegane yöntemdir. Yağ alma ve verme işlemi lokal anestezi ile uygulanabilir. Yağ hücresi yaşayan bir doku olduğu için bu dokuyu saklayıp birkaç ay sonra tekrar kullanmanın etkili olduğunu düşünmüyorum. Yağ hücresini saklayıp tekrar kullanmak aynı zamanda infeksiyon riskini de arttırır.
Hazır dolgu maddeleri; genellikle kollajen veya hyaluronik asit içerir ve bu kırışıkların altına doldurularak; daha düzgün bir cilt; daha genç bir ifade kazandırırlar. Kırışıklık kasın aşırı kullanılmasına bağlı olan durumlarda botoks ile kombine kullanılır. Yüzün çöken kısımlarını yükselterek; dudaklara ve dudak çevresine daha dolgun bir görünüm kazandırabilirler. Ancak hazır dolgu maddeleri çok derin kırışıkların giderilmesi için uygun değildir. İnce çizgilerde ise oldukça etkilidirler. Dolgu maddeleri çoğunlukla botoks ile karıştırılmaktadır. Aslında her ikisi de yüzdeki kırışıklıkları gidermek için kullanılmaktadır. Ancak etki yolları çok farklıdır ve biri diğerinin yerini tutamaz.
Mucize kokteyller konusunda ise eğer birisi size bir “kokteyl” yapacaksa bu kokteylin içeriğini sormak sizin hakkınız. Örneğin sıvı silikon tüm dünyada yasaklanmış ve çok ciddi yan etkileri vardır. Bazı hastalarım ise kendilerine ‘’muhtemelen’’ bir vitamin ya da kollajen kokteyli yapıldığını ifade ediyor.
Tıpta meslek sırrı; özel formüller; kapalı kapılar arkasında yapılmış mucize “kokteyller” olamaz. İçeriği konusunda net bilginiz olmayan; FDA onayı olmayan ‘’mucize’’ hiç bir şeyi kendinize enjekte ettirmeyin.
Radyofrekans ile yüz gençleştirme tedavisi güvenli; etkili; günlük aktiviteyi etkilemeyen kozmetik bir uygulama olup yüz derisinin sıkılaşmasını; şekillenmesini ve yenilenmesini sağlayarak daha genç bir görünüm yaratmaktadır. Uygulama; uzman doktor muayenehanesinde yapılan FDA (Food and Drug Administration - Amerikan Gıda ve İlaç İdaresi) tarafından onaylı bir tedavi yöntemidir.
İlk sonuçlar hemen görülebileceği gibi iyileşme altı ay süresince devam etmektedir. Thermage uygulaması çabuk ve kolay bir işlemdir ve günlük aktiviteyi etkilemez. Lazerlerle yüz gençleştirme işlemlerinin tersine; esmerlerde de güvenle uygulanabilmektedir. Radofrekans; Kıbrıs gibi devamlı güneşli bir yerde yazın bile rahatça uygulanabilir. Uygulama; deri yüzeyi; soğutucu bir krem ile korunurken; deri ve altındaki dokuda bulunan dip kolajen liflere ısı verilerek yapılmaktadır.
Yüz gençleştirme tedavisi çoğunlukla yüzün nerelerine uygulanır? Alın ve göz çevresi bölgesi; yanaklar; ağız çevresi; çene ve çene altı. Deriyi korumak ve uygulamayı daha rahat yapabilmek için her RF enerjisi uygulamasının öncesi; sonrası ve esnasında deri yüzeyi soğutulur. Hastanın ısı hissi hakkındaki vereceği bilgi doktora rahat bir uygulama ile maksimum sonuç arasındaki dengeyi kurmada yardımcı olacaktır. Yüz gençleştirme uygulaması derhal etkisini gösterip var olan kolajeni sıkılaştırıp yeni kolajen yapımını başlatır. Ben bu sonuçları elde etmek için FDA onaylı Ellman Surgitron® (Ellman corp.; USA) kullanmayı tercih ediyorum.
Bu kalıcılık başka hiçbir dolgu malzemesinde olmayan bir özelliktir bundan dolayı hastalarım genellikle bu işlemin sonuçlarını çok sever. Burada dikkat edilmesi gereken uygulanan miktarın %30-50’lik kısmı kalıcı hale geldiğinden tam istenen sonucu sağlamak için çoğunlukla 2. veya 3. kez tekrarlamak gerekebilir. Yağ enjeksiyonunun diğer avantajları ise hazır dolgu malzemleri gibi 1 cc’lik miktarlarla sınırlı olmaması; kendi dokunuz olduğu için alerji riskinin olmaması ve yakın zamanda yapılan araştırmalarda vurgulandığı gibi yüzde kök hücre nakli benzeri olumlu etkileri olmasıdır.
Yağ enjekte edilen bölgede birkaç gün boyunca şişlik (ödem) bazen morluk olabilir. Yağ enjeksiyonu tek başına genellikle lokal anestezi altında yapılır. Ancak genel anestezi altında başka operasyonlar yapılırken yardımcı bir prosedür olarak da uygulanabilir.
