Cinsel işlev bozukluğu ile ilgili araştırmalar; cinsel sorunlarla kliniklere başvuran hasta grupları; özel klinik hasta grupları veya gönüllü normaller üzerinde yapılmakta ve sıklık bu araştırmalara dayanmaktadır. Bu nedenle bir çok araştırmacının belirttiği gibi genel toplumda cinsel işlev bozukluğu sıklığına ilişkin uygun veri yoktur.
Tam sıklık bilinmemekle beraber cinsel işlev bozukluklarının çoğunun; özellikle hafif biçimlerinin yaygın olduğuna inanılır. Özellikle ülkemizde yakın zamana kadar tabu olan bu durumların sıklığı hakkında sağlıklı verilerimizin olduğunu söylersek sizi yanıltmış oluruz. Her türlü çalışmanın yapılmış olduğu ABD verilerine ve genel poliklinik pratiğimize dayanarak şunu söyleyebiliriz.
Evli çiftlerin % 50 sinde CINSEL SORUN olduğu.Erkeklerin %50 sinin GEÇICI EREKTIL GÜÇLÜK yaşadığını belirtmiş ve bunun normal cinsel davranış sınırları içinde kabul edilmesi gerektiği düşünülmektedir. Yani bir erkek hayatının her anında yeterli verimli olacak diye bir kayıt yoktur.Erkek cinsel işlev bozukluklarının EN SIK rastlananı ERKEN BOŞALMADIR. Belki de erkeklerin % 50-60 ı bundan şikayetçidir.
Cinsel işlev bozuklukları kliniklerine başvuran erkeklerin sıkça yakındıkları bir durumda SERTLEŞME BOZUKLUĞU dur. Cinsel işlev bozukluğu tedavisi için başvuran erkeklerin %36-40’ında birincil yakınmanın olduğunu saptamışlardır. Geçen zaman içinde sertleşme bozukluğundan yakınan erkeklerin tedavi arayışlarında artış olduğu düşünülmektedir.
Evlilik terapisine başvuran erkeklerde erektil disfonksiyon (sertleşme bozukluğu) oranının %27cinsel tedavi istemi ile başvuran erkeklerin oranından (%36) daha düşük olduğunu saptamışlardır.Yapılan bilimsel çalışmalarla genel popülasyonda erektil disfonksiyon oranı %4-9 arasında bulunmuştur.
Erkekte orgazm bozukluğu (retarde ejakulasyon) daha seyrek görülen bir cinsel işlev bozukluğudur. Klinik çalışmalar; cinsel işlev bozukluğu tedavisi için başvuran vakaların % 3-8’ inde bu bozukluğun saptandığını göstermektedir.
Evlilik terapisi istemi ile başvuran erkeklerin % 17’ sinde ORGAZM BOZUKLUĞU saptanması EVLİLİK(marital) UYUM AZLIĞI ile erkekte orgazm bozukluğu arasında ilişki olabileceğini düşündürmekte ve bu bozukluğun PSIKOSOSYAL açıdan önemini ortaya koymaktadır.
Özet olarak; klinik gruplarda yapılan araştırmalarda erkekte erektil bozukluk daha sık görülmektedir. Prematüre ejakulasyon ise genel popülasyonda daha yaygın gibi görünmektedir. Erkekte orgazm bozukluğu hem genel popülasyonda hem de klinik gruplarda daha az sıklıktadır. CİNSEL SORUNLARIN NEDENLERİ:
BİLGİSİZLİK; TABULAR; HASTALIKLAR; SİGARA VE BAZI İLAÇLAR
v Yaklaşık HER ÜÇ KİŞİDEN BİRİSİ cinsel yaşamının herhangi bir dönemindeen az bir cinsel işlev bozukluğuyaşıyor.
v Cinsel sorunların başlıca nedeni EĞİTİMSİZLİK VE BİLGİSİZLİK. Ülkemizde okul çağında başlayan bir cinsel eğitimin olmaması ve formel cinsel bilgi kaynaklarının (okul; öğretmenler; uzmanlar; kitaplar vs.) yeterli ölçüde kullanılmaması cinsellik alanında ciddi boyutta bilgi eksikliği yaşanmasının nedeni.
v Cinsel bilgi ve eğitim eksikliği; özellikle deneyim eksikliği ve toplumun cinselliğe yaklaşımındaki katı; tabular ve yasaklarla yüklü MUHAFAZAKAR TUTUMLA birleşince bir çok cinsel soruna ve cinsel işlev bozukluğuna yol açabiliyor.
v Çok sayıda psikolojik neden ve başta depresyon olmak üzere çeşitli PSİKİYATRİK HASTALIKLAR cinsel sorunların da tetikleyicisi.
v Ayrıca başta YÜKSEK TANSİYON; ŞEKER HASTALIĞI VE KANYAĞLARININ YÜKSELMESİ olmak üzere çok sayıda kronik hastalık da cinsel sorunların kaynağı durumunda.
v Uzmanlar özellikle 40’lı yaşlardan sonra; kimi zaman yaşanılan cinsel sorunların altta yatan daha ciddi ve bazen yaşamı tehdit edebilecek koroner hastalığı gibi hastalıkların ön habercisi olabileceğini belirtiyor.
v Dikkat; kullandığımız çok sayıda İLACIN cinsel yan etkileri var!
v Son yıllarda ülkemizde hızla artan SİGARA kullanımının da cinsel yaşamın en büyük düşmanlarından biri olduğu son yıllarda ortaya çıktı. Uzmanlar; sigara kullananları cinsel yaşamları açısından da uyarıyor.
Toplumsal bakışın ve geleneklerin cinsel sorunların önemli bir kaynağı olduğunu CETAD (Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği)Araştırması’nın sonuçları da gösteriyor. Araştırmaya göre;Türk toplumu cinsel sorunlarının en önemli kaynağı olarak 1.% 62 EĞİTİMSİZLİK VE BİLGİSİZLİĞİ gösteriyor. 2.% 40’ı da toplumun cinselliğe yaklaşımını; ÖNYARGILAR/TABULARI; GELENEK VE GÖRENEKLERİ vurguluyor. 3.PSİKOLOJİK NEDENLERİ VE STRESİ gösteriyor.
Araştırma; cinselliğe toplumsal bakış ve geleneklerin cinsel sorunlar için önemli bir sorun kaynağı olduğunu göstermekte. Kadınlar:“İLİŞKİ”yi kaybetmekten korkuyor" Erkekler:“GÜÇ”lerini kaybetmekten korkuyor Kadınlar cinsel ilişki sırasında en büyük haz kaynağı olarak “DUYGUSAL YAKINLIK”; “YUMUŞAKLIK”; “SEVİLEN BİRİYLE DERİN DUYGULARIN PAYLAŞIMI” gibi duygusal ifadeleri ön plana çıkarıyorlar. Erkekler:ise NE KADAR İYİ SEVİŞTİKLERİ ve NE KADAR GÜÇLÜ OLDUKLARI ile ilgileniyor.
Uzm.Dr. Sevilay Zorlu
Psikiyatrist& Psikoterapist
Antalya