Anne sevgi ve haz nesnesi; baba ise güç ve otorite figürüdür
İnsan hayatında en önemli iki varlık anne ve babadır. Anne sevgi ve haz nesnesi; baba ise güç ve otorite figürüdür.Bebek için anne; karşılıksız seven; sevgi; şefkat ve bakım verenken; baba; koruyup kollayan; ilgi gösteren; endişelenen; düşünen; yeri geldiğinde birazcık kızan ama her zaman her koşulda sevgisini hissettirendir. Anne ve kız çocuk arasında çok özel bir bağ vardır
Anne hem erkek hem de kız çocuğun hayatında büyük öneme sahiptir; ancak özellikle anne ve kız çocuk arasında çok özel bir bağ vardır. Anne-kız ilişkisi sürekli çalkantılarla sürüp giden; zaman zaman günlük güneşlik zaman zaman fırtınalı bir havaya benzeyebilir. Herşeye rağmen ne birlikte ne de ayrı olunamayan bir ilişkidir bu. Annelik doğanın kadına verdiği en büyük ve kutsal hediyedir
Anne 9 ay 10 gün karnında taşıdığı bebeğine karşı çok özel duygular hisseder. Şüphesiz ki annelik doğanın kadına verdiği en büyük ve kutsal hediyedir. Her kadın bu özel duyguyu tatmak ister. Çok da büyük bir sorumluluk ve çok önemli bir görevdir annelik. Bebek en savunmasız ve en korunmasız haliyle anneye muhtaçtır; annenin ona vereceği sevgiye ve şefkate ihtiyacı vardır. 3 yaşına kadar insanın kişiliğinin temellerinin atıldığını düşünürsek; bebeklikte anneden alınan sevgi; şefkat; ilgi ve güven hislerinin ne kadar önemli olduğunu da anlayabiliriz. Eğer çocuk bebeken güven dolu bir ortamda olduğunu; sevildiğini; istendiğini hissederse gelecekte de kendine güvenen; kendini seven ve dış dünyanın da güvenli olduğuna inanan bir yetişkin olur. Eğer bebek sevgi ve şefkatten yoksun; güvensiz bir ortamda büyürse gelecekte de özgüvensiz ve dış dünyanın tehlikelerle dolu olduğunu düşünen bir yetişkin haline gelebilir. Bu nedenle 3 yaşına kadar annenin ve babanın çocuğa yaklaşımı ve hissettirdikleri çok önemlidir. Borderline (sınır) kişilik yapılanmasının temeli çocuklukta atılır Anne-kız arasında hem sevgi dolu hem de zaman zaman rekabete dayalı bir ilişki vardır.
Topluma baktığımızda anne-kız arasındaki ilişkinin çoğu zaman hiç de kolay olmadığının örneklerini sık sık görürüz. Sevginin ardında sanki gizli de bir rekabet vardır anne ile kızı arasında. Aslında bebeklikte anne-kız arasındaki ilişki çok güzeldir; sevgi doludur. Anne kızı ile oynar; ona rol modeli olur; onu cicili bicili giydirir; süsler. Ancak ilk sıkıntılar 2 yaş döneminde başlar. Bu dönemde bebek artık bir birey olmak ister ve anneye karşı çıkmaya başlar. Artık anneden bağımsız birşeyler yapma zamanı gelmiştir; ancak anne bu durumu algılayamaz veya kabulenemez ve çocuğun bireyselleşmesini ve özerkleşmesini desteklemek istemez. Yani çocuk anneden uzaklaşmaya çalışır ancak annenin sevgisini kaynetme korkusu yüzünden de uzaklaştığında suçluluk hisseder ve geri döner. Ancak geri döndüğünde de bir süre kaybettiği cenneti yeniden bulup rahat eder ama sonrasında içten gelen özerklik ve bağımsızlık ateşiyle boğulmaya başlar; daralır ve tekrar ayrılmak ister. Bu olay çözümlenemez ise ileride kadında borderline (sınır) kişilik yapılanmasının temellerinin atılmasını sağlayabilir ve kız çocuk yetişkin bir kadın olduğunda dahi anne ve türevleriyle ile bir arada olmakta zorlanır ancak uzakta olduğunda da suçuluk hissedebilir. Bu sadece anne ile olan ilişkilerinde değil; ikili yakın ilişkilerinin hepsinde bu şekilde görülebilir. 3-6 yaşa döneminde kız çocuk babaya ilgi duyar ve anne ile rekabet etmeye başlar
Yine anne-kız arasındaki önemli bir dönem de 3 yaşından sonraki ödipal dönem dediğimiz evredir. O zaman anne kızı için sevgi nesnesi olmakla birlikte rekabet ettiği bir figür haline de gelir. Ödipal dönemin özelliği kız çocuğun babaya; erkek çocuğun ise anneye karşı cinsel kimliğinin temellerini atabilmek için bağlandığı bir dönem olmasıdır. Bu döneme kız çocuk babaya ilgi duyar ve anne ile rekabet etmeye başlar. Annenin yerini almak ve baba ile sürekli birlikte olmak ister. Bu dönemde anne ile baba birbirilerine sevgilerini göstermeli; anne kızıyla vakit geçirmelidir. Böylece çocuk anne ile babanın birbirine ait olduğunu anlayacaktır. Ancak rekabet başlamıştır bir kere. Ergenlik döneminde anne-kızçok çatışır
Ergenlik de anne-kız ilişkisi açısından kritik bir dönemdir. Bu dönemde ergen artık bireyleşmek ister; özgür olmak ister; dilediği zaman dilediği şeyi yapabilmek ister. Anne ise meraklanır; endişelenir; kontrol etmek ister. Kızının kimle gezdiğini; arkadaş çevresini; gittiği yerleri bilmek ister. Yani ergenlik döneminde anne-kızçok çatışır; her ikisi de egemenliğini bir diğerine kabul ettirme çabasındadır aslında. Çoğu zaman anne kendi yaşayamadıklarını kızı yaşasın; daha başarılı olsun; daha iyi bir hayatı olsun ister ve bu nedenle de müdahalci davranır. Aslında en önemli olan çocuğa onu her koşulda; her şekilde; ne olursa olsun koşulsuz sevdiğini göstermektir. Anne olduğunda beni anlayacaksın
Daha sonra anne-kız arasındaki ilişki durulur; üniversite döneminde belki de ayrı şehirlerde mesafe artar; daha sonra kız evlenir ve kendi anne olduğunda annesini anlar. Çünkü anneler hep anne olduğunda beni anlayacaksın der. Ve belki de gerçekten bir kız annesini ancak o zaman anlar; o zaman hak verir. Anne-kız arasındaki sevgi dünyanın en özel sevgisidir
Zaman zaman sıkıntılar; gelgitler; çalkantılar yaşansa da anne-kız arasındaki sevgi dünyanın en özel sevgisidir. O sevginin yerini tutacak başka hiçbir sevgi yoktur. Annelerinizle mutlu zamanlar paylaşmanız dileğiyle.