Her gün; tüm dünyada daha fazla kadın vajinismus sorunu olduğunu keşfediyor ancak cevapların ve tedavinin azlığı onların umutsuz ve çaresiz hissetmelerine sebep oluyor. Her gün; cinsel tedavi kliniklerinde birçok kadın bu hastalığın üstesinden gelerek normal sağlıklı yaşamlarına devam edebilmektedir. Diğer bir deyişle: Evet; Çözüm Var! Vajinismus kader değildir. Vajinismusun %100 tedavisi vardır.
Vajinismus vajinanın panik atağıdır Vajinismus hakkında birçok yanlış inanış vardır. Vajinismus ilişki sırasında yapısal değil tepkisel bir reaksiyonla vajinal kanalın kasılarak kapanması ve ilişki durumu ortadan kalktığında tekrar açılması olayıdır. Vajinismus vajinanın panik atağıdır. Vajinismus cinsel performans ya da cinsel teknik eksikliği ile alakalı değildir. Daha çok normal olmak isterken ilişkiden korkmak ile ilgilidir.
Vajinismus olan tek kişi benim Vajinismusun yanlış anlaşılması utanç ve güvensizliği beraberinde getirmektedir. Vajinismus kadında “bundan etkilenen tek kişi benim”; “doktorum bile beni anlamıyor”; “ben garip… deforme… bozuk… ümitsiz… biriyim” düşüncelerini doğurur. Tampon gibi basit bir aleti bile yerleştirememe; vajina yoldan ilaç uygulayamama; jinekolojik muayene olamama veya doğal yoldan çocuk sahibi olamama sebebiyle kadında “vücudum bana ihanet ediyor” düşüncesi yerleşir. Bu durumdan muzdarip bazı kadınlar “partnerimi yeteri kadar sevmediğimden bunlar başıma geliyor” diye bazıları ise “kızlık zarım açılmadığı için bunlar başıma geliyor” diye düşünürler.
Bir evliliği tamamlayamamak utanç verici olabiliyor Vajinismus durumunda ilişkinin diğer tarafı olan erkek de bu durumdan etkileniyor. Erkek genellikle kendini yardım edemez; ihanete uğramış; kendi cinsel yeterliliğini sorgular halde bulur. İlişkiyi sona erdirmek ya da sınırı bir cinsel yaşam arasında sıkışıp kalmak sık rastlanılan bir durumdur. Gizlilik içinde yaşamak; vajinismusun yıkımı ile uğraşmak; konuyu itiraf etmekte isteksizlik bu konuyu zorlaştıran önemli faktörlerdir.Bir evliliği tamamlayamamak kişisel başarısızlık olarak algılanır ve çiftlerin ailelerine ve en yakın arkadaşlarına dâhil normal bir cinsel yaşamları varmış gibi davranarak yaşamlarını bir yalan içine çekerler. Diğer yandan bekâr kadınlar acılarını utanç içinde saklar ve sosyal dışlanmadan korkarlar. Bekâr kadınlar çoğunlukla ilişkiden kaçarlar; aseksüel partnerler seçerler; problemli bir ilişkiden uzak durmaya çalışmak kadınlarda eşcinsel olup olmadıklarını sorgulamalarına sebep olabilir ve ilişki ilerlediğinde genellikle bitirme eğiliminde olurlar.
Vajinismus ile ilgili cevaplar aramak genelde uzun ve yorucu bir yoldur Vajinismus ile ilgili cevaplar arama genelde uzun ve yorucu bir yoldur. Doktorlar; cinsel terapistler ve diğer sağlık personeli genelde şikâyeti geçiştirme eğilimindedir ve genelde uygunsuz yöntemler önerebilirler (alkol almak; sakinleştirici ilaç kullanmak; vb.). Hastalar genelde yanlış anlaşılmış; örselenmiş; izole edilmiş ve umutsuz hissederler. Bu sorunla yaşamak zorunda bırakılırlar ya da sorunu adlandırmak; açıklık getirmek için sonsuz uğraşlara girişirler. Bize başvuran kadınların hemen hemen hepsi bu garip durumdan etkilenen “tek kişi” olduğunu iddia ederler. Bu his birçok erkek tarafından da paylaşılmaktadır. Bizimle konuştuklarında ise bu durumun ne kadar sık olduğunu öğrendiklerinde şok olurlar ancak kendileri gibi olan hastalarla buluşunca kendilerinde oluşan duygusal rahatlamayı göstermekten çekinirler.
Evlilik Öncesi Cinsel Danışman ve Rehberlik hizmetleri yasal düzenlemelerle zorunluluk haline getirilmelidir
Ülkemizde kadınlardaki cinsel problemlere adanmış basılı materyaller ve bireyin kendi başına kullanabileceği yazılı materyaller bulmak oldukça zordur. Bu nedenle bu sahada yapılacak cinsel eğitim ve sosyal hareket serbestîsine hiç olmadığı kadar fazla ihtiyacımız vardır. Çünkü sağdıçlık kurumunun içini boşalttığımızdan beri; penis girişine katlanamama veya özel zorluklar yaşama anlamına gelen vajinismustan şikâyetçi olan kadınların sayısında hızlı bir artış söz konusudur. Bu nedenle Evlilik Öncesi Cinsel Danışman ve Rehberlik hizmetleri yasal düzenlemelerle zorunluluk haline getirilmelidir. Ayrıca yarınlarımızın geleceği gençlerimiz içinde anaokulundan başlayan bir Cinsel Eğitim ve Ergenlik Öncesi Cinsel Danışma ve Rehberlik hizmetleri de yasal olarak düzenlenmelidir. Son olarak Anne-Baba ve Eş Eğitimleri de ülkemizin yapı taşı olan ailelerimizin sağlıklı ve mutlu olması için mutlaka verilmelidir. Ülkemizde bu hizmetleri verecek kurumlar vardır.