Disleksi/Legasteni tanısı genellikle okul çağındaki çocuklara konabileceğinden biz pedagoglar bazen eğitimsel sağaltımda güçlüklerle karşılaşabiliyoruz. Özellikle altı yaş öncesi öğrenmesi beklenen kavramlara geri dönmek zorunda kaldığımızda ise çocukta dirençle karşılaştığımızı paylaşmak isterim. Okul ve aile çocuktan iki satır arasında; düzgün; okunaklı üstelik el yazısı kurallarına uygun yazı yazmasını beklerken; anaokulu öyküsüne baktığımızda bir labirentin çıkış yolunu çizemediğini; noktaları birleştirme; bir şeklin içini sınırlı boyama gibi etkinliklerde sabır gösteremediğini; kalem kontrolü; kağıt katlama; yırtma; yapıştırma; makas kullanma gibi etkinliklerde ise yardım aldığını öğreniyoruz. Yine çocuktan problem çözmesi beklenirken onun henüz uzaklık; ağırlık; zaman; boyut; sayı; şekil gibi kavramlarla boğuştuğunu fark ediyoruz ne yazık ki.
Öyleyse bütün bu el becerileri; dil gelişimi; sosyal ve zihinsel gelişimin şekillendiği sihirli yaşlara dikkat çekmek biz uzmanlara düşüyor. Bu bağlamda bakıldığında da “ 7 çok geç” sloganı bir kez daha doğruluğunu kanıtlıyor…
Benim görüşüm okulöncesi dönemde sıkıntıları olan çocuk profesyonel bir destek aldığında bir çok şeyi aşmış olarak okula başlama şansı bulabilir. En azından sınıf arkadaşları okuma- yazma aşamasındayken; disleksi riski taşıyan çocuğumuz; geçmişteki hesapları kapatmakla uğraşmasın istiyorum.
Bazen de anaokulu öğretmenlerinin isteği üzerine yaptırılan Okul Olgunluğu Testinde başarısız olunup bir sonraki seneye okula başlayanlara bile rastlıyoruz. Oysa ki aynı konulara dikkat çekilmezse boşuna bir yıl kaybetmiş ama onun yerine hiçbir şey kazanmamış olarak hatta kırıklıklarla dolu bir okul yaşamı başlamış oluyor. Çünkü öğrenme sürecindeki algı; dikkat gibi sorunlar pedagojik destek alınmadığında; takvim yaşına veya zeka yaşına bağlı olarak düzelmenin aksine; her geçen yıl katlanarak karşımıza çıkarlar. Bir çok davranım bozukluğu ve travmatik süreçler de bu tabloya eklenince işimiz iyice zorlaşır.
Üniversiteye de gitse kitapla barışık olmadığından şikayet eden danışanlarımızı anlamak hiç de zor değil bizim için ama neden bu kadar gecikilmiş olsun ki!
İşte bu nedenle anaokulu öğretmenleri için; ileride disleksi/ legasteni problemleri yaşayabilecek çocukları erken teşhis etmemize yardımcı olabilecek küçük bir tarama listesi hazırladım.
Yalnız unutulmamalıdır ki her çocukta bütün bu belirtiler aynı sıklıkta görülmeyebilir. Davranışların ise patolojik olup olmadığını belirlemek için mutlaka pedagoğa danışılmalıdır.
DİL GELİŞİMİ ALANI İLE İLGİLİ BELİRTİLER
* Konuşmada gecikme gözlenir
* Kelime hazineleri yaşıtlarına oranla daha sınırlıdır
* Kendisini ifade etmekte zorlanabilir
*Kendisinin yarattığı kelime kreasyonları vardır
* Sözcükleri seslendirirken bazen harfleri; bazen de heceleri yer değiştirebilir
* Hikaye dinleme ve anlatma etkinliğinde sıkılabilir
* Uzun sözcükleri telaffuz ederken zorlanır
* Sözcüklere uygun kafiye bulamaz
* Bilmece; şiir; tekerleme; fıkra ezberlemekte zorlanır
SOSYAL- DUYGUSAL GELİŞİM ALANI İLE İLGİLİ BELİRTİLER
* Özbakım becerilerinde yardım ister
* Yaşıtlarıyla sosyal ilişki kurma ve sürdürmede güçlük çeker
* Duygu durumlarında dalgalanmalar olur; bir gün neşeli iken bir gün üzgün görünebilir
* Alınganlıklar gösterebilir; şakayı anlama ve alay edilme ile başa çıkmada zorlanabilir
* Aceleci ve sabırsız halleri dikkat çekicidir
PSİKOMOTOR GELİŞİM ALANI İLE İLGİLİ BELİRTİLER
* Yaşıtlarına göre geç yürür
* Emekleme dönemi kısadır; bazıları hiç emeklemeden kalkar yürür
* Koşma; zıplama; adımlama; kurallı grup oyunları ve denge aletlerini kullanmada pasif kalır
* İp atlama; top oyunları ve bisiklete binmeyi öğrenmede güçlük çeker
* Çatal; bıçak; makas ve kalem kullanmadaki kontrolü zayıftır
* Düğme ilikleme; bağcık bağlama; geometrik şekilleri kopya etme ve insan resmi çiziminde zorlanır
* Beden şeması ve mekan algısı yardıma gereksinim duydukları alanların başında gelir
BİLİŞSEL GELİŞİM ALANI İLE İLGİLİ BELİRTİLER
* Renk; şekil; sayı gibi kavramlarda sınırlılık görülür
* Karşıt kavramları karıştırabilir
* Zaman kavramını algılamakta zorluk çeker
* Yer bildiren deyimleri; yönleri; sağ-sol kavramlarını karıştırır
* Görsel- işitsel algı ile ilgili sıkıntıları vardır
* Görsel- işitsel dikkat ve hafıza zorlukları yaşar
* Birden fazla yönerge verildiğinde sırasıyla yerine getiremez; birini yapsa diğerini unutabilir
* Neden- sonuç ilişkisi sorgulayan etkinliklerden kaçınır
Tüm bu geliştirilmesi gereken alanların yanında dikkatimizi çeken
yönleri de vurgulamam gerekir. Son derece yaratıcı; hızlı düşünen; kendilerine özgü pratik çözümler üreten; hayalgücü ve zihinsel performansları yüksek çok özel armağanlardır onlar bizlere.
Onlardan öğrenecek çok şeyimiz olduğuna inanıyorum.
Peki Disleksi riski olan çocukların nelere ihtiyacı var?
Okul öncesi dönemde ses farkındalığı ile beden ve mekan algısını oturtabildiğimizde başarı kaçınılmazdır diye düşünüyorum.
Çocuk okul hayatı boyunca disleksi ya da diskalkuli ile nasıl başa çıkacağını öğrenir. Asla kafası karışmaz; kendini yetersiz hissetmez.
Ayrıca farkındalığa; motivasyona; diğerlerinden fazla zamana; empatiye; kabul görmeye ve yeteneklerinin keşfedilmesine ihtiyaçları var. “Ben önemliyim; öğretmenim bana ilgi duyuyor; beni önemsiyor; iyi ki varım” diyebilmeye ihtiyacı var.
Bizler artık biliyoruz ki Legasteni zayıflık; engel; kusur ya da hastalık değildir. Toplumda bu konu ile ilgili önyargıları değiştirecek yine bu çocukların kendisi olacaktır. Örneğin Elton John; Agahta Christie; Leonardo da Vinci; Picasso; Walt Disney; Einstein gibi bir çok ünlü bunu ispatlamıyor mu?
Değerli öğretmenler siz bu minik dahileri keşfedin; cesaret verin ve gerisini onlara bırakın.
Teşekkürler…
Pedagog Sonnur Kükürt