Daha önce de bahsettiğim üzere; boşanma döneminden geçerken çocukların algılarının dayandığı standart kalıplar; boşanmayla birlikte yıkılabilir.Bu standart algılar nelerdi;kısaca hatırlamak gerekirse; çocuğun bugüne kadar hayatı; anne ve babasının birlikte oluşturduğu yuvadan ibaretken; şimdi anne ve baba birbirlerinden ayrılmaktadırlar.Yetişkin insanlar bile; hayatlarındaki irili ufaklı değişikliklerden sonra bazen uyum problemleri gösterebildiğini düşündüğümüz zaman; okul öncesi bir çocuğun bu durumdan ne kadar etkilenebileceğini belki anlayabiliriz.
Çocukların boşanma sürecinden geçerken çeşitli duygular yaşadığını biliyoruz.Bunlar öfke; yalnızlık; reddedilmişlik duygusu; korku gibi duygulardır.Bazı anne-babalar çocuklarının yaşadığı duyguları anlayabilirken; bazıları ise kendi yaşadıklarına o kadar odaklanmışlardır ki; kendisinden başka herhangi bir kimsenin üzüleceğini ya da farklı bir şeyler yaşayacağını aklına getirmeyebilir.
Halbuki çocukların; anlam dünyalarının sarsılması onlarda birçok kritik probleme neden olabilir. Çocuklarınıza Sevginizi Hissettirin
Çocuklarımı sevmiyorum diyen bir ebeveyne rastlamak neredeyse imkansızdır.Herkes çocukların çok sevdiğini belirtecektir.Ama bazen sadece sevmek yeterli olmayabilir.Kendi içinizde hissettiğiniz sevginin karşı tarafta algılanması da önemlidir.Mevlana’nın güzel bir sözü bize bu durumda yardımcı olabilir: “Ne kadar çok şey bilirseniz bilin;bildikleriniz ancak karşı tarafın anladığı kadardır.”Ben bu sözü konumuza uygun olarak şöyle söylemeyi tercih ediyorum; “Ne kadar severseniz sevin; sevginiz karşı tarafın hissettiği kadardır.”Çocuklarımıza karşı sevgimizi hissettirmemiz çok önemlidir.
Boşanma sonrasında çocuk; tek bir ebeveyninin yanında kalabileceği için; diğer ebeveyninin kendisini artık sevmediği düşüncesine kapılabilir.Kendisinin terk edildiğini düşünebilir.Çocuklar; o an yaşadıkları duyguları itibariyle; yanında kaldığı ebeveyninin de bir gün kendisini bırakıp gidebileceğini düşünebilir.Çocuğunuzla empati yaparak; onun ne yaşadığını; neler hissettiğini anlamaya çalışmalı ve ona göre hareket etmeliyiz.Yaşadıklarından dolayı çocukları asla yargılamamalıyız.
Bazı babalar; geleneksel eğilimlerin de etkisiyle; çocuklarını ne kadar severlerse sevsinler; çocuklarına bu durumu hissettirmeyebilirler.Eskiden bazı babalar; çocuklarını sevmenin ayıp olacağını düşünerek; çocuklarına var olan sevgilerini göstermemişlerdir.Birçok danışanımdan; “babam beni bir kez bile öpmedi” ya da “bana bir kez bile sarılmadı” cümlelerini sıklıkla duymuşumdur.Eğer aramızda hala böyle davranmayı sürdürenler varsa; bu tavırların sağlıklı olmadığını söylemem gerekir.
Peki; sevgi nasıl hissettirilir? Sevgimizi birçok şekilde çocuklarımıza hissettirebiliriz.Bazen anlamlı ve sevgi dolu bir bakışla bazen güzel sözlerle;bazen de küçük bir hediyeyle sevgimizi hissettirebiliriz.Eğer daha öncesinde çocuğunuza karşı istikrarlı bir şekilde sevginizi hissettirdiyseniz; boşanma sonucunda ufak yalpalanmalar yaşanacak fakat eski halinize dönmeniz çok zor olmayacaktır.
Bazı durumlarda ise ebeveynle çocuklarına çeşitli sebeplerden dolayı sevgilerini tam hissettirmemiş olabilirler.Bu durumun birçok sebebi olabilir; yoğun iş temposu; ödenmesi gereken borçlar için çok fazla mesai yapmak; aile içinde yaşanan gerilimlerden dolayı çocuğa gereken önemi verememek gibi.Bu tür durumlarda boşanma; çocuğunuza gereken önemi vermeniz konusunda sizin için bir fırsat olabilir.Sevginizi hissettirmek; bu dönemde daha zor olmakla birlikte; kesinlikle imkansız değildir. Bazı Önemli Ayrıntılar:
·Eşinizden ayrıldıktan sonra yanınızda kalan çocuğunuzun; sizin büyük problemler yaşamış olduğunuz; belki de nefret ettiğiniz eski eşinizi özlemesini lütfen yadırgamayın ve yargılamayın.Unutmayın ki; çocuğunuzun özlediği kişi eski eşiniz değil; anne ya da babasıdır.
·Sevginizi ifade ederken dikkatli olun.Sevginizi ifade etme yolları olarak; pahalı hediyeler almayı; lüks restoranlarda yemek yedirmeyi yada çocuğunuzun istediği kadar parayı vermeyi seçerseniz uzun vadede bambaşka problemler yaşayabilirsiniz.Özellikle ayrılık sonrası; ayrılan eşlerin maddi durumu birbirine denk olmayabilir.Farz edelim ki çocuğun yanında kaldığı annesinin maddi durumu zayıf; babasının da maddi durumu çok iyi.Çocuk babasıyla görüştüğü zaman; babasının çocuğa; annesiyle birlikte yaşarken elde etmesinin neredeyse imkansız olduğu koşulları sınırsız bir şekilde çocuğa sunması; çocuğun hayatının büyük kısmını birlikte yaşadığı annesininse bu imkanları çocuğa sunamaması çocuk çeşitli problemler ortaya çıkarabilir.Bu nedenle; özellikle maddi hediyeler konusunda ölçülü olunması gerekmektedir.
·Başlıca bir yazının konusu olabilecek bir durum ise çocukları aranızdaki intikamın bir aracı olarak kullanmadır.Çocuklara; boşanma sürecinde en çok zarar veren durumlardan birisi de budur.