Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Tiroid Peroksidaz (Anti-Tpo) ve Tiroglobulin Antikorları

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 21:56    Güncellendi: 18.02.2025 21:56
TİROİD PEROKSİDAZ (ANTİ-TPO) VE TİROGLOBULİN (ANTİ-TİROGLOBULİN) ANTİKORLARI

Anti-TPO ve anti-tiroglobulin antikorlarının yüksek olması tiroid hastalığının otoimmün hastalık denilen bağışıklık sistemi bozukluğuna bağlı olarak ortaya çıktığını gösterir. Otoimmün hastalık vücudun kendi dokusunu (burada tiroid bezini) yabancı bir doku olarak algılayıp onu yok etmeye çalışmasıdır. Bu nedenle bağışıklık sistemimiz tiroid bezini yok etmek amacıyla anti-TPO ve anti-tiroglobulin antikorları üretir. Bu antikorlar tiroid bezine yapışarak hücreleri tahrip eder. Vücudun neden böyle davrandığı henüz bilinmemektedir.

Anti-TPO ve anti-Tiroglobulin antikorları en çok Hashimoto hastalığı denen bir hastalıkta yükselir. Ayrıca Graves hastalığında da yükselir. Hashimoto hastalığı tiroid bezi yetmezliği yapan bir hastalıktır. Toplumda bu antikorlar %10 kişide tiroid hastalığı olmadan yüksek olarak bulunabilir.

Tiroglobulin:
Tiroglobulin; tiroid hormon sentez ve depolanmasının yapıldığı bir proteindir. Tiroglobulin; tirosit endoplazmik retikulumunda sentez edilir. Tiroglobulin; TTF-1; TTF-2 ve Pax-8 transkripsiyon faktörleri ile TPO ve TSH-R sentezini kontrol eder. Tiroglobulin genini ise TTF-1; TTF-2 ve Pax-8 isimli transkripsiyon faktörleri kontrol etmektedir. TSH bu genlerin ekspresyonunu artırırken; tiroglobulin inhibe eder. Tiroglobulin düzeyleri kişinin iyot durumunu çok iyi yansıtır. Yeni keşfedilen Megalin ismindeki bir proteinin tiroid bezinde bulunduğu ve tiroglobulin transportunu sağladığı ortaya konmuştur. Tiroglobulinin parçalanması ile tiroid hormonlarının açığa çıkmasında proteaz enzimleri rol almaktadır. Bu enzimlerden en önemlileri katepsin B; D; H ve L’dir. Katepsin B enzimi tiroglobulinin parçalanmasına rol oynayan en önemli enzimdir. Bu enzimlere endopeptidazlar ismi de verilmektedir.

Yeni Buluşlar:
Yeni bir çalışma tiroid bezindeki potasyum kanal subuniti Kcne2’in tiroid hormon sentezinde rolü olabileceğini ortaya koydu. Kcne2 geni yok edilen farelerde tiroid bezinde iyod depolanmasının 8 kat azaldığını; hipotiroidi; gelişme geriliği; alopesi ve kalp anormalliklerine neden olduğu ortaya kondu. Bu buluş potasyum kanallarının da tiroid hormon sentezinde rol aldığını göstermektedir. Ancak nasıl bir mekanizmanın işlediği ileri çalışmalarla ortaya konacaktır.

Tiroid Peroksidaz (TPO)
103 kDa’luk bir moleküler ağırlığı vardır. TPO mikrozomal antijen olarak da isimlendirilir. Apikal membranda bulunur ve myeloperoksidaz ile yapısal benzerlik gösterir. Üç boyutlu yapısı belirlenmiş olan TPO’nun birçok B hücre epitopu vardır. T hücrelerce tanınan lineer epitopları saptanmıştır. TPO üzerinde yapılan çalışmalarda 2 major antikor bağlanma domainin tanımlanmıştır ve bunlara A ve B isimleri verilmiştir. TPO’nun iki izoformu saptanmış olup bunlar TPO-1 ve TPO-2 olarak isimlendirilmiştir. TPO-1 proteini 933 amino asitli olup tiroid dokusunda bulunurken TPO-2 daha küçük bir form olup tiroid bezinde çok az bulunur. TPO sentezi TSH etkisiyle artar.