Hepimiz yaşlandıkça; derinin altında bulunan kollajen ve elastik lifler kırılmaya ve gevşemeye başlar. Bu kırılmalar doğal yaşlanma sürecimizin bir parçası olmakla birlikte; fazla kaş çatma (Kıbrıs’ta güneşli havada araba sürdüğünüzü hayal edin); gözleri kısarak bakmak; sigara içmek; gülümsemek ve diğer yüz mimikleri de kırılmalara katkıda bulunurlar.
Kırışıklıkların tedavisinde dünyada en yaygın olarak hazır dolgu malzemeleri (Hyalüronik asit türevleri) ve kişinin kendinden alınan yağ enjenkiyonu kullanılmaktadır. Her iki yöntem de Amerika’dan FDA onayı almıştır.
Genellikle burundan dudak kenarına uzanan çizgi (nazolabiyal kıvrım) gibi daha kalın çizgilerde kişinin kendinden alınan yağ enjeksiyonu tercih edilir. Bu oldukça etkili ve kısmi kalıcılığa sahip yegane yöntemdir. Yağ alma ve verme işlemi lokal anestezi ile uygulanabilir. Yağ hücresi yaşayan bir doku olduğu için bu dokuyu saklayıp birkaç ay sonra tekrar kullanmanın etkili olduğunu düşünmüyorum. Yağ hücresini saklayıp tekrar kullanmak aynı zamanda infeksiyon riskini de arttırır.
Hazır dolgu maddeleri; genellikle kollajen veya hyaluronik asit içerir ve bu kırışıkların altına doldurularak; daha düzgün bir cilt; daha genç bir ifade kazandırırlar. Kırışıklık kasın aşırı kullanılmasına bağlı olan durumlarda botoks ile kombine kullanılır. Yüzün çöken kısımlarını yükselterek; dudaklara ve dudak çevresine daha dolgun bir görünüm kazandırabilirler. Ancak hazır dolgu maddeleri çok derin kırışıkların giderilmesi için uygun değildir. İnce çizgilerde ise oldukça etkilidirler. Dolgu maddeleri çoğunlukla botoks ile karıştırılmaktadır. Aslında her ikisi de yüzdeki kırışıklıkları gidermek için kullanılmaktadır. Ancak etki yolları çok farklıdır ve biri diğerinin yerini tutamaz.
Mucize kokteyller konusunda ise eğer birisi size bir “kokteyl” yapacaksa bu kokteylin içeriğini sormak sizin hakkınız. Örneğin sıvı silikon tüm dünyada yasaklanmış ve çok ciddi yan etkileri vardır. Bazı hastalarım ise kendilerine ‘’muhtemelen’’ bir vitamin ya da kollajen kokteyli yapıldığını ifade ediyor.
Tıpta meslek sırrı; özel formüller; kapalı kapılar arkasında yapılmış mucize “kokteyller” olamaz. İçeriği konusunda net bilginiz olmayan; FDA onayı olmayan ‘’mucize’’ hiç bir şeyi kendinize enjekte ettirmeyin.
Radyofrekans ile yüz gençleştirme tedavisi güvenli; etkili; günlük aktiviteyi etkilemeyen kozmetik bir uygulama olup yüz derisinin sıkılaşmasını; şekillenmesini ve yenilenmesini sağlayarak daha genç bir görünüm yaratmaktadır. Uygulama; uzman doktor muayenehanesinde yapılan FDA (Food and Drug Administration - Amerikan Gıda ve İlaç İdaresi) tarafından onaylı bir tedavi yöntemidir.
İlk sonuçlar hemen görülebileceği gibi iyileşme altı ay süresince devam etmektedir. Thermage uygulaması çabuk ve kolay bir işlemdir ve günlük aktiviteyi etkilemez. Lazerlerle yüz gençleştirme işlemlerinin tersine; esmerlerde de güvenle uygulanabilmektedir. Radofrekans; Kıbrıs gibi devamlı güneşli bir yerde yazın bile rahatça uygulanabilir. Uygulama; deri yüzeyi; soğutucu bir krem ile korunurken; deri ve altındaki dokuda bulunan dip kolajen liflere ısı verilerek yapılmaktadır.
Yüz gençleştirme tedavisi çoğunlukla yüzün nerelerine uygulanır? Alın ve göz çevresi bölgesi; yanaklar; ağız çevresi; çene ve çene altı. Deriyi korumak ve uygulamayı daha rahat yapabilmek için her RF enerjisi uygulamasının öncesi; sonrası ve esnasında deri yüzeyi soğutulur. Hastanın ısı hissi hakkındaki vereceği bilgi doktora rahat bir uygulama ile maksimum sonuç arasındaki dengeyi kurmada yardımcı olacaktır. Yüz gençleştirme uygulaması derhal etkisini gösterip var olan kolajeni sıkılaştırıp yeni kolajen yapımını başlatır. Ben bu sonuçları elde etmek için FDA onaylı Ellman Surgitron® (Ellman corp.; USA) kullanmayı tercih ediyorum.