Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Hamilelik Psikolojisi

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 21:56    Güncellendi: 18.02.2025 21:56
Hamilelik; bir kadının yaşamında farklılık yaratan; en özel yaşam sürecidir. Bu süreç kadını; hem fiziksel açıdan etkileyen; hem de; psikolojik anlamda etkileyen bir süreçtir. Hamilelik kadının yaşamında; kalıcı değişikliklerin başlangıcı olan geri dönüşü olmayan bir dönüm noktasıdır. Artık kadın hamilelik sürecinin sonunda; annelik misyonunu yüklenecek ve bunu yaşam boyu sürdürecektir. Bu köklü ve kalıcı değişikliğin; fiziksel farklılaşmaları bir kenara koysak bile; psikolojik anlamda bir kadın için çok önemli etkileri vardır.

Hamilelik Sürecinde Ortaya Çıkan Psikolojik Yaşantılar

Hamilelik süreci; sadece kadını değil; eşini de farklı şekillerde etkileyen bir süreçtir. Hamileliği her kadın farklı şekillerde ve farklı derecelerde yaşar. Bazı kadınlar bu süreci daha rahat geçirebilirken; bazılarında çok daha zor bir süreç olarak yaşarlar.

Hamilelik sürecinde kadın her zamankinden daha hassas bir duygulanım içerisine girer. Bu süreçte; eşinden ve çevresindeki diğer insanlardan eskiye göre daha çok ilgi ve özen bekler. Özellikle eşinin bu süreci kendisiyle birlikte eşit yaşaması beklentisi içindedir.

Hamile bir kadına genel yaklaşım; hamileliğin çok mutlu bir süreç olduğudur. Buradaki bakış açısı tam olarak bu süreci değerlendirmek için yeterli değildir. Bu süreç tabi ki mutluluk hissedilen bir süreçtir; ancak bir yönüyle. Diğer bir yönden ise kadın için pek çok korku ve kaygının açığa çıktığı bir süreçtir. Hatta bu süreçte ağır kaygı ve korkular; “Hamilelik Depresyonu” dediğimiz bir sorunu açığa çıkarabilmektedir. Bu konuda yapılan çalışmalar; hamilelik depresyonunun oldukça sık yaşandığı bilgisine de ulaşılmasını sağlamıştır.


Hamileliğin ortaya çıkışında yaşanan süreçte önemlidir; yani hamilelik kararının hangi şartlar ve dinamiklerin etkisiyle verildiği. Çiftler; farklı sebeplerle çocuk sahibi olmaya karar verebilirler. Çifti bu kararı vermelerindeki dinamik; hamilelik sürecinin nasıl yaşandığı üzerinde etkili olur. Bu süreçte anne adayının ve baba adayının davranışlarını; bakış açısını yaklaşımını etkileyecektir.

Hamilelik sürecinde yaşanan belirsizlik; anne adayının ve baba adayının psikolojik durumunda çok etkilidir. Pek çok gerginliğin yaşanmasında zemin oluşturabilir. Hamile bir kadının öncelikle hassasiyetinin arttığı bir süreç olduğu kabul edilmelidir. Bu hassasiyet nedeniyle; yerli-yersiz ağlamak gibi aşırı tepkilerle karakterize olur. Alınganlık ve hassasiyet katsayıları son derece artmıştır. Olaylara son derece kötümser bir yaklaşım tarzı gösterirler. Burada; doğum sonrasında yaşanacakların kestirilemeyişi de çok önemli bir etkendir.

Hamile kadının kaygıları iki ayrı alana yönelik olarak ortaya çıkar;
İlk kaygı alanı; doğum sonrasında bebeğin bakımı ile baş edebilmesidir. Bebeğin bakımını; gereksinimlerini karşılayıp; karşılayamayacağını; kısaca iyi bir anne olup-olamayacağıdır.
İkinci kaygı alanı ise; doğumdan sonra; eski vücut yapısına geri dönemeyeceği ve eşinin kendisini eskisi gibi çekici bulmayacağıdır.
Hamile kadının kaygı düzeyini arttıran; çocuk sahibi olma isteğinin temelindeki nedenlerde olabilir. Kişinin gerçekçi olmayan nedenlerle çocuk sahibi olmak istemesi; örneğin; ebeveynleri istediği; eşi istediği veya biyolojik saatin ilerlemesi gibi; kendi isteğinin dışındaki nedenlerle çocuk sahibi olma gereksinimi duyması ciddi anlamda kaygı düzeyini arttıran nedenler olarak sayılabilir. Üstelik bu kaygılar sadece doğum sonrasına ait olmaz; doğuma yönelik kaygılarında artışına neden olur.
Hamilelik döneminde kadının kendine daha çok dikkat etmek zorunda olması; kendisine özgürlüğünün kısıtlandığı ve yaşamının bundan sonrasında bugüne kadar ki yaşamından çok daha farklı bir yaşamının olacağı duygusunu oluşturur ki; bu da hamile kadın için ürkütücü ve rahatsız edici bir düşüncedir.
Hamilelikteki her 3 aylık dönem; kendi farklı özellikleriyle yaşanır. Doğal olarak; bu dönemlerin kendilerine özgü zorlukları vardır;
İlk 3 ayda anne henüz bebeği hissedemez. Sıkıntıları daha çok fiziksel anlamdaki sıkıntılardır. Anne adayı bebeği hissedemediği için suçluluk duygusu hissedebilir. Deneyimsizliği nedeniyle neleri yapıp; neleri yapamayacağını da kestiremez ve kendine aşırı boyutlara varan kısıtlamalar getirebilir.
İkinci 3 aylık periyoda; test ve tetkikler yapılma gerekliliği anneyi farklı bir anlamda etkiler ve yoğun stres yaşantısı olarak ortaya çıkabilir. Özellikle bebekte bir zihinsel engel olasılığı ortaya çıkarsa; asıl zor süreç ortaya çıkar. Çünkü bu durumda; hamileliğin sürdürülüp-sürdürülmeyeceğine dair bir karar verilmesi gerekir.
Son 3 aylık periyoda artık kadının kendine yönelik kaygıları artar; çünkü doğum yaklaşmıştır. Artık kendini anne olarak görmeye ve hissetmeye başlamıştır. Göğüsleri emzirmeye hazırlıkla; sütle dolar; böylece; besleme misyonu da açığa çıkar. O güne kadar yaşamının misyonunun değiştiğini hamile kadın daha net bir şekilde algılamaya başlar. Bu durum; cinsel kimliği ile ilgili farklılaşmalar olduğu duygusunu oluşturur ve kaygılarını arttırır. Kendisinin kadın olarak çekici olmadığı duygusu yaşar. Anne-baba rolü ile kadın-erkek rolünün doğallaşması konusunda uzun sürecek sıkıntılı bir sürece girilir.

Hamile kadında stres faktörleri ;

Hamile bir kadının bu süreçte stres yaşamasını tetikleyen unsurlar;

-Plansız hamilelikler;
-Zamanlaması uygun olmayan hamilelikler;
-Kadının kendini anne olmak için hazır hissetmeyişi;
-Erken hamilelikler;
-Geç hamilelikler;
-Çevre baskısıyla oluşan hamilelik;
-Hamilelik sırasında sağlık problemlerinin çıkması;
-Tedavi sonrası yaşanan hamilelikler;
-Problemli geçmiş hamilelik deneyimlerinin olması;
-Olumsuz sosyo-ekonomik şartlar;
-Sorunlu evlilik yaşamı;
olarak sıralanabilir.

Rahat bir Hamilelik Dönemi İçin Yapılabilecekler

Anne adayının hamilelik sürecini rahat geçirebilmesi için alınması gereken bazı önlemler vardır;

-İhtiyaç duyulduğunda yakın çevreden sosyal destek istemek;
-Eşle iyi bir iletişim içerisinde olmak;
-Hamilelik dönemi hakkında bilgi sahibi olmak;
-Sosyal çevreden uzak kalmamak;
-Bebeğe hazırlıkla ilgili deneyimli kişilerden bilgi almak; eğer yoksa bu konudaki profesyonellerden yardım istemek;
-Gereksinim duyuluyorsa; psikolojik destek almak;
bunlar arasında sayılabilir.

HamilelikDepresyonu

Araştırmalara gore; hamilelik döneminde olumsuz yaşantılar; hamilelik depresyonu riskini arttırmaktadır. Hamilelik depresyonunda; anne adayının kişilik yapısı önemli rol oynar. Anne adayının daha önce psikiyatrik bir hastalık geçmişi varsa; bu hamileliğin takip edilmesinde yarar vardır.


Hamilelikte Eşin Ve Çevrenin Yaklaşımı

Hamilelik sürecinde; eşin tutumu ve yaşanılan çevresel destek; hamile kadın için çok ciddi bir önem taşır. Baba adayı eşindeki değişimlerden en çok etkilenen kişidir. Bu süreç onun içinde sorunlu bir süreç haline gelebilir. Eşinin hamilelik süreci; baba adayının uyum sağlaması gereken bir durumdur. Ayrıca bu süreçte; baba adayına düşen pek çok görev de vardır. Zaman zaman hamile kadının içe kapandığı durumlarda; kadın; eşinin kendisini ihmal edildiğini hisseder. Burada baba adayının verdiği destek anne adayının sıyrılmasına yardımcı olur. Kadının hamileliği belli olduğunda; baba adayının da bilgilendirmesi sağlanmalıdır.