KLİNİK UYGULAMA

Klinik pratikte en sık kullanılan antikorlar anti-TPO ve anti-tiroglobulin antikorlardır. Ancak en sık tercih edilmesi gereken antikor anti-TPO’dur.
ABD’ de normal popülasyonda anti-TPO antikor % 11.3; anti-TG antikor ise % 10.4 oranında saptanmıştır. Antikor pozitifliği kadınlarda daha sıktır ve yaşla birlikte artmaktadır. Anti-TPO antikorları hipotiroidi veya hipertiroidiyle anlamlı birliktelik gösterirken TG antikorları birliktelik göstermezler. Normal-sağlıklı bir kişide bu antikorların negatif olması gerekir. Ancak toplumda % 10 kadar pozitiflik saptanır ki; bu durum altta subklinik bir tiroid hastalığı olduğunu düşündürür.
TPO antikorları Hashimoto tiroiditinde % 95 oranında; Graves hastalığında ise % 85 oranında pozitiftir. Pozitif antikor titreleri veya düzeyi ile hastalık şiddeti arasında bir ilişki yoktur. TPO antikorları şu durumlarda ölçülmelidir: a) otoimmün tiroid hastalığının tanısı için; b) otoimmün tiroid hastalığının risk durumunu anlamak için c) postpartum tiroidit öngörmede; d) Interferon alfa; IL-2 ; amiodaron ve lityum tedavisi alanlarda; e) Down sendromlu hastalarda; f) Gebelikte ve postpartum tiroiditli olgularda; g) in-vitro fertilizasyonun başarısız olduğu durumlar ve düşük yapan kadınlarda; h) Ürtikeri olanlarda; i) Göz kuruluğu olanlarda.
TG antikorları iyot yeterli bölgelerde ölçülmemelidir. Ayrıca TPO pozitif hastada ayrıca TG antikor ölçmek gereksizdir. Anti-TG ölçümü iyot tedavisi monitorizasyonunda faydalı olabilir. Diferansiye tiroid kanserli olgularda TG antikoru mutlaka ölçülmelidir. Anti-TG antikor varlığında TG ölçümü değerini kaybeder. TG-antikoru pozitif kanserli hastalarda takip sırasında seri olarak ölçüm yapılmalıdır. Titrasyonun artması veya antikor varlığında TG düzeyinde yükseklik kanser nüksünü gösterir. TG antikor ölçümü mutlaka immünoassay yöntemi ile ölçülmeli; aglütinasyon metodu kullanılmamalıdır.
TSH reseptör antikorları Graves hastalığına özgüdür. Graves hastalığının remisyona girip girmemesini öngörüde işe yarayabileceği gibi; gebelikteki hipertiroidinin Graves olup olmadığını anlamada da büyük faydası olur. Ayrıca ötiroid Graves oftalmopatisi tanısında faydalı olabilir. Pahalı olup yukarıda belirtilen özel durumlar hariç her hastada istenmemesi gerekir.
NIS (sodyum iyot simporter) antikorları Graves ve Hashimoto tiroiditi gibi otoimmün hastalıklarda pozitif olabilir; ancak tanı ve izlemde yararlı olmadığı gösterilmiştir.
Romatoid artrit ve Lupuslu hastalarda da otoimmün tiroid hastalığı % 24 oranında saptanır. Otoimmün tiroid hastalığı olan hastalarda ANA pozitif sıklığı yüksektir.


KAYNAKLAR
1. Prof Dr Metin Özata Guatr-Tiroid Rehberi; Gürer yayınları; 2010
2. http://www.guatrguatr.com
3. http://www.guatrx.com
4. http://www.tiroidx.com
5. http://www.guatr.ws
6. http://www.diyetlife.com