Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Obez Bireylerde Görme Faktörü ve Besin Alımı - Vıctor Sistemi

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 21:56    Güncellendi: 18.02.2025 21:56
Beslenme alışkanlıklarının kontrol mekanizması çok komplekstir ve bir çok faktörü içine alır örneğin; içsel fizyolojik şartlar ve; sosyal faktörlerden; kültürel kurallardan doğan dışsal fizyolojik şartlar gibi.. Görme faktörü; besin alımını düzenleyen bu kompleks sistemde önemli bir bileşendir. Görme; alımı etkileyen doygunluğun fark edilmesinde uyarıcı veya katkıda bulunan bir rol oynayabilir. Yapılan bir çalışmada; normal kilolu bireylerde; görsel işaretlerin besin alımının kontrolü üzerine etkisi araştırılmış ve gözü kapalı şekilde yemenin besin alımını %22 oranında azalttığı görülmüştür. İlginç olansa; tokluk hissinin büyük porsiyonlarda yenenle aynı olduğunun görülmesidir. Şu durumda; görsel işaretlere müdahale edilmesi obezitenin tedavisine ilginç bir yaklaşım olabilir.
Bu çalışmadaysa; 32-60 yaş arası 9 kadın ve 9 erkek olmak üzere; BKI leri 29-52 arasında değişen obez bireye yer verilmiştir. Ve VICTOR denen bir sistem yöntemiyle; bireylerin besin alımları; yeme hızları ve süresi kaydedilmiştir. Ayrıca yemekten duydukları memnuniyet; doygunluk gibi ölçütler de değerlendirilmiştir. İlk hafta deneklere gözleri açık; 2. haftaysa kapalı olmak üzere 2 kez öğle yemeği verilerek VICTOR sistemi uygulanmıştır.

Bu çalışmada; görsel faktörlerin yeme alışkanlıklarımızın düzenlenmesinde önemi araştırılmış ve obez bireylerin %24 ünün; gözleri bağlıyken daha az doluluk hissetmeden daha az yediği görülmüştür. Gözler kapalıyken daha az yemenin bir sebebi daha yavaş yemek yendiğinde daha az besin alımının sağlanması olabilir. Şu durumda; yavaş bir şekilde yemek yediğimiz zaman da aynı doygunluğu sağlayabiliyorsak neden daha hızlı ve daha çok besin tüketelim?

Ancak bu çalışmada merak edilen görsel faktörlerin besin tüketimine etkisidir. Bu konudaysa; görselliğin sinirsel mekanizmayı etkilemesiyle yemek yemeyi etkilemesi olasıdır. Sindirimin sefalik fazında; görmeye ve kokuya cevap olarak salgılanan bazı maddelerin iştaha etkisi olabilir. Bu çalışmada yapıldığı gibi görmenin ortadan kaldırılmasıyla sefalik faz etkilenebilir ve doygunluğa ulaşım daha erken sağlanabilir.
Eski bir İsveç deyimi vardır; gözleriyle yemek ; bu sözde; gastrointestinal sistem ve beyinden gelen fizyolojik sinyallerin dışında; iştah açıcı bir yemekten gelen görsel sinyallerden bahsedilmektedir. Görme olmadan yemek yendiğinde; dış faktörler olmadan sadece içsel sinyallere dayanılarak besin tüketilir. Bu içsel sinyaller kişilerde yeterli doygunluğun sağlanması için besinin yenmesini sağlar; görsel faktör ise iştah üzerinde uyarıcı etkiye sahiptir ve besin alımını arttırır. Sonuç olarak yemeğin görülmesinin iştahı arttırdığı söylenebilir.

Ayrıca; yiyeceklerin çeşitliğinin de tüketimi uyardığı ve arttırdığı bilinmektedir. Buna duyusal-spesifik doygunluk denir. Bu durumda; duyusal doygunluk yemeğin şekil veya renginin çeşitliliğinde farklılık gösterebilir. Örneğin; kişilere farklı şekillerde makarnalar sunulduğunda; sevdikleri makarna şekli sunulduğundan %14 daha fazla tüketimde bulundukları görülmüştür. Yani; görünümde çeşitlilik de besin alımını arttırıyor. Bir başka açıklama da; görmenin besinlerin doyurucu potansiyeline katkıda bulunmasıdır. Benzer besinler gördüğümüzde bunun ne kadar doyurucu olduğunu fark ederiz. Ayrıca; bir öğün düzeninin planlanmasında da etkilidir. Görmediğimiz zamansa öğün planlama; yani doygunluğun anlaşılmasında etkili elemanlardan biri kaybolmuş olur. Şu durumda; görmek; doygunluğu uyarmasının yanında doygunluğun fark edilmesine katkıda da bulunabilir.