Birçok anne-baba uygun olmadığını düşündükleri durumlarda bile çocuklarına “hayır” demekte zorlanırlar. Ya “hayır” dediğimde üzülürse; ya ruhsal olarak olumsuz yönde etkilenirse; ya beni sevmezse gibi birçok düşünce ve duyguya kapılırlar. Bu konuda belkide en önemli nokta; anne ve babanın ortak karar alabilmeleridir. Başka bir deyişle; annenin müdahale ettiği bir durum karşısında babanın da çocuğa aynı cevabı verebilmesi ve annenin kararını onayladığını ve desteklediğini göstermesidir. Birinin “hayır” dediğine; diğeri “evet” diyorsa; çocuk için bu kafa karıştırıcı olacak ve sınırları zorlayabileceği düşüncesi uyandıracaktır.
Sık görülen bir diğer örnekse; ebeveynin çaresiz kaldığı durumlar karşısında onaylamadığı bir duruma izin verme davranışıdır. Çocuğun bir davranışı veya bir isteği karşısında ilk önce “hayır” demiş olan bir ebeveyn; çocuğun ısrarları ve ağlamaları karşısında kendini çaresiz hissedip karşı çıkmış olduğu duruma onay verebilir. Burada da; ilk örnekte olduğu gibi; çocuk; ısrar ettiği taktirde anne veya babasından onay alabileceğini düşünerek ağlamalarını veya başka bir tepkiyi güçlendirme eyleminde olabilir. Sınırlar; bu gibi durumlarda; daima daha ileriye itilmeye çalışılacaktır ve ebeveynler için “hayır” demek gittikçe daha güç hale gelecektir.
Anne ve baba için bu gibi durumlar ne kadar zorlayıcı ve üzücü ise; çocuk için de olduça huzursuz ve kaygı uyandıran unsurlardır. Çocuk için anne ve babanın tutarlı olmaları çok önemlidir. Tutarlılık; korunaklı bir ortam içerisinde olduklarını hissettirir ve kendilerini daha rahat ifade etmelerine yardımcı olur. Eğer “hayır” denilen duruma karşı bir duygu veya düşünceleri varsa bunu kolaylıkla ifade edebilirler ve duygularının kabul göreceğini bilmek; durumda bir değişiklik yaratmayacak bile olsa; onları rahatlatır. Çocuk; anne veya babası ona “hayır” dediği için üzülebilir ama bu duygu “evet” ve “hayır” arasındaki gel-gitin yaratacağı kaygı ve huzursuzluktan daha sağlıklıdır. Burada önemli olan; çocuğa anlaşılır ve mantıklı bir açıklama getirmektir. Bu; dolaylı olarakta olsa; çocuğa; “seni koruyorum; güvendesin” demenin bir yoludur.
Gündelik koşuşturmanın içerisinde bir düzen oturtmak oldukça zordur. Bunun için de küçük adımlarla başlamak bazen rahatlatıcı olabilir. Örneğin; akşam yemek saatinin sabitlenmesi ve aile bireylerinin yemek masasına birlikte oturmalarıyla başlanılabilir. Burada önemli olan sadece düzenleyici bir süreç oturtmak değil; aynı zamanda da bir paylaşım alanı yaratmaktır. Yemek masası örneği; “hayır” kelimesi söylem içerisinde ifade edilmese bile; aynı etkiyi yaratabilecek düzenleyici bir unsurdur. Başka bir deyişle; “hayır” demek düzen kurmanın sadece bir yoludur. Önemli bir bütünün sadece bir parçasıdır ve ebeveynlerin konumlanmalarıyla ilgilidir. Bir düzeni koruyabilmek sadece “hayır” diyebilmek değil; bunu yaparken bir bütün içerisinde kendini tutarlı bir şekilde konumlandırabilmek; bunu sürdürebilmektir. Bunun yanısıra; çocuğun kendini gerçekleştirebilmesi için yeterince özgürlük alanı da sunabilmek gerekir. Çoğu zaman; anne-babalar için zor olan da bu dengeyi oturtmaktir. Yeni bir düzen kurmaya çalışırken unutulmaması gereken bir unsur vardır; bu davranış ve düşünceler ancak tutarlı bir şekilde tekrarlandığı taktirde çocuk için anlam kazanırlar. Bazı nedenlerden dolayı eğer anne-baba istedikleri halde “hayır” demekte zorlanmaya devam ediyor ve çocuklarında bir huzursuzluk gözlemliyorlarsa; bir uzmana danışılması önerilir.