Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Transkraniyel Manyetik Uyarım (Tms) Uyku Bozuklukları Tedavisinde Kullanılabilir mi?

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 21:56    Güncellendi: 18.02.2025 21:56
Transkraniyel manyetik uyarım (TMU veya TMS) yaygın olarak beyni uyarmak için kullanılan; ağrısız; güvenilir; önemli bir yan etkisi olmayan; noninvaziv (yani girişim yapılmadan) nörofizyolojik bir tekniktir. 20 yılı aşkın bir süredir; TMS’yi beynin hareketle ilgili kısımlarının (motor korteks) elektromanyetik uyarılara verdiği cevapları değerlendirmek üzere; Parkinson hastalığı; inme (felç); amiyotrofik lateral skleroz; multiple skleroz; omurilik hastalıkları ve psikojenik felçler; beyinde konuşma bölgesinin belirlenmesinde tanısal amaçla kullanılmaktadır. Ayrıca epilepsi tedavisinde kullanılan ilaçların etki mekanizmalarının tayinin de kullanım alanı bulmaktadır. Son yıllarda uyku alanında da TMS araştırmaları başlamıştır.

Uyku alanında yapılan araştırma ve tedavi denemeleri değişik türde manyetik uyarım sistemleri ile yapılmaktadır. Bunlar sTMS (tek uyarım manyetik uyarı); rTMS (tekralayan; çoklu manyetik uyarım); pTMS (paired; yani ikili uyarım) dir. Bu uyarımlar ile uyku sırasında; uykunun değişik dönemlerinde beynin uyarılabilme özellikleri belirlenmeye çalışılmaktadır. Bu çalışmlarda uykunun iç mimarisi içinde değişik dönemlerde motor yani hareketle ilişkili beyin korteksinin uyarılabilme özelliklerinin değişkenlik gösterdiği gösterilmiştir. RTMS uygulamaları ile uyku ve REM oluşum zamanında değişikler de oluştuğu görülmüştür.
Ardışık verilen TMS (rTMS) uyku üzerine bazı etkilerde bulunmaktadır. Yüksek frekans TMS uygulanan major depresyonlu hastalarda uykunun hızlı göz hareketlerinin olduğu ve rüyaların görüldüğü dönemi olan REM’in uyku içindeki ortaya çıkma zamanının kısaldığı bir araştırmada gösterilmiştir. 20 Hz lik yüksek frekanslı uygulama ile normal bireylerde REM oluşum süresinin kısaldığı bir başka araştırmacı tarafından bildirilmiştir. Bu etkinin en çok sol prefrontal korteks uyarımı ile gerçekleştiği söylenmiştir. Primer kronik insomnili 2 hastada yapılan çalışmada 10 ve 1 Hz uyarımlar kullanılarak uykuda düzelme sağlandığı bildirilmiştir. Bu sonuç uykuya geçiş zamanında kısalma ; toplam uyku süresinin uzaması ve REM (rüyalı uyku) süresinin uzamasının sağlanması ile gerçekleşmiştir.

Şu ana kadar uyku hastalıklarının tedavisinde TMS uygulamalarına ait aslında çok az veri bulunmaktadır. Ancak mevcut veriler TMS’nin uyku üzerine; uykunun iç mimarisi ve genel özellikleri üzerine etkin olabileceğini göstermektedir. Ayrıca uyku bozukluklarının bir kısmına anksiyete bozuklukları; panik atak ve depresyon gibi bazı psikiyatrik ve psikolojik etmenlerin etkisi göz önüne alındığında TMS ile bunların düzeltilmesi ile ikincil olarak uyku kalitesinde bir düzelme sağlanabileceği düşünülebilir. Hatta; TMS uyku bozuklukları üzerine bir etki sağlayabilecekse bunun psiklojik etmenler üzerinde sağlayacağı olumlu etkilerle olabileceğini söylemek daha olası bir varsayım olacaktır. Ancak şu anda henüz yapılan çalışma ve araştırmaların bu konularda görüş ve önerilerde bulunabilmek için yetersiz olduğunu kabul etmemiz gerekir.

Sonuç olarak uyku bozukluklarında TMS uygulamasına ait olumlu yönde çok az bilgi bulunmaktadır. Şu an itibariyle bu verilerle yola çıkarak TMS’nin uyku bozuklukları tedavisinde kullanılabilecek bir araç olduğunu söylemek için çok erkendir ve bu yönüyle bu aşamada yanlış da olacaktır. Ancak TMS’nin uyku bozukluğunun altında yatan; anksiyete (sıkıntı; tasa); depresyon ve buan benzer psikolojik etmenlerde düzelme sağlayarak uyku bozukluğunda bir nebze yarar sağlayabileceğini söyliyebiliriz.

Şu an uyku bozuklukları tedavisinde TMS tedavisi önerilir mi?

Şu an itibariyle TMS uykunun fizyoloji ve patofizyolojisi araştırmaları için bir yararlı bir araştırma yöntemidir. TMS’nin uyku bozuklukları tedavisi için şu an önerilebileceğimiz bir yöntem olmadığını söyliyebiliriz; ancak bu konuda ilerisi için ümit verici çalışmalar vardır